30/07/2017, 17:50
* ZEYTİN YEŞİLİN KANARSA”
Ve
GÜLŞEN ŞENDERİN ŞİİRLERİ-1
Mustafa CEYLAN
*********************************
“ZAMANIN ZEMBEREĞİ
Geriye dönüp bakmak acıtır hep yüreği
Gençliğimiz, sevdamız gülümser o günlerden
Ve tutkuyla büyülenmiş, kenetlenmiş yürekler
Yeniden yaşamak için aşkı bırakıldığı yerden
Ne çok kuş uçurtmakta sonsuz maviliklere
Sevgi ummanına nasıl çekilirse kürek
Mutluluğun doruklarına ulaşmak için
Kalan günlere kur zamanın zembereğini…
Yaşam ki, anlamlaşır gözlerinin sonsuzluğunda
Bizi biz yapan her şeyin büyüsü sensin
Sevmek kutsallaşır o utangaç gülüşünde
Ölümsüzdür kelebekler, ölümsüz çiçeklerde
Nerde yaşam bahar gibi coşmuşsa,
Coşmuşsa ömrün son çağında aşka gönül
Düşleri ve umutları insanoğlunun
Zamanın zembereğiyle yarışır…
Şansını kendin yaratmalısın inançla
Dirençle haykırmalısın kısır döngülüye
Dünün, bugünün yarının güzelliğine
Güneşi, ayı, tüm yıldızları serpmelisin
Değişim şarkısı söyler gezegenler
Bilinen o ki; yürekler isyan bayrakları açar
Yaşama sevinci değil midir; ırmak gibi coşan?
Güneş aşka doğdukça, çiçekler sevgiye açtıkça
Kur zamanın zembereğini AŞKA…
GÜLŞEN ŞENDERİN”
![[Resim: 14654_b_9399.jpg]](https://img.antoloji.com/media/sair_resimleri/54/14654_b_9399.jpg)
*
Şiirlerinde burcu burcu Yeşil Ada(Kıbrıs)kokan, hecenin ve gülce’nin sevdalısı Gülşen Şenderin’den, onun şiir dünyasından esintiler sunmak ve bu esintilere yapacağımız analizlerle katkı koymak istiyorum.
Gülşen Şenderin’i vicahen-yüzyüze-tanıma imkânım olmadı. Ama, Kıbrıs’a çok kere gittim, özetle, şairin şiirlerinin ruh kökünü yakından biliyorum demektir. Şu halde şiirleri içinde bir gezintiye benimle beraber çıkmaya var mısınız?
İnsan, önce aile ve yakın çevresini görür. Şair, şiir sevdasına önce en yakın çevresinden başlar. Gördükleriyle, hem hal olduklarıyla başlar. Yoksa, şiir köksüz, şair ruhsuz olabilir ki bu durum hiç istenmeyen bir olaydır.
Şiirleri “sağlam”, “ayakları yere basan” şairleri sevmiş, okumuş ve onları hep alkışlamışımdır. Havai, boş ve tutarsız düşlerle, imgelerle dokunmuş şiirleri kaleme alan şairlerimiz de vardır. Ama onlar dahi, düşledikleri iklim içinden yürüyen şiirlerine sağlam bir “zemin” aramaktadırlar.
Bence şiir, etkilenme ve etkileme sanatıdır. Şair, etkilenecektir. Kimden? En yakınındaki kişilerden, varsa şairlerden, manzaradan, doğadan. Sonra, yaşadığı güzelliklerden, çektiği çilelerden etkilenecektir. Kendi yüreciğinde kendi şiirini besleyip dünyaya sunamayanlar, çekilsinler şiir meydanından da, ortalıktaki toz, duman azalsın, olmaz mı?
Şairin bir “ideler âlemi” mutlaka olmalı. Doğruların, iyi ve faydalıların bileşkesinin toplandığı, ideallerin bayraklaştığı fikir ve akıl platformu, duygu harmanlamasıyla yanıp tutuşanda çıkar şiir belası ve yakar şairini…
*
![[Resim: dl7y3ym9epe41idnv.jpg]](http://666kb.com/i/dl7y3ym9epe41idnv.jpg)
Peki kimdir Gülşen Şenderin.
“Zamanın zembereğinin” davacılar davacısı olan şairimiz,in kısa öz geçmişi şöyle:
24 -11-1952 de, Baf - Kıbrıs’ta doğdu. İlkokulu Dağaşan'da,ortaokulu Lefkoşe’de, liseyi de Limasol’da bitirdi.
1974 de Lefkoşe’de hemşirelikten ayrılıp Bakırköy’e yerleşti.Üç çocuk annesi, bir de torun babaannesidir.
Şiire okul yıllarında başlamış, evlilik yıllarında ara vermiştir.
45 yaşından sonra yaşamın acı süzgeçlerinde, hoşgörü imbiklerinde olgunluğa sığınarak yeniden şiire gönül vermiştir. Duyarlı yüreğinin renginde açan her konuda şiiri vardır diyebiliriz.
Dergilerde antolojilerde ve Internet sitelerinde şiirleri yayınlanmakta.
Aşk şiirleri ve sosyal yaşam içerikli şiirler yazmıştır.
Genelde hece şiirine gönül vermiştir; serbest vezinde şiir ve Gülce Edebiyat Akımı şiirleri de vardır.
Temmuz 2006 da °°° TURKUVAZ DÜŞLERDEKİ BEBEK °°°
EYLÜL 2012 DE ***GÜNEŞ AŞKA DOĞDUKÇA **
KASIM 2014 DE * *GÜLŞEN-İ AŞK RÜYASI ***
*
Yeni şiire, şiirde yeniliğe açık olan şairimiz, asla tutucu değil. Aksine “aydınlanmacı , aksine “çağdaş” ve korkusuzdur.
Şahsen Gülşen Şenderin imzasını, “gülce” nin bazı önemli türlerinde sergilediği çok başarılı şiir çalışmalarını okuyarak tanıdım. Onlar, gülce’nin 19 şiir türünün bazılarının “su akışı”nca berrak ve yalın, kolayca yazılmış, ayaydın dizeleri okudukça da sonsuz mutlu oldum.
Sadece “Gülce” türü mü, hayır! Dünyanın kabul ettiği çoğu tür ve tarzda şiirleri bulunmakta. Japon Haiku’larından tutun da daha bir çok yeni tarz ve şeklî denemeler yapmaktan çekinmez şair. Önemli olan şekilden çok, şiirin özü’dür. Ancak, şiirin özü’nün içine girdiği “şeklî unsur”u da bir kenara atmamalıyız.
Şenderin, şiirin özünü şekil-kalıp içinde kaybetmemiş, ona yakışanı sunmaya çalışmıştır. Akrostiş’i yaparken, akrostişin “gizli hali” saydığımız “akrostik” i de denemesini bilmiştir. Serbest şiirlerinden daha çok hece ovasında koşmayı kendine şiar edinmiştir.
Malumunuz Japon Haiku’ları 5+7+5 hecelik ölçülerle oluşan, özlü sözdür ki, Japonların son sözü olarak kabir taşı edebiyatının doruk noktasıdır. Bizim “Gülce Edebiyat Akımı”nın 19 şiir türünden, akıma ismini veren “Gülce” şiir türü de bir hece yapılanmasıdır ki, o da 5+7+5+7+5 şeklinde yapılaşmaktadır.
![[Resim: dl7y5ifs1xuxs3jqj.jpg]](http://666kb.com/i/dl7y5ifs1xuxs3jqj.jpg)
Geliniz Gülşen Şenderin’in Haikularından bir kaçına göz atalım, olmaz mı?
“Venüs’üm derdi
Geceyi aşkla çarpıp
Sabaha erdi.”
“Munisçe baktı
O yeşil gözlerinden
Baharlar aktı.”
“Bir gül dikeni
Kanatmadıkça teni
Aşklandım deme!”
“Kalp çatlağından
Giren aşk tanemsin sen
Kumu kışkırtan. “
“Tutuşur düşler
Suda açan nilüfer
Sevdan koktukça.”
-----------------DEVAMI VAR-------------------------
Ve
GÜLŞEN ŞENDERİN ŞİİRLERİ-1
Mustafa CEYLAN
*********************************
“ZAMANIN ZEMBEREĞİ
Geriye dönüp bakmak acıtır hep yüreği
Gençliğimiz, sevdamız gülümser o günlerden
Ve tutkuyla büyülenmiş, kenetlenmiş yürekler
Yeniden yaşamak için aşkı bırakıldığı yerden
Ne çok kuş uçurtmakta sonsuz maviliklere
Sevgi ummanına nasıl çekilirse kürek
Mutluluğun doruklarına ulaşmak için
Kalan günlere kur zamanın zembereğini…
Yaşam ki, anlamlaşır gözlerinin sonsuzluğunda
Bizi biz yapan her şeyin büyüsü sensin
Sevmek kutsallaşır o utangaç gülüşünde
Ölümsüzdür kelebekler, ölümsüz çiçeklerde
Nerde yaşam bahar gibi coşmuşsa,
Coşmuşsa ömrün son çağında aşka gönül
Düşleri ve umutları insanoğlunun
Zamanın zembereğiyle yarışır…
Şansını kendin yaratmalısın inançla
Dirençle haykırmalısın kısır döngülüye
Dünün, bugünün yarının güzelliğine
Güneşi, ayı, tüm yıldızları serpmelisin
Değişim şarkısı söyler gezegenler
Bilinen o ki; yürekler isyan bayrakları açar
Yaşama sevinci değil midir; ırmak gibi coşan?
Güneş aşka doğdukça, çiçekler sevgiye açtıkça
Kur zamanın zembereğini AŞKA…
GÜLŞEN ŞENDERİN”
![[Resim: 14654_b_9399.jpg]](https://img.antoloji.com/media/sair_resimleri/54/14654_b_9399.jpg)
*
Şiirlerinde burcu burcu Yeşil Ada(Kıbrıs)kokan, hecenin ve gülce’nin sevdalısı Gülşen Şenderin’den, onun şiir dünyasından esintiler sunmak ve bu esintilere yapacağımız analizlerle katkı koymak istiyorum.
Gülşen Şenderin’i vicahen-yüzyüze-tanıma imkânım olmadı. Ama, Kıbrıs’a çok kere gittim, özetle, şairin şiirlerinin ruh kökünü yakından biliyorum demektir. Şu halde şiirleri içinde bir gezintiye benimle beraber çıkmaya var mısınız?
İnsan, önce aile ve yakın çevresini görür. Şair, şiir sevdasına önce en yakın çevresinden başlar. Gördükleriyle, hem hal olduklarıyla başlar. Yoksa, şiir köksüz, şair ruhsuz olabilir ki bu durum hiç istenmeyen bir olaydır.
Şiirleri “sağlam”, “ayakları yere basan” şairleri sevmiş, okumuş ve onları hep alkışlamışımdır. Havai, boş ve tutarsız düşlerle, imgelerle dokunmuş şiirleri kaleme alan şairlerimiz de vardır. Ama onlar dahi, düşledikleri iklim içinden yürüyen şiirlerine sağlam bir “zemin” aramaktadırlar.
Bence şiir, etkilenme ve etkileme sanatıdır. Şair, etkilenecektir. Kimden? En yakınındaki kişilerden, varsa şairlerden, manzaradan, doğadan. Sonra, yaşadığı güzelliklerden, çektiği çilelerden etkilenecektir. Kendi yüreciğinde kendi şiirini besleyip dünyaya sunamayanlar, çekilsinler şiir meydanından da, ortalıktaki toz, duman azalsın, olmaz mı?
Şairin bir “ideler âlemi” mutlaka olmalı. Doğruların, iyi ve faydalıların bileşkesinin toplandığı, ideallerin bayraklaştığı fikir ve akıl platformu, duygu harmanlamasıyla yanıp tutuşanda çıkar şiir belası ve yakar şairini…
*
![[Resim: dl7y3ym9epe41idnv.jpg]](http://666kb.com/i/dl7y3ym9epe41idnv.jpg)
Peki kimdir Gülşen Şenderin.
“Zamanın zembereğinin” davacılar davacısı olan şairimiz,in kısa öz geçmişi şöyle:
24 -11-1952 de, Baf - Kıbrıs’ta doğdu. İlkokulu Dağaşan'da,ortaokulu Lefkoşe’de, liseyi de Limasol’da bitirdi.
1974 de Lefkoşe’de hemşirelikten ayrılıp Bakırköy’e yerleşti.Üç çocuk annesi, bir de torun babaannesidir.
Şiire okul yıllarında başlamış, evlilik yıllarında ara vermiştir.
45 yaşından sonra yaşamın acı süzgeçlerinde, hoşgörü imbiklerinde olgunluğa sığınarak yeniden şiire gönül vermiştir. Duyarlı yüreğinin renginde açan her konuda şiiri vardır diyebiliriz.
Dergilerde antolojilerde ve Internet sitelerinde şiirleri yayınlanmakta.
Aşk şiirleri ve sosyal yaşam içerikli şiirler yazmıştır.
Genelde hece şiirine gönül vermiştir; serbest vezinde şiir ve Gülce Edebiyat Akımı şiirleri de vardır.
Temmuz 2006 da °°° TURKUVAZ DÜŞLERDEKİ BEBEK °°°
EYLÜL 2012 DE ***GÜNEŞ AŞKA DOĞDUKÇA **
KASIM 2014 DE * *GÜLŞEN-İ AŞK RÜYASI ***
*
Yeni şiire, şiirde yeniliğe açık olan şairimiz, asla tutucu değil. Aksine “aydınlanmacı , aksine “çağdaş” ve korkusuzdur.
Şahsen Gülşen Şenderin imzasını, “gülce” nin bazı önemli türlerinde sergilediği çok başarılı şiir çalışmalarını okuyarak tanıdım. Onlar, gülce’nin 19 şiir türünün bazılarının “su akışı”nca berrak ve yalın, kolayca yazılmış, ayaydın dizeleri okudukça da sonsuz mutlu oldum.
Sadece “Gülce” türü mü, hayır! Dünyanın kabul ettiği çoğu tür ve tarzda şiirleri bulunmakta. Japon Haiku’larından tutun da daha bir çok yeni tarz ve şeklî denemeler yapmaktan çekinmez şair. Önemli olan şekilden çok, şiirin özü’dür. Ancak, şiirin özü’nün içine girdiği “şeklî unsur”u da bir kenara atmamalıyız.
Şenderin, şiirin özünü şekil-kalıp içinde kaybetmemiş, ona yakışanı sunmaya çalışmıştır. Akrostiş’i yaparken, akrostişin “gizli hali” saydığımız “akrostik” i de denemesini bilmiştir. Serbest şiirlerinden daha çok hece ovasında koşmayı kendine şiar edinmiştir.
Malumunuz Japon Haiku’ları 5+7+5 hecelik ölçülerle oluşan, özlü sözdür ki, Japonların son sözü olarak kabir taşı edebiyatının doruk noktasıdır. Bizim “Gülce Edebiyat Akımı”nın 19 şiir türünden, akıma ismini veren “Gülce” şiir türü de bir hece yapılanmasıdır ki, o da 5+7+5+7+5 şeklinde yapılaşmaktadır.
![[Resim: dl7y5ifs1xuxs3jqj.jpg]](http://666kb.com/i/dl7y5ifs1xuxs3jqj.jpg)
Geliniz Gülşen Şenderin’in Haikularından bir kaçına göz atalım, olmaz mı?
“Venüs’üm derdi
Geceyi aşkla çarpıp
Sabaha erdi.”
“Munisçe baktı
O yeşil gözlerinden
Baharlar aktı.”
“Bir gül dikeni
Kanatmadıkça teni
Aşklandım deme!”
“Kalp çatlağından
Giren aşk tanemsin sen
Kumu kışkırtan. “
“Tutuşur düşler
Suda açan nilüfer
Sevdan koktukça.”
-----------------DEVAMI VAR-------------------------