03/08/2017, 07:08
GÜLCE ve HECE
-Gülce, Hece Vezni’ne karşı değildir. Zaten, heceyi bilmeyen de asla Gülce şiiri yazamaz.
-Gülce, Hece vezninin millî veznimiz olduğuna inanmaktadır. Millî veznimizi, bütün unsurlarıyla, tarz, şekil, üslûp, âhenk, kalıp, kafiye, redif vb unsurlarıyla kabul etmektedir. Bu önkabulden hareketle Gülce, son dönemde hece şiirinin sadece "koşma" tarzına kilitlenmesini istememekte, koşma ile birlikte öteki tarzların da işlenmesi gerektiğini düşünmektedir.Hattâ Gülce, hece şiirimize sevdasını destanlaştırarak, bozmadan, kırmadan, yıkmadan, karşı çıkmadan yeni nefes alanları ile daha da ileri götürmeyi kendisine şiar edinmiş bir edebiyat akımıdır.
-Gülce, Hece veznimizi edebî sanatlardan yoksun, çağı kucaklamayan, soğuk, dili ve duygusu yabancı manzume tiplemesine ışınlayan anlayışa karşıdır. Şiirine yakışan ve yeten bir sanatı isteyen Gülce, onu boğmayan ve gereksiz süflî eklenti, sanatsal öğeler ve imgelerle dokunmayan şiir halısını gökkuşağı âhengi, Selçuklu halısı renkleriyle dokumak isteyen bir düşünceye sahiptir. Heceleri meydana getiren her harfin belirli bir ağırlığı olduğunu ve Türk Dilinin Dünyanın en zengin ve en saygın dili olduğundan, bu dille üretilecek şiirlerin de Dünyanın en güzel şiirleri olması gerektiğini söyleyen bir düşünceye sahiptir. Bu sebeple, Hece’ mizden asla vaz geçmeyiz. Onunla başka vezinleri buluşturur, harmanlarız; ama asla onun bozulmasını istemeyiz.
-Gülce, Dünyadaki çoğu ülke edebiyatlarında "heceye dayalı" şiir türleri olduğunu ve hecenin "moda" bir vezin olduğunu ortaya koymuştur. Bu sebeple de, bizim hecemizle diğer ülkelerin hecelerini mukayese ederek, hattâ onlardan yeni şekiller ve ölçülerle yeni eserler üretmesini bilmiş bir edebiyat akımıdır.
-Gülce, Triyolemsi ve Sone’m önerileriyle "batı edebiyatı" şekillerine, bize ait değişiklikler önererek Hecemizin batı ile harmanlanmasını; edebiyat akımına kendi ismini veren "Gülce" şiir türü ile de Japon şiirini bizim hecemizle buluşturmuştur. Ayrıca,"Yediveren ve Dönence" şiir türleriyle cinas sanatının gayet mâhirâne bir şekilde kullanılmasını sağlamıştır. "Buluşma" şiir türü ile Hece’ mizi serbestle buluştururken, "Gülistan" ile de hecemizi aruz ile buluşturmuştur. Ve Gülcemiz, "Yunusça" ve "Tokmak" önerileriyle Hece şiirimizin kıt’a oluşumunda, yeni, değişik ama kalıp -kafiye-ritm kurallarını bozmayan bir gelişmeyi ortaya koymuştur. "Yiğitçe" ile Varsağı’mıza renk kazandıran Gülce, "Üçgül"üyle üçer mısralık kupleler, "Özge"siyle de onar mısralık bentler teklif etmiş, en çok tepki toplayan "Üçgen"iyle de mısra sırası ile hece sayısını eşitlemeye çalışmıştır. Bütün bunlar ve öteki Gülce çalışmaları, önerileri, projeleri ve diğer bütün çabaları da göstermektedir ki, Gülce ve Gülceciler hece tutkunudurlar ve hece’de muhteşem ve kalıcı bir atılım yapmak istemektedirler.
-Gülce, geleneksel Halk Edebiyatımızın "zincirbent"ini "serbest şiirde" neden kullanmayalım deyip, "Serbest Zincir"i öneren, yine Halk şiirimizdeki mısra başı kafiyeleri ile mısra sonu kafiyelerinden ve kafiyenin tarihsel süreç içindeki serüveninden esinlenerek "Çaprazlama"yı şairlerimize sunmuş ve başarılı örnekler üretmiştir.
-Gülce, Halk Ozanlarımızı çok seven, Aşıklık Geleneği’ nin yaşatılması gerektiğine inanan ve halk ozanlarımızın sosyal güvenceye kavuşturulmasını savunan yegâne edebiyat akımıdır.
-Gülce, halktan kopuk aydınların edebiyat akımı olmadığından, hece’ nin ve edebiyat tarihinin internetin de getirdiği imkânlar ve kolaylıkla bir "çöplük"e dönüştürülmesini istememektedir. Bu sebeple, her yıl yeni ve köklü konuları kapsayan projeler önermekte ve bu projelerle gelecek zamanları kucaklamak istemektedir.Bu projelerde millî, dinî ve evrensel konularla birlik ve beraberlik anlayışımız, bayrak-vatan sevgimiz ile milli veznimiz hece’miz esas noktamızı teşkil etmektedir.
-Gülce, özellikle batı ve arap dil emperyalizminin etkisinde kalanların birlikteliği olmadığından, ana dilimiz Türkçe’ nin hayranı ve tutkunu şairlerden meydana geldiğinden;hece’mizin başarılı mâzisinden hız ve ilham almaktan mutluluk duymaktadır.
Saygılarımızla...
Gülce Edebiyat Akımı
-Gülce, Hece Vezni’ne karşı değildir. Zaten, heceyi bilmeyen de asla Gülce şiiri yazamaz.
-Gülce, Hece vezninin millî veznimiz olduğuna inanmaktadır. Millî veznimizi, bütün unsurlarıyla, tarz, şekil, üslûp, âhenk, kalıp, kafiye, redif vb unsurlarıyla kabul etmektedir. Bu önkabulden hareketle Gülce, son dönemde hece şiirinin sadece "koşma" tarzına kilitlenmesini istememekte, koşma ile birlikte öteki tarzların da işlenmesi gerektiğini düşünmektedir.Hattâ Gülce, hece şiirimize sevdasını destanlaştırarak, bozmadan, kırmadan, yıkmadan, karşı çıkmadan yeni nefes alanları ile daha da ileri götürmeyi kendisine şiar edinmiş bir edebiyat akımıdır.
-Gülce, Hece veznimizi edebî sanatlardan yoksun, çağı kucaklamayan, soğuk, dili ve duygusu yabancı manzume tiplemesine ışınlayan anlayışa karşıdır. Şiirine yakışan ve yeten bir sanatı isteyen Gülce, onu boğmayan ve gereksiz süflî eklenti, sanatsal öğeler ve imgelerle dokunmayan şiir halısını gökkuşağı âhengi, Selçuklu halısı renkleriyle dokumak isteyen bir düşünceye sahiptir. Heceleri meydana getiren her harfin belirli bir ağırlığı olduğunu ve Türk Dilinin Dünyanın en zengin ve en saygın dili olduğundan, bu dille üretilecek şiirlerin de Dünyanın en güzel şiirleri olması gerektiğini söyleyen bir düşünceye sahiptir. Bu sebeple, Hece’ mizden asla vaz geçmeyiz. Onunla başka vezinleri buluşturur, harmanlarız; ama asla onun bozulmasını istemeyiz.
-Gülce, Dünyadaki çoğu ülke edebiyatlarında "heceye dayalı" şiir türleri olduğunu ve hecenin "moda" bir vezin olduğunu ortaya koymuştur. Bu sebeple de, bizim hecemizle diğer ülkelerin hecelerini mukayese ederek, hattâ onlardan yeni şekiller ve ölçülerle yeni eserler üretmesini bilmiş bir edebiyat akımıdır.
-Gülce, Triyolemsi ve Sone’m önerileriyle "batı edebiyatı" şekillerine, bize ait değişiklikler önererek Hecemizin batı ile harmanlanmasını; edebiyat akımına kendi ismini veren "Gülce" şiir türü ile de Japon şiirini bizim hecemizle buluşturmuştur. Ayrıca,"Yediveren ve Dönence" şiir türleriyle cinas sanatının gayet mâhirâne bir şekilde kullanılmasını sağlamıştır. "Buluşma" şiir türü ile Hece’ mizi serbestle buluştururken, "Gülistan" ile de hecemizi aruz ile buluşturmuştur. Ve Gülcemiz, "Yunusça" ve "Tokmak" önerileriyle Hece şiirimizin kıt’a oluşumunda, yeni, değişik ama kalıp -kafiye-ritm kurallarını bozmayan bir gelişmeyi ortaya koymuştur. "Yiğitçe" ile Varsağı’mıza renk kazandıran Gülce, "Üçgül"üyle üçer mısralık kupleler, "Özge"siyle de onar mısralık bentler teklif etmiş, en çok tepki toplayan "Üçgen"iyle de mısra sırası ile hece sayısını eşitlemeye çalışmıştır. Bütün bunlar ve öteki Gülce çalışmaları, önerileri, projeleri ve diğer bütün çabaları da göstermektedir ki, Gülce ve Gülceciler hece tutkunudurlar ve hece’de muhteşem ve kalıcı bir atılım yapmak istemektedirler.
-Gülce, geleneksel Halk Edebiyatımızın "zincirbent"ini "serbest şiirde" neden kullanmayalım deyip, "Serbest Zincir"i öneren, yine Halk şiirimizdeki mısra başı kafiyeleri ile mısra sonu kafiyelerinden ve kafiyenin tarihsel süreç içindeki serüveninden esinlenerek "Çaprazlama"yı şairlerimize sunmuş ve başarılı örnekler üretmiştir.
-Gülce, Halk Ozanlarımızı çok seven, Aşıklık Geleneği’ nin yaşatılması gerektiğine inanan ve halk ozanlarımızın sosyal güvenceye kavuşturulmasını savunan yegâne edebiyat akımıdır.
-Gülce, halktan kopuk aydınların edebiyat akımı olmadığından, hece’ nin ve edebiyat tarihinin internetin de getirdiği imkânlar ve kolaylıkla bir "çöplük"e dönüştürülmesini istememektedir. Bu sebeple, her yıl yeni ve köklü konuları kapsayan projeler önermekte ve bu projelerle gelecek zamanları kucaklamak istemektedir.Bu projelerde millî, dinî ve evrensel konularla birlik ve beraberlik anlayışımız, bayrak-vatan sevgimiz ile milli veznimiz hece’miz esas noktamızı teşkil etmektedir.
-Gülce, özellikle batı ve arap dil emperyalizminin etkisinde kalanların birlikteliği olmadığından, ana dilimiz Türkçe’ nin hayranı ve tutkunu şairlerden meydana geldiğinden;hece’mizin başarılı mâzisinden hız ve ilham almaktan mutluluk duymaktadır.
Saygılarımızla...
Gülce Edebiyat Akımı