11-VEDÂDİ (Karabağ)
MUSTAFA CEYLAN / ÖLDÜRÜLEN ŞAİRLER-CİLT 2-Sayfa : 311-313
Hayatının akışı hakkında fazla ayrıntılı bilgilere sahip olamadığımız bu büyük şair, doğduğu yer olan Kazak‟ın Şıhlı Kôyü‟nde ölmüş (1809) ve buraya gômülmüştür.”(1)
Sultân-ı cihân olsa gider câna inanma
Bir gün yüzülür şevket-i dîvânâ inanma
Çün bâki değil mülk-i Süleymân’a inanma
Ger âkil isen gerdiş-i devrâna inanma
Yüz bâğ-ı cihân tazelenüb güller açılsa
Gönlüm ki açılmaz nice müşkiller açılsa
Bir câm yetür sâkî ki devrân bile kalmaz
(1): bilinmeyenturktarihi.com/pdf/turkler-cilt-07.pdf; Türkler, Cilt :7
MUSTAFA CEYLAN / ÖLDÜRÜLEN ŞAİRLER-CİLT 2-Sayfa : 311-313
Asıl adı Molla Mirza Veli, 1718-19 yılında Şuşa’ya bağlı Baharlı’da doğmuş, Türkmen beyi Bayram han’ın oğlu, Fuzulî hayranı, Arapça ve Farsça lisanlarına vakıf, Karabağ hükümdarı İbrahim Han’ın müşaviri. Bir topun ağzına bağlanarak, top ateşlenir ve şairimizin cesedi parça parça çevreye yayılır.
1809 yılıdır. Karabağ hükümdarı bir konunun görüşülerek çözüme kavuşturulması için şairimizi görevlendirir. Şah kaçar Feth Ali Han ile görüşme esnasında şairimiz, sinirlerine hâkim olamaz bağırır, çağırır. Sen misin, öyle yüksek sesle bağırıp çağıran deyip, bağlarlar topun ağzına...
Mezar taşında;
“Kim Vedâdî hastanın kebrin görüp etse dua
Ede Hak rahmet, şefi ola Muhammed Mustafâ”
Şiirlerinde aruzu ve heceyi ustalıkla kullanmasını bilmiştir. Hiciv ve aşkın şairidir. “XVIII. yüzyıl Azerbaycan kültür hayatında çok önemli bir yere sahip olan şair Vedadi, yüz yılı aşkın ômrü boyunca pek çok şiir yazmış, bu şiirlerinde bir yandan toplumu ilgilendiren sosyal meselelere temas ederken bir yandan da ôz halk dili Türkçe’yi kullanarak, Azerbaycan halkının ôzüne ve ruhuna hitap etmeyi başarmıştır.
Hayatının akışı hakkında fazla ayrıntılı bilgilere sahip olamadığımız bu büyük şair, doğduğu yer olan Kazak‟ın Şıhlı Kôyü‟nde ölmüş (1809) ve buraya gômülmüştür.”(1)
Demiştir ki:
................................................................ Sultân-ı cihân olsa gider câna inanma
Bir gün yüzülür şevket-i dîvânâ inanma
Çün bâki değil mülk-i Süleymân’a inanma
Ger âkil isen gerdiş-i devrâna inanma
Bir câm yetür sâkî ki devrân bile kalmaz
Ten bir gün ölür hâk ile yeksân bile kalmaz.
Yüz mevsim-i hoş-hürrem olup iller açılsa
Yüz lâle bitüp sünbül-i süsenler açılsa Yüz bâğ-ı cihân tazelenüb güller açılsa
Gönlüm ki açılmaz nice müşkiller açılsa
Bir câm yetür sâkî ki devrân bile kalmaz
Ten bir gün ölür hâk ile yeksân bile kalmaz.
Âh aldı beni derd-i firâk u derd-i hasret
Sermest- harâb itdi beni bâde-i hayret
Bir mihr-i vefa itmeli yoh kim ola rağbet
Fevt eyleme gel var iken elde dem-i fırsat
Bir câm yetür sâkî ki devrân bile kalmaz
Ten bir gün ölür hâk ile yeksân bile kalmaz.
(1): bilinmeyenturktarihi.com/pdf/turkler-cilt-07.pdf; Türkler, Cilt :7