ein Bild ein Bild
Sitemize Hoşgeldiniz, Ziyaretçi! Giriş Yap Kayıt Ol


Konuyu Değerlendir
  • 0 Oy - 0 Ortalama
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Şükran GÜNAY-MUSTAFA CEYLAN
#1
Şükran GÜNAY

MUSTAFA CEYLAN 
 
 
Mustafa Ceylan’ı 50. sanat yılında anlatabilmek, yazıya dökebilmek; onu anlamaktan çok daha zor. Tuşlara basmaya başladığınız an, parmaklarınız  zihninizdeki birikimlerin çokluğu ile bocalamaya başlıyor. Deneyeceğim ama. İki dosya sayfasına değil, sayfalara sığdırmak mümkün müdür o koca çınarı?
 
www.antoloji.com  Şiir, Kültür, Sanat sitesine 2000 yılında yetkili şair olarak üye olduğumda birçok değerli usta kalemlerle tanıştım. O site her birimiz için sanal bir okul gibi olmuştu. Türkçe’mizin ışığında; Türk Dili ve Edebiyatı’na hizmet veriyor ve yeteneklerimizi geliştiriyorduk. Teknolojinin yeniliklerinden faydalanıyor; ülkemiz sorunlarını, özelimizin sevinçlerini kederlerini tuşlara şiirler, denemeler, makaleler, öyküler vb. biçimlerde aktararak anında paylaşabiliyorduk Antoloji sayesinde.
 
İki binli yıllarda bilgisayar kullanımı yeni yeni girmişti yazın hayatımıza. Bilgisayar kullanımı ve internet sayesinde ülkemizin her köşesinde bir arkadaşımız, dostumuz, kalem arkadaşımız oldu. Ta o günlerden tanırım kıymetli kardeşim ve usta kalem Mustafa Ceylan’ı.
 
Mustafa Ceylan; yazara, şaire saygılı olduğu gibi, genç kalemlere değer veren, onların şiirde, edebiyatta gelişmeleri için çok gayret gösteren bir kardeşimiz ve ustamızdır.  Hiç unutamadığım bir anımı aktarmak isterim:
 
 Almanya’dan, Afyon Şairler ve Yazarlar Etkinliğine davetli olarak katılmıştım. Etkinliğin bir de Kuşadası ve Söke ayağı vardı. Söke etkinliğine katılan Mustafa Ceylan’ı ilk kez orada gördüm. Tabi ki daha önceden sanalda haberleşmiş, değerli birikimlerinden faydalanmıştım.  
 
Şiirler okunmuş, paylaşımlar yapılmış, masalarda sohbet faslı başlamıştı. Mustafa Ceylan etrafına genç şairleri toplamış, elinde  kağıt, kalem, durmadan bir şeyler karalıyordu. Yanlarına yaklaştım, izledim. Hece şiiri nasıl yazılır, hece şiiri yazmanın kolaylıkları nelerdir onları anlatıyordu. Ne güzel insan bu kardeşimiz dedim kendi kendime. Bildiklerini tıpkı bir öğretmen gibi genç kuşaklara aktarmayı görev biliyor,  özellikle zaman ayırıyordu.
 
Mustafa Ceylan, bitmek  bilmeyen bir enerjiye sahip olduğu gibi; yorulsa da içindeki yazma ateşini hiç söndürmeyen bir aşk ile benliğini sürekli tutuşturan bir fedaidir. Ne için?  Türk Dili ve Edebiyatı, Türk Dili ve Kültürü için. O, kendi ağzından anlattığı, kalemiyle  ölümsüzleştirdiği ustalarının yolunda yürümeyi bırakmamış, örnek eserler  ürettiği gibi, geçmişteki ustalarını da yad etmeyi, onları yaşatmayı asla ihmal etmemiştir.
 
Mustafa Ceylan, hiç ayırım yapmadan eline kalemi alan herkese yol gösterdi. Gördüğüm ve algıladığım kadarıyla; onda koskoca bir yürek var. Kırılsa da küsmez. Bağırıp çağırsa da, biliriz ki, göğsünün derinlerinde sonsuz sevgiyle yoğrulmuş, herkese kucak açan insan sevgisi vardır. Ondaki Türklük bilinci asla göz ardı edilemez! Çalışmalarının, özverilerinin temelinde işte bu Türklük sevdası her an patlayacak volkan gibidir. Etrafında gördüğü her şaire, yazara elini uzatmış, bizlerin yazdıklarını tüm yüreğiyle eleştirmiş, değerlendirmiş; hepimize yazma ve üretme konusunda örnek olmuştur.  
Mustafa Ceylan’ı tanımak isteyen Gugel Teyze’ye (www.google.com) soruversin. On beş senede neler neler ürettiğini, çalıştığı site çalışmalarını, basılmış eserlerini, halen yapmakta olduğu çalışmalarını okumakla bitiremezsiniz.
 
Müşterek hazırladığımız Antolojiler, Antalya’da düzenlediği Şiir ve Edebiyat Etkinlikleri, Avrupa ve Türkiye’de KAPADOKYA KÜLTÜR DERNEĞİ Başkanı değerli kardeşimiz Mümün Uluç Bey’in davetlisi olarak katıldığımız  Kapadokya Şiir Şölenlerindeki müşterek çalışmalarımız Mustafa Ceylan’ı bizler arasında unutulmaz yapmıştır. 
 
Benim galiba insanlara yaklaşımın biraz farklı mıdır nedir, orasını tam bilemiyorum ama, Mustafa Ceylan kardeşim ve eşi ile Almanya’dan çok sık telefon konuşmalarım oldu. Her ikisini de zamanla kardeşimce sevdim. İlk zamanlar Ceylan kardeşim çok sigara içiyordu. O kötü arkadaş sigara ve içki yüzünden genç yaşta ağabeyimi kaybetmiştim. Ölüm döşeğinde ve kan kusarken ağabeyim, yemin ettirdi, benden bir söz aldı ; ‘’ Kardeşim, ben sana hep kızıyordum, atın ölümü arpadan olsun diyordum ama, kazın ayağı öyle değilmiş. Şimdi dönüşüm yok ve bu güzelim yaşamın son demine geldim. Senden rica ediyorum benim bu durumumu anlat. Lütfen kimi sigara içerken görürsen  anlat. Ağabeyim bu yüzden hayata doyamadan gitti, alkol alsalar bile ara sıra, şu kötü, pis zehiri sakın ola ellerine bile almasınlar. Senin ikna gücün var. Bin kişide bir kişinin sigarayı bırakmasını sağlasan, benim ruhum huzur bulacak . ‘’ dedi. Kırık dökük olmuştum  onu bu halde görünce ve nasıl bir söz verdiğimin sıkıntısından da bağıra bağıra ağlamıştım. ‘’Sana sözüm geçmedi, ellere nasıl geçer?’’ demiştim. Sözü almıştı ama ağzımdan. Söz vermiş, yemin etmiştim bir kere. İşte bu yüzden kıymetli kardeşim Mustafa Ceylan ile de sık sık bu konuyu dile getirmiştim. Hiç unutmam, sevgili eşi Gülay Hanım da sürekli bana destek vermişti. O destek verdikçe ben de yüz alıyor yükleniyordum Ceylan kardeşime.
 
Aslında asıl sebebim sadece ağabeyime verdiğim söz değildi.  Sizlerin dikkatini çekti mi bilemem. Benim izlenimlerime göre şairler, yazarlar, sanatla uğraşanlar çoğunlukla kendilerini içkiye, sigaraya adamışlar sanki! Her geçen yıl değil, her geçen ay beyinlerinin ve bedenlerinin  kötüye gittiğini, dişlerini, saçlarını, daha bir çok yeteneklerini kaybettiklerini bile bile yaşamlarının büyük bir bölümünü içkiye ve sigaraya bağışlamışlar gibi…
 
Mustafa Ceylan benim için çok değerli bir yazar, şair aynı zamanda usta kalem, ustamız. Daha nice yıllar sağlıklı kalmak zorunda. Türk Milletinin Ceylanlara ihtiyacı var.  Sigarayı bıraktığında günlerce sevinçten göz yaşı döktüm. Yüce Yaradan’ın izniyle Mustafa Ceylan sigaradan kurtuldu. Sonrası mı? Arka arkaya eserleri basıldı ve daha niceleri basılacak.
 
Mustafa Ceylan’ı anlatmayı, anlatabilmeyi ne kadar çok istesem de gereği gibi sığdıramam şu iki dosya yaprağına. Onun öncülüğünü yaptığı GÜLCE EDEBİYATI’nda kendisi için yazmış olduğum bir şiirimi sunmak istiyorum.  Ustamızın 50. Sanat yılını kutluyor, daha nice verimli, sağlıklı, mutlu, bol kazançlı sanat yılları geçirmesini diliyor; desteğini üzerimizden çekmemesini rica ediyorum.
 
O Kutlu Gün Gelince(Gülce-Üçleme)


Durmaz Dünya, döner yine kendince
Apansızın, o kutlu gün gelince


Yanar eş dost, ağlar evladın
Gün gelir, unutulur şanın adın
Tadacak o anı her erkek kadın
Durmaz Dünya, döner yine kendince

 

Mustafa Ceylan, Yunus’tur özün
Karıncanın izi, sağlamdır sözün
Sönmez sonsuza ruhundaki közün
Apansızın, o kutlu gün gelince

 

Şükran Günay

 
Cevapla
  


Foruma Git:


Konuyu Görüntüleyenler: 1 Ziyaretçi

Android Haberler | Ansansanat | Borsa Yorumla | Gülce Edebiyat | Türkçe Dersi