15/06/2018, 17:16
ZAFER S. TUNÇALP'den...
GİRİŞ
İyi bir dost ve başarılı insan. Şair, yazar, teşkilatçı ve cidden iyi bir siyaset adamı, kardeşim Mustafa CEYLAN.
Kendisinin de manevi babası olan; pederim Enver TUNÇALP’ i kaybettikten bir müddet sonra, bu değerli kardeşim bir görüşmemizde beni vefasız olarak suçlamıştı. Bu beni üzmediği gibi harekete geçirdi. Ciddi bir çalışma ile babamın “ KARBELA DESTANI “ isimli eserini bastırdık. Ücretsiz olan bu çalışma 1000 adet olarak bir hafta içinde tükendi. Bunun üzerine sn CEYLAN 7.11.2012 tarihli internetteki Gülce edebiyat yayının-dan aynen“ Heyecanla ve bir solukta okuduğum, rahmetli ağabeyimin bugüne kadar “ vefasız “ olarak nitelendirdiğim can kardeşim Zafer S. TUNÇALP ve Fikret ÖZDİZLEKLİ’ i … her ikisini de yürekten tebrik ediyorum.” Yine bir başka bölümünde “Ancak kardeşim Zafer S. TUNÇALP’ in muhteşem yüreğinde olan ve böyle eşsiz bir babanın evladı olduğunu ispat edercesine …… umuyor ve bekliyorum ki Zafer S. TUNÇALP, Enver Ağabeyimizin yayınlanmaya hazır halde bulunan ….. kitap ve eserlerini bulup yayınlatacaktır. İşte o zaman, bir milyon kere o evlada “Helal olsun!” diyeceğim.” diye yazdı. Teşekkürler CEYLAN, işte kazandırdığın bu onurla, elindeki bu eseri de tamamlayarak takdirlerinize sundum. İnşallah beğenir ve bol bol hem düşünür, hem de gülersiniz.
Bu çalışma da ; Ankara Gazeteciler Derneğinin basın organı olan 24 saat gazetesinde 1 Kasım- 3 Aralık 1987 tarihleri arasındaki sayılarda seri olarak yayınlanmıştır.
Umarım babam hissediyordur. Ona hayırlı evlatlar olabildiğimizden ; Allah’ a şükrediyoruz.
Zafer Sevil TUNÇALP
--------------------------------
ÖNSÖZ
Asker kökenli, çok çalışkan ve çok kültürlü bir şair, yazarın oğlu olmak; eğer şiire ilgi duyuyor ve de yazmak istiyorsanız sizin için talihsizlik olabilirdi.
Ancak aramızda öylesine bir çağ ve kalem farkı vardı ki; böyle bir sorun yaşamadım.
Aksine, her zaman, babamın yakın çevresindeki, yaşayan büyük şair ve yazarlarla, aynı ortamlarda bulunup aynı havayı teneffüs ettim ve onlardan feyz aldım.
Hayatlarını kaybetmiş olanlara Allah’tan rahmet dilerken; yaşayanlara sağlıklı uzun ömürler diliyorum.
Yanlarında yetiştiğim ve rahmetle andığım hocalarım Sn. Osman Yüksel Serdengeçti, Sn. Halide Nusret Zorlutuna, Sn. Ahmet Tufan Şentürk, Sn. Coşkun Ertepınar ve tabi ki babam emekli albay A. Enver TUNÇALP’ e minnet ve şükranlarımı sunuyorum. (merhum) Sn. Güzide Taranoğlu ablama, Sn. İsa Kayacan, Sn. İrfan Ünver Nasrattınoğlu, Sn. Mustafa Ceylan gibi yaşayan o büyük şair ve yazarlara da sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Şiirlerim hep aşk, özlem, inanç ve arayış üzerinedir. Öylesine ulaşılamayan bir arayış ki artık ona varılamayacağını kabul etmiş durumdayım. Üzgünüm, bu arayış: “Duyguların Ötesinde” kaldı; ne yapalım?
Zafer Sevil TUNÇALP
Ankara - 2014
sonsöz
Ötelerden bir ses gelir uzaklardan "gel der gel" ve sen o sese gidersin nedir bu ses nereden ve nasıl gelir bilinmez ama o ses öyle bir sestir ki ruhun derinliklerinden fışkırır akar , taşar ve bir anda duygular yoğunlaşarak kelimelerde yoğrulur. Evet şiir böyle doğar ve şair kendi duygularını dizelerle buluşturduğu an çektiğini sancı son bulur. Artık bir şey var bir şey ortada olan kendi duygularının yansımasıyla buluşmuştur ve o an müthiş rahatlatan bir andır şair için. Bir duygu ifade şeklini bulmuştur, ama bir de duyguların ötesine geçmek, geçebilmek vardır. İnsan duyguların ötesine nasıl geçer. Bilmem geçebilir mi? Bir yerde yoğunlaşır daralır düşünceler zihin bulanıklaşır. Bence duyguların ötesine geçebilmek son noktadır. Her şeyin bir sonu vardır öyle ya şimdi “Duyguların Ötesine” adını verdiği duygu dünyasının da sonuna geldik. Bu son öyle bir son ki içinde hüzün var, arada sırada ufak tefek mutluluklar var, özlem var. Bir yerlere bir şeylere ulaşma arzusu var ama bitmeyen sonu gelemeyecek aşk da var. Ben böyle gördüm böyle hissettim duyguların ötesinde, böyle yol aldım. Yol uzun yol, dönemeçli yol şaşırtıcı ama yoğun bir duygu denizin içinde yürüyerek zafer e ulaşılmış coşkusunu da taşıyor. Öyle de olmalı neden mi? Anlatayım dinler misiniz hadi hep beraber şiirlere yolculuk yaparak ne var ne yok bakalım Zafer beyin “Duyguların Ötesinde” olan mısralarına:
"Gözünde koyu bir tül,
Hayatta her zaman gül.
Sularda gürül gürül,
Bir siyah fırtınasın."
Diyor şair, bizim duygu dünyamız bu dizelerden ne anlıyor bir bakalım . Karşısındaki insanın mutluluğunu ve bu mutluluktaki coşkuyu anlatmış işte böyle zengin bir duygu dünyası var Zafer beyin. O zorlanmıyor şiir dünyasında kolaylıkla konu buluyor ve anlatım zenginliğiyle süslüyor mısraları, ince bir nakış gibi tek tek dokuyor ve yüreğinde hiçbir şey bırakmadan döküyor şiirlere. Şiirler coşuyor, olduğu noktadan taşıyor ve şiir kanatlarıyla bir anda yoğunlaşıp uçuyor. Ne yapalım, nasıl geçelim duyguların ötesine. Geçilmez, geçilemez bir geçit orası. Geçilemez bu geçitte bir kez daha ilerleyerek yürüyelim.
" Her zaman yanımdasın, bunu hep bileceğim.
İhtiyacım oldu mu, sana sesleneceğim… "
Diyerek babasına olan özlemini ve bu özlemden doğan sevgiyi en güzel şekilde ifade ederken , ölümün ayrılık olmadığını, her ihtiyacı olduğunda babasına ulaşabileceğini biliyor. Bu çok güçlü bir hissediş, hiçbir şekilde evlat-baba-anne ilişkisi ölümle bile bozulamaz, bozulmamalı. Onları her zaman her ihtiyacımız olduğunda yanımızda bulabiliriz. En güçlü hissedişini aktarıyor. Ne mutlu öyle bir babaya ve öylesine babasına sevgi besleyen evlada. Hele bu evlat şairse işte böyle güçlü dizelerle kendini aşıyor ve en yüce kata doğru çıkıyor.
Zafer Tuncalp'ın "Duyguların Ötesinde" kitabı ile ilgili yazmanın sonu yok. Alıp okumak ve her yazılan şiirin arkasındaki hissediş yoğunluğunu görmek gerekli. Böylelikle kendi duygularımızla, yazılan şiirler arasındaki bağı görüp kendi içsel yolculuğumuzu yapabiliriz ne dersiniz? Alın okuyun ve kendi içinizdeki duygusal dünyayı şiirlerle tanıyın olur mu?
Ne dersiniz?.
GİRİŞ
İyi bir dost ve başarılı insan. Şair, yazar, teşkilatçı ve cidden iyi bir siyaset adamı, kardeşim Mustafa CEYLAN.
Kendisinin de manevi babası olan; pederim Enver TUNÇALP’ i kaybettikten bir müddet sonra, bu değerli kardeşim bir görüşmemizde beni vefasız olarak suçlamıştı. Bu beni üzmediği gibi harekete geçirdi. Ciddi bir çalışma ile babamın “ KARBELA DESTANI “ isimli eserini bastırdık. Ücretsiz olan bu çalışma 1000 adet olarak bir hafta içinde tükendi. Bunun üzerine sn CEYLAN 7.11.2012 tarihli internetteki Gülce edebiyat yayının-dan aynen“ Heyecanla ve bir solukta okuduğum, rahmetli ağabeyimin bugüne kadar “ vefasız “ olarak nitelendirdiğim can kardeşim Zafer S. TUNÇALP ve Fikret ÖZDİZLEKLİ’ i … her ikisini de yürekten tebrik ediyorum.” Yine bir başka bölümünde “Ancak kardeşim Zafer S. TUNÇALP’ in muhteşem yüreğinde olan ve böyle eşsiz bir babanın evladı olduğunu ispat edercesine …… umuyor ve bekliyorum ki Zafer S. TUNÇALP, Enver Ağabeyimizin yayınlanmaya hazır halde bulunan ….. kitap ve eserlerini bulup yayınlatacaktır. İşte o zaman, bir milyon kere o evlada “Helal olsun!” diyeceğim.” diye yazdı. Teşekkürler CEYLAN, işte kazandırdığın bu onurla, elindeki bu eseri de tamamlayarak takdirlerinize sundum. İnşallah beğenir ve bol bol hem düşünür, hem de gülersiniz.
Bu çalışma da ; Ankara Gazeteciler Derneğinin basın organı olan 24 saat gazetesinde 1 Kasım- 3 Aralık 1987 tarihleri arasındaki sayılarda seri olarak yayınlanmıştır.
Umarım babam hissediyordur. Ona hayırlı evlatlar olabildiğimizden ; Allah’ a şükrediyoruz.
Zafer Sevil TUNÇALP
--------------------------------
ÖNSÖZ
Asker kökenli, çok çalışkan ve çok kültürlü bir şair, yazarın oğlu olmak; eğer şiire ilgi duyuyor ve de yazmak istiyorsanız sizin için talihsizlik olabilirdi.
Ancak aramızda öylesine bir çağ ve kalem farkı vardı ki; böyle bir sorun yaşamadım.
Aksine, her zaman, babamın yakın çevresindeki, yaşayan büyük şair ve yazarlarla, aynı ortamlarda bulunup aynı havayı teneffüs ettim ve onlardan feyz aldım.
Hayatlarını kaybetmiş olanlara Allah’tan rahmet dilerken; yaşayanlara sağlıklı uzun ömürler diliyorum.
Yanlarında yetiştiğim ve rahmetle andığım hocalarım Sn. Osman Yüksel Serdengeçti, Sn. Halide Nusret Zorlutuna, Sn. Ahmet Tufan Şentürk, Sn. Coşkun Ertepınar ve tabi ki babam emekli albay A. Enver TUNÇALP’ e minnet ve şükranlarımı sunuyorum. (merhum) Sn. Güzide Taranoğlu ablama, Sn. İsa Kayacan, Sn. İrfan Ünver Nasrattınoğlu, Sn. Mustafa Ceylan gibi yaşayan o büyük şair ve yazarlara da sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Şiirlerim hep aşk, özlem, inanç ve arayış üzerinedir. Öylesine ulaşılamayan bir arayış ki artık ona varılamayacağını kabul etmiş durumdayım. Üzgünüm, bu arayış: “Duyguların Ötesinde” kaldı; ne yapalım?
Zafer Sevil TUNÇALP
Ankara - 2014
sonsöz
Ötelerden bir ses gelir uzaklardan "gel der gel" ve sen o sese gidersin nedir bu ses nereden ve nasıl gelir bilinmez ama o ses öyle bir sestir ki ruhun derinliklerinden fışkırır akar , taşar ve bir anda duygular yoğunlaşarak kelimelerde yoğrulur. Evet şiir böyle doğar ve şair kendi duygularını dizelerle buluşturduğu an çektiğini sancı son bulur. Artık bir şey var bir şey ortada olan kendi duygularının yansımasıyla buluşmuştur ve o an müthiş rahatlatan bir andır şair için. Bir duygu ifade şeklini bulmuştur, ama bir de duyguların ötesine geçmek, geçebilmek vardır. İnsan duyguların ötesine nasıl geçer. Bilmem geçebilir mi? Bir yerde yoğunlaşır daralır düşünceler zihin bulanıklaşır. Bence duyguların ötesine geçebilmek son noktadır. Her şeyin bir sonu vardır öyle ya şimdi “Duyguların Ötesine” adını verdiği duygu dünyasının da sonuna geldik. Bu son öyle bir son ki içinde hüzün var, arada sırada ufak tefek mutluluklar var, özlem var. Bir yerlere bir şeylere ulaşma arzusu var ama bitmeyen sonu gelemeyecek aşk da var. Ben böyle gördüm böyle hissettim duyguların ötesinde, böyle yol aldım. Yol uzun yol, dönemeçli yol şaşırtıcı ama yoğun bir duygu denizin içinde yürüyerek zafer e ulaşılmış coşkusunu da taşıyor. Öyle de olmalı neden mi? Anlatayım dinler misiniz hadi hep beraber şiirlere yolculuk yaparak ne var ne yok bakalım Zafer beyin “Duyguların Ötesinde” olan mısralarına:
"Gözünde koyu bir tül,
Hayatta her zaman gül.
Sularda gürül gürül,
Bir siyah fırtınasın."
Diyor şair, bizim duygu dünyamız bu dizelerden ne anlıyor bir bakalım . Karşısındaki insanın mutluluğunu ve bu mutluluktaki coşkuyu anlatmış işte böyle zengin bir duygu dünyası var Zafer beyin. O zorlanmıyor şiir dünyasında kolaylıkla konu buluyor ve anlatım zenginliğiyle süslüyor mısraları, ince bir nakış gibi tek tek dokuyor ve yüreğinde hiçbir şey bırakmadan döküyor şiirlere. Şiirler coşuyor, olduğu noktadan taşıyor ve şiir kanatlarıyla bir anda yoğunlaşıp uçuyor. Ne yapalım, nasıl geçelim duyguların ötesine. Geçilmez, geçilemez bir geçit orası. Geçilemez bu geçitte bir kez daha ilerleyerek yürüyelim.
" Her zaman yanımdasın, bunu hep bileceğim.
İhtiyacım oldu mu, sana sesleneceğim… "
Diyerek babasına olan özlemini ve bu özlemden doğan sevgiyi en güzel şekilde ifade ederken , ölümün ayrılık olmadığını, her ihtiyacı olduğunda babasına ulaşabileceğini biliyor. Bu çok güçlü bir hissediş, hiçbir şekilde evlat-baba-anne ilişkisi ölümle bile bozulamaz, bozulmamalı. Onları her zaman her ihtiyacımız olduğunda yanımızda bulabiliriz. En güçlü hissedişini aktarıyor. Ne mutlu öyle bir babaya ve öylesine babasına sevgi besleyen evlada. Hele bu evlat şairse işte böyle güçlü dizelerle kendini aşıyor ve en yüce kata doğru çıkıyor.
Zafer Tuncalp'ın "Duyguların Ötesinde" kitabı ile ilgili yazmanın sonu yok. Alıp okumak ve her yazılan şiirin arkasındaki hissediş yoğunluğunu görmek gerekli. Böylelikle kendi duygularımızla, yazılan şiirler arasındaki bağı görüp kendi içsel yolculuğumuzu yapabiliriz ne dersiniz? Alın okuyun ve kendi içinizdeki duygusal dünyayı şiirlerle tanıyın olur mu?
Ne dersiniz?.