13/11/2014, 03:18
Arif Nihat Asya ve Kıbrıs Rübaileri
Mustafa CEYLAN
*****************
Rahle-i tedrisinden geçerken büyük dersler aldığım rahmetli Hocam Arif Nihat Asya'yı herkes o ünlü BAYRAK şiiri ile tanır ve en çok da onun şair yönünü bilirler. Oysa, üstadım; gelmiş-geçmiş Türk Edebiyat tarihinin en önemli NESİR yazarlarından birisidir. Ayrıca, şiirinin önemli bir yanı da RÜBAİ konusunda eşine az rastlanır, yeri zor doldurulur bir şair olmasıdır.
Anadolu'nun dört bir yanına yaptığı konferanslı-sohbetli-şiirli yurt gezilerinde, üstad, tarih düşürme-ebced hesabı-yer ve tabiat güzellemesi, dostların vefatı sebebiyle kaleme aldığı bir veya birkaç kupleden veya dörtlükten meydana gelen mezar taşı yazıları dahil, kısa, bir beyit veya bir kıtalık mısralarla da gönüllerde taht kurmuştur.
Rübai,Türk Aruz şiirinin en önemli şiir türlerinden birisidir. İran Edebiyatından bize geçen, rübai'yi bizim şairlerimiz kendilerine özgü tarz ve söylemlerle, arı-duru Türkçe ile de kullanmışlar, mani kafiyelenişi ki ((a-a-x-a)) getirdiği rahatlığı da çok güzel bir şekilde değerlendirmişlerdir.
Rahmetli Hocam Arif Nihat ASYA' nın "KIBRIS RÜBAİ" leri oldukça meşhurdur. 1964 yılında Türkiye Millî Talebe Federasyonu tarafından bastırılıp dağıtılmış olan "RÜBÂİYYÂT-I ÂRİF", yani KIBRIS RÜBAİLERİ, o tarihlerde DEFNE DERGİSİ tarafından da, bazı ilâve bölümler eklenerek yayınlanmıştı. Daha sonraları KIBRIS RÜBAİLERİ çeşitli tarihlerde, çeşitli yayınevleri tarafından da, üstadın bütün rübaileri bir araya getirilerek yayınlanmıştır.
Biz, şimdilerde ondan aldığımız hız ve ilhamla, rübâiyi gündeme getirmek, aruzu sevdirmek ve şiir gündeminin ön sıralarına çıkartmak için, TUĞRA adını verdiğimiz, kafiye yapılanması(mani-rübai arasında)ancak, mısra ortalarında da kafiyelenişi olan bir dörtlük / nazım türüyle eserler vermeye çalışmaktayız.
Şimdi sözümüzün burasına üstadımızdan RÜBAİ gülü atalım, olmaz mı?
Bölüm: ARILAR
*******************
FIRÇA
Kıbrıs, beğenip seçtiği yerdir çiçeğin:
Çıkmış gibi fırçasından İsmet Güney'in
Her renk, cevap verir dönüp seslenene;
"Al, mor!" diye siz de seslenip bir deneyin!
Arif Nihat ASYA
ARILAR
Yollarda yemiş yemiş bütünler, yarılar..
Yerlerde çiçek çiçek beyazlar, sarılar
Kuşlar gelerek Kıbrıs'a kursun sofra...
Kıbrıs'ta petek yapmıya gelsin arılar!
Arif Nihat ASYA
SALKIM
"Ey yolcu, al, istediklerin işte"diye
Salkım, uzatır kendini daldan "ye" diye...
Yatmış, bakarım asmaya ben, yavrusunu
Emzirmeye davranan cömert anne diye.
Arif Nihat ASYA
YAŞATMAK
Artık ne ipe etekliğin var, ne süsün...
Kâfi sana gözlerin vücudun, göğsün;
Lâkin ne olur, gitme ki öksüz Ada'da
Sen hem yaşamak, hem de yaşatmak gücüsün!
Arif Nihat ASYA
Bölüm: KOVANLAR
**************************
KAPI
Dur, belki şu mazluuma kıyan zâlimsin;
Dur, bel ki de mahkûm olacak hâkimsin!
Ey şüpheli bir karaltı hâlinde gelen,
Ben Lefkoşe'yim; söyle fakat, sen kimsin?
Arif Nihat ASYA
AYRILIK
Hasret getirir gül diye nîsanla mayıs...
Biz hem yakınız, anneciğim, hem uzağız;
Aylar boyu, yıllar boyu sen Kıbrıs'sız
Bir Türkiye, ben Türkiye'siz bir kıbrıs.
Arif Nihat ASYA
KELEBEK
Yol yok, ki dönülsün o uzak manzaraya;
Girmiş sıradağlar gibi yıllar araya...
Mazîye uçup bir kelebek, gönlümden
Konmakta, bugün, hâtıradan hâtıraya.
Arif Nihat ASYA
KAPILAR
Kuşlar yakın akrabâ, çiçekler tanıdık;
Yüzler mütebessim, uzanan eller ılık;
Bir bölge ararken kapılar buldun açık..
Servet, yürü.. gurbette değilsin artık!
Arif Nihat ASYA
KANAD
Altın yazılarda, bir zaman, fer varmış..
Bir gölgede yer öpüp dönenler varmış...
Sen geç kalmışsın, ey kuşum..Lefkoşe'de
Vaktiyle kanatlanmak için yer varmış!
Arif Nihat ASYA
MİSAFİR
Artık ne sefer var, ne zafer tâlibiyim
Madem ki şu hür ülkelerin sâhibiyim..
Lâkin, bana söyleyin çocuklar:kendi
Yurdumda neden, böyle, misâfir gibiyim?
Arif Nihat ASYA
DÜNYÂ EVİ
Tanrı'm, bizi atsan da vatandan vatana
Şükran, yine şükran, yine şükran ki Sana
Dünyâ evi boş kalmadı Adem Baba'nın,
Havvâ Ana'nın tatlı suçundan bu yana!
Arif Nihat ASYA
TEMMUZ
Temmuz bu..yürek hızlı, nabız olur;
Akşamları, içler bile yıldızlı olur...
Kıbrıs'la berâber geçiren, bir geceyi
Uykuyla geçirmediyse Kıbrıslı olur.
Arif Nihat ASYA
TARİH
Sağlar dağıtırdı, bir zaman, savletiniz;
Bilmem, ne zamandanberidir uzletiniz?
Şöhretlilerim, şöhretiniz nerde sizin;
Devletlilerim, nerde sizin devletiniz?
Arif Nihat ASYA
KUL
Elbise değil şu gövdeler yük giymiş..
Beller de demek, böyle bükülmekteymiş!
Âlemde bunun, çeken bilir, güçlüğünü;
Ey Tanrı, kul olmak, ne kadar güç şeymiş!
Arif Nihat ASYA
ŞAMDAN
Gün battı mı parlar bir elin, akşamdan
Sessiz uzanıp yaktığı altın şamdan;
Hergün, bu saatte dağ demez, dalga demez,
İhsânı gelir Konyalımın Konya'mdan.
Arif Nihat ASYA
BURÇLAR
Ey Lefkoşe, kalmış bize ancak bir ucun;
Gitmiş yarıdan fazlası on bir burcun..
Elden çıkacak yavaş yavaş eldeki de
Gelmezse, bugün yarın, mukadder yolcun.
Arif Nihat ASYA
GÜLLER
Gülller bilirim, dalında güller:deste;
Kuşlar, yuvasında yavru kuşlar: beste!
"Geçmiş denemez o devr için..madem ki,
Gözler güllerdedir, kulaklar seste...
Arif Nihat ASYA
ADA
Çevren kıyuılardan oyalardan Ada'lım
Aştın ovalardan, kayalardan Ada'lım!
Bilmem ki ayakların niçin yerde değil:
Ders almalısın biz yayalardan Ada'lım!
Arif Nihat ASYA
Kaynak:
Kıbrıs Rübaileri/Arif Nihat Asya/Kültür Bakanlığ Kültür Eserleri:7 /Milli Eğitim Basımevi /İstanbul-1976
Üstadım, rübai'nin özel kalıplarını ustalıkla kullanmış "Arılar-Kovanlar-Al-Etekler-Bayraktar-Gözler-Kelimeler" adını verdiği bölümlerde. Mef'ulü ile başlayan rübai kalıplarını kullanarak, ana dilimizin kıvrak, kesin ve kalıcı söyleminden mükemmel derecede istifade etmiştir.
Bize düşen de, O' nun izinden giderek, şiirimizin köklerinden ayrılmadan yeni hedeflere koşmaktır.
Mustafa CEYLAN
Mustafa CEYLAN
*****************
Rahle-i tedrisinden geçerken büyük dersler aldığım rahmetli Hocam Arif Nihat Asya'yı herkes o ünlü BAYRAK şiiri ile tanır ve en çok da onun şair yönünü bilirler. Oysa, üstadım; gelmiş-geçmiş Türk Edebiyat tarihinin en önemli NESİR yazarlarından birisidir. Ayrıca, şiirinin önemli bir yanı da RÜBAİ konusunda eşine az rastlanır, yeri zor doldurulur bir şair olmasıdır.
Anadolu'nun dört bir yanına yaptığı konferanslı-sohbetli-şiirli yurt gezilerinde, üstad, tarih düşürme-ebced hesabı-yer ve tabiat güzellemesi, dostların vefatı sebebiyle kaleme aldığı bir veya birkaç kupleden veya dörtlükten meydana gelen mezar taşı yazıları dahil, kısa, bir beyit veya bir kıtalık mısralarla da gönüllerde taht kurmuştur.
Rübai,Türk Aruz şiirinin en önemli şiir türlerinden birisidir. İran Edebiyatından bize geçen, rübai'yi bizim şairlerimiz kendilerine özgü tarz ve söylemlerle, arı-duru Türkçe ile de kullanmışlar, mani kafiyelenişi ki ((a-a-x-a)) getirdiği rahatlığı da çok güzel bir şekilde değerlendirmişlerdir.
Rahmetli Hocam Arif Nihat ASYA' nın "KIBRIS RÜBAİ" leri oldukça meşhurdur. 1964 yılında Türkiye Millî Talebe Federasyonu tarafından bastırılıp dağıtılmış olan "RÜBÂİYYÂT-I ÂRİF", yani KIBRIS RÜBAİLERİ, o tarihlerde DEFNE DERGİSİ tarafından da, bazı ilâve bölümler eklenerek yayınlanmıştı. Daha sonraları KIBRIS RÜBAİLERİ çeşitli tarihlerde, çeşitli yayınevleri tarafından da, üstadın bütün rübaileri bir araya getirilerek yayınlanmıştır.
Biz, şimdilerde ondan aldığımız hız ve ilhamla, rübâiyi gündeme getirmek, aruzu sevdirmek ve şiir gündeminin ön sıralarına çıkartmak için, TUĞRA adını verdiğimiz, kafiye yapılanması(mani-rübai arasında)ancak, mısra ortalarında da kafiyelenişi olan bir dörtlük / nazım türüyle eserler vermeye çalışmaktayız.
Şimdi sözümüzün burasına üstadımızdan RÜBAİ gülü atalım, olmaz mı?
Bölüm: ARILAR
*******************
FIRÇA
Kıbrıs, beğenip seçtiği yerdir çiçeğin:
Çıkmış gibi fırçasından İsmet Güney'in
Her renk, cevap verir dönüp seslenene;
"Al, mor!" diye siz de seslenip bir deneyin!
Arif Nihat ASYA
ARILAR
Yollarda yemiş yemiş bütünler, yarılar..
Yerlerde çiçek çiçek beyazlar, sarılar
Kuşlar gelerek Kıbrıs'a kursun sofra...
Kıbrıs'ta petek yapmıya gelsin arılar!
Arif Nihat ASYA
SALKIM
"Ey yolcu, al, istediklerin işte"diye
Salkım, uzatır kendini daldan "ye" diye...
Yatmış, bakarım asmaya ben, yavrusunu
Emzirmeye davranan cömert anne diye.
Arif Nihat ASYA
YAŞATMAK
Artık ne ipe etekliğin var, ne süsün...
Kâfi sana gözlerin vücudun, göğsün;
Lâkin ne olur, gitme ki öksüz Ada'da
Sen hem yaşamak, hem de yaşatmak gücüsün!
Arif Nihat ASYA
Bölüm: KOVANLAR
**************************
KAPI
Dur, belki şu mazluuma kıyan zâlimsin;
Dur, bel ki de mahkûm olacak hâkimsin!
Ey şüpheli bir karaltı hâlinde gelen,
Ben Lefkoşe'yim; söyle fakat, sen kimsin?
Arif Nihat ASYA
AYRILIK
Hasret getirir gül diye nîsanla mayıs...
Biz hem yakınız, anneciğim, hem uzağız;
Aylar boyu, yıllar boyu sen Kıbrıs'sız
Bir Türkiye, ben Türkiye'siz bir kıbrıs.
Arif Nihat ASYA
KELEBEK
Yol yok, ki dönülsün o uzak manzaraya;
Girmiş sıradağlar gibi yıllar araya...
Mazîye uçup bir kelebek, gönlümden
Konmakta, bugün, hâtıradan hâtıraya.
Arif Nihat ASYA
KAPILAR
Kuşlar yakın akrabâ, çiçekler tanıdık;
Yüzler mütebessim, uzanan eller ılık;
Bir bölge ararken kapılar buldun açık..
Servet, yürü.. gurbette değilsin artık!
Arif Nihat ASYA
KANAD
Altın yazılarda, bir zaman, fer varmış..
Bir gölgede yer öpüp dönenler varmış...
Sen geç kalmışsın, ey kuşum..Lefkoşe'de
Vaktiyle kanatlanmak için yer varmış!
Arif Nihat ASYA
MİSAFİR
Artık ne sefer var, ne zafer tâlibiyim
Madem ki şu hür ülkelerin sâhibiyim..
Lâkin, bana söyleyin çocuklar:kendi
Yurdumda neden, böyle, misâfir gibiyim?
Arif Nihat ASYA
DÜNYÂ EVİ
Tanrı'm, bizi atsan da vatandan vatana
Şükran, yine şükran, yine şükran ki Sana
Dünyâ evi boş kalmadı Adem Baba'nın,
Havvâ Ana'nın tatlı suçundan bu yana!
Arif Nihat ASYA
TEMMUZ
Temmuz bu..yürek hızlı, nabız olur;
Akşamları, içler bile yıldızlı olur...
Kıbrıs'la berâber geçiren, bir geceyi
Uykuyla geçirmediyse Kıbrıslı olur.
Arif Nihat ASYA
TARİH
Sağlar dağıtırdı, bir zaman, savletiniz;
Bilmem, ne zamandanberidir uzletiniz?
Şöhretlilerim, şöhretiniz nerde sizin;
Devletlilerim, nerde sizin devletiniz?
Arif Nihat ASYA
KUL
Elbise değil şu gövdeler yük giymiş..
Beller de demek, böyle bükülmekteymiş!
Âlemde bunun, çeken bilir, güçlüğünü;
Ey Tanrı, kul olmak, ne kadar güç şeymiş!
Arif Nihat ASYA
ŞAMDAN
Gün battı mı parlar bir elin, akşamdan
Sessiz uzanıp yaktığı altın şamdan;
Hergün, bu saatte dağ demez, dalga demez,
İhsânı gelir Konyalımın Konya'mdan.
Arif Nihat ASYA
BURÇLAR
Ey Lefkoşe, kalmış bize ancak bir ucun;
Gitmiş yarıdan fazlası on bir burcun..
Elden çıkacak yavaş yavaş eldeki de
Gelmezse, bugün yarın, mukadder yolcun.
Arif Nihat ASYA
GÜLLER
Gülller bilirim, dalında güller:deste;
Kuşlar, yuvasında yavru kuşlar: beste!
"Geçmiş denemez o devr için..madem ki,
Gözler güllerdedir, kulaklar seste...
Arif Nihat ASYA
ADA
Çevren kıyuılardan oyalardan Ada'lım
Aştın ovalardan, kayalardan Ada'lım!
Bilmem ki ayakların niçin yerde değil:
Ders almalısın biz yayalardan Ada'lım!
Arif Nihat ASYA
Kaynak:
Kıbrıs Rübaileri/Arif Nihat Asya/Kültür Bakanlığ Kültür Eserleri:7 /Milli Eğitim Basımevi /İstanbul-1976
Üstadım, rübai'nin özel kalıplarını ustalıkla kullanmış "Arılar-Kovanlar-Al-Etekler-Bayraktar-Gözler-Kelimeler" adını verdiği bölümlerde. Mef'ulü ile başlayan rübai kalıplarını kullanarak, ana dilimizin kıvrak, kesin ve kalıcı söyleminden mükemmel derecede istifade etmiştir.
Bize düşen de, O' nun izinden giderek, şiirimizin köklerinden ayrılmadan yeni hedeflere koşmaktır.
Mustafa CEYLAN