13/11/2014, 03:19
Arif Nihat Asya ve Mensur Şiirleri
Mustafa CEYLAN
***************
Ustam, pirim, önderim, gözümün nuru Hocam Arif Nihat Asya, edebiyat tarihçileri tarafından en çok şairlik yönüyle ele alınmıştır. Oysa, O, türk Edebiyatı'nın en mükemmel NESİR yazarlarından birisidir. Nesirleri, başlıbaşına birer MENSUR ŞİİRDİR.
Gazete köşe yazılarında, günlük fıkra ve görüş bildirim makalelerinde; kıvrak ve lirik kalemi, hayat tecrübesi, millî ve mânevî duygu ve düşüncelerle birleşerek,o tarihe kadar yazılmış ne kadar nesir varsa, hepsinden farklı ve hepsini geride bırakacak özellik ve başarıda eserler meydana getirmiştir.
Üstadın bahsettiğim makalelerinin çoğunu 1976 yılında Ötüken Yayınlarının 112 numaralı yayını olarak çıkan AYIN AYNASINDA isimli kitapta bulmak mümkündür. Bu kitapta,üstada ait makaleler :
-Beyatı Peşrevi
-Cömertlik
-Söz Onurdur
-Taş
-Tek kürek
Ortaşark Notları
başlık bölümleri ile yayınlanmıştır.
Kelimeye ve hususiyetle dile hakimiyetin getirdiği, kelimeler ve olaylarla dansı üstadın şiirlerinde gördüğümüz gibi, aynen, nesirlerinde de gördük. Kıvrak ve yaratıcı zekâ,muhteşem ve abide hüviyetinde bir mantık, espri ve nükte dolu bir hoşgörü, taşlama ve iğneleme sanatının güzellkleriyle, edebî sanatların harmanlandığı nesirler...Az sözle çok şey ifade etme sanatı, her konuda bir vecize bırakır gibi, etkileyici ve akıllara mıh gibi çakılacak özün özü buluşlar...Ses ve âhenk... tekerrür sanatı ve tonlama-vurgulama.. Billur, pırıl pırıl, yeri geldiğinde sade, yeri geldiğinde mecaz ve benzetmelerle süslenmiş nükteli halk dili. Vecize edebiyatının en yüce kahramanı...İşte Arif Nihat Asya...
Demişti ki:
"Bizde fıkranın edebîsi yok değil, fakat azdır. Bu eksiği gördüm ve kapamaya çalıştım. Fıkralarım biraz alışılandan farklıysa, bu NESİR ŞİİRCİLİĞİMİN fıkracılığıma tesiri diye izah edilebilir."
Ahmet hamdi TANPINAR (üstadın "Yastığımın Rüyâsı" isimli mensur şiir kitabı üzerine) demişti ki:
"Bu eser eskiyi gevelemekten yorulan dimağımıza fantezist bir çeşni getirmektedir. Küflü bir romantizme ve şekle bürünen ruhlara bu kitap, büyük bir ders ve YENİLİĞE SUSAMIŞ RUHLARA da BÜYÜK BİR ÜMİTTİR."
Üstadım, bir gün demişti ki:
"BU MEMLEKETTE NE YAPILMAMIŞTIR DİYE DÜŞÜNMEYE BAŞLADIM. BAKTIM Kİ NESİR ŞİİR, BAZI ÜSTADLARA RAĞMEN, HEMEN HEMEN YAPILMAMIŞ DURUMDADIR ve "AYETLER" ADLI KİTABIM BU KARARIN NETİCESİDİR."
Aynı zamanda muhteşem bir Mevlâna ve Yunus tutkunu olan üstad, hayatı boyunca Yunus ve Mevlâna' ya Vatan-Bayrak ve Türk Milleti'ni de ekleyerek, kendisine bir yaşama motifi, bir ufuk çizgisi çizmiş, eşi bulunmaz bir Mevlevî önderiydi. Bu öz, bu mayalanış, bu ilham kaynağı; o mükemmel mensur şiirlerine, o şahane nesirlerine de değişmez ilkeler manzumesi olarak hep yansımıştır.
Üstadımın bıraktığı noktadan aynı bayrağı Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu(rahmetli) ve Yavuz Bülent Bakiler üstadlar ki, benim ağabeylerimdir onlar,almışlar ve ona lâyık bir şekilde dalgalandırmışlar, güzel dilimiz Türkçe'yi eserlerinde nakış nakış işlemişlerdir. Bakalım bizler, o altın zincirin halkalarına eklenebilecek çalışmalar yapabilecek miyiz? Yoksa, sığ sularda kaybolup giden saman çöpleri mi olacağız?
Nur içinde yat üstadım, mekânın cennet olsun... Dualarım seninle...
Mustafa CEYLAN
Mustafa CEYLAN
***************
Ustam, pirim, önderim, gözümün nuru Hocam Arif Nihat Asya, edebiyat tarihçileri tarafından en çok şairlik yönüyle ele alınmıştır. Oysa, O, türk Edebiyatı'nın en mükemmel NESİR yazarlarından birisidir. Nesirleri, başlıbaşına birer MENSUR ŞİİRDİR.
Gazete köşe yazılarında, günlük fıkra ve görüş bildirim makalelerinde; kıvrak ve lirik kalemi, hayat tecrübesi, millî ve mânevî duygu ve düşüncelerle birleşerek,o tarihe kadar yazılmış ne kadar nesir varsa, hepsinden farklı ve hepsini geride bırakacak özellik ve başarıda eserler meydana getirmiştir.
Üstadın bahsettiğim makalelerinin çoğunu 1976 yılında Ötüken Yayınlarının 112 numaralı yayını olarak çıkan AYIN AYNASINDA isimli kitapta bulmak mümkündür. Bu kitapta,üstada ait makaleler :
-Beyatı Peşrevi
-Cömertlik
-Söz Onurdur
-Taş
-Tek kürek
Ortaşark Notları
başlık bölümleri ile yayınlanmıştır.
Kelimeye ve hususiyetle dile hakimiyetin getirdiği, kelimeler ve olaylarla dansı üstadın şiirlerinde gördüğümüz gibi, aynen, nesirlerinde de gördük. Kıvrak ve yaratıcı zekâ,muhteşem ve abide hüviyetinde bir mantık, espri ve nükte dolu bir hoşgörü, taşlama ve iğneleme sanatının güzellkleriyle, edebî sanatların harmanlandığı nesirler...Az sözle çok şey ifade etme sanatı, her konuda bir vecize bırakır gibi, etkileyici ve akıllara mıh gibi çakılacak özün özü buluşlar...Ses ve âhenk... tekerrür sanatı ve tonlama-vurgulama.. Billur, pırıl pırıl, yeri geldiğinde sade, yeri geldiğinde mecaz ve benzetmelerle süslenmiş nükteli halk dili. Vecize edebiyatının en yüce kahramanı...İşte Arif Nihat Asya...
Demişti ki:
"Bizde fıkranın edebîsi yok değil, fakat azdır. Bu eksiği gördüm ve kapamaya çalıştım. Fıkralarım biraz alışılandan farklıysa, bu NESİR ŞİİRCİLİĞİMİN fıkracılığıma tesiri diye izah edilebilir."
Ahmet hamdi TANPINAR (üstadın "Yastığımın Rüyâsı" isimli mensur şiir kitabı üzerine) demişti ki:
"Bu eser eskiyi gevelemekten yorulan dimağımıza fantezist bir çeşni getirmektedir. Küflü bir romantizme ve şekle bürünen ruhlara bu kitap, büyük bir ders ve YENİLİĞE SUSAMIŞ RUHLARA da BÜYÜK BİR ÜMİTTİR."
Üstadım, bir gün demişti ki:
"BU MEMLEKETTE NE YAPILMAMIŞTIR DİYE DÜŞÜNMEYE BAŞLADIM. BAKTIM Kİ NESİR ŞİİR, BAZI ÜSTADLARA RAĞMEN, HEMEN HEMEN YAPILMAMIŞ DURUMDADIR ve "AYETLER" ADLI KİTABIM BU KARARIN NETİCESİDİR."
Aynı zamanda muhteşem bir Mevlâna ve Yunus tutkunu olan üstad, hayatı boyunca Yunus ve Mevlâna' ya Vatan-Bayrak ve Türk Milleti'ni de ekleyerek, kendisine bir yaşama motifi, bir ufuk çizgisi çizmiş, eşi bulunmaz bir Mevlevî önderiydi. Bu öz, bu mayalanış, bu ilham kaynağı; o mükemmel mensur şiirlerine, o şahane nesirlerine de değişmez ilkeler manzumesi olarak hep yansımıştır.
Üstadımın bıraktığı noktadan aynı bayrağı Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu(rahmetli) ve Yavuz Bülent Bakiler üstadlar ki, benim ağabeylerimdir onlar,almışlar ve ona lâyık bir şekilde dalgalandırmışlar, güzel dilimiz Türkçe'yi eserlerinde nakış nakış işlemişlerdir. Bakalım bizler, o altın zincirin halkalarına eklenebilecek çalışmalar yapabilecek miyiz? Yoksa, sığ sularda kaybolup giden saman çöpleri mi olacağız?
Nur içinde yat üstadım, mekânın cennet olsun... Dualarım seninle...
Mustafa CEYLAN