25/11/2014, 14:01
MÜDERİS NUMAN’DAN HACI BAYRAM’A
Mustafa CEYLAN
*
Mustafa CEYLAN
Somuncu Baba, İlahi bir mıknatıstı. Madenin kimde olduğunu biliyor ve kendisine bir atom hızıyla çekiyordu. Sanki, Numan’daki madeni ölçmüş, tartmış biçmişti. Ayrı bir maden değildi bu. Kendi öz bağrındaki nurâni madenin korlaşmaya hazır bir parçasıydı. Kendinden, kendi bağrından bir parçaydı.
Veliler, kendi parçalarının nerede ve ne şekilde, ne halde bulunduğunu, arada kilometreler, kıtalar bile olsa, bilir, duyar, görür ve işitirler. Rüzgârla, bulutla, yağmurla, toprakla ve havayla muhabere yapabilirler. Hiçbir araç olmadan, araya herhangi bir dünya maddesi sokmadan, tenleri içindeki atom santralını ve elektronik beyinlerini çalıştırarak, bendelerini, yanına çağırırlar. Bu çağrıya, mutlaka ama mutlaka icâbet eder. Çağrıya uymamak, direnmek gelmemek elinde değildir, çağrılanın.(*)
* **
“….Şakayik-i nu’maniyye çevirisinde bu olay şöyle anlatılmaktadır. “sikat-ı eshab-ı tarikatten menkuldür ki Şeyh Hâmid-i Kayseri hazretleri Şeyh Şüca’ı Karamani’ye Engürü’de Hacı Bayram adlı bir müderris vardır. Var ânı davet eyle gelsün deyü gönderdi. Şeyh Süca merhum dahi Engürüye varub Hacı Bayram-ı medresesinde ders der iken bulup Şeyh Hâmid tarafından davet eyledikte Hacı Bayram Davete icâbet lâzımdır, deyü kalkub Kayseri’ye varub Şeyh ile mülâki olduklarından Şeyh Hâmid Hacı Bayram’a ulemâ-yı zâhirin mevtaâsının merâtibini ve erbab-ı bâtının mevtasının meratibini gösterip kangısı muhtarın olursa ânı ihtiyâr eyle! dedi. Hacı Bayram Sultan eshab-ı bâtının hallerini rif’atde ve kendülerini saadette görmeğin meşayih tarikatını ihtiyar idüb tarik-i tadrisden feragat eyledi”.(**)
İhtisâb tarihi 1393 veya 1394 yılları civarındadır. İntisâb yeride Kayseri’dir.