25/11/2014, 18:55
HACI BAYRAM VE TARİHE BAĞLILIK
Sadi BAYRAM
Sadi BAYRAM
Ünlü Türk Mutasavvıfı Hacı bayram-ı Veli’nin tarihe bağlılığı üzerinde birkaç söz söylemek istiyorum.
Osmanlı İmparatorluğu’nun Beylik Dönemine, Anadolu’yu aydınlatanlar arasında, yani, Mevlânâ Celâleddin-Î Rumî, Hacı Bektaş-ı Velî, Yunus Emri, Ahi Evran-ı Veli arasında yer alan Hacı Bayram-ı Veli, Anadolu’nun birlik ve beraberliğinde önemli bir rol almıştır. Başkent Ankara7da hâlâ tesirlerini göstermektedir.
Anadolu’nun bir köşesinden Başkent Ankara’ya gelen bir vatandaşımız, ekseriyet’le Hacı Bayram-ı Veli’yi ziyaret etmeden gitmez.nedir ondaki bu güç? Bu güç manevi liderliktir. Cumhuriyetimizin Kurucusu, Büyük Önder Aziz Atatürk’ de, Ankara’ya ilk geldiğinde 27 Aralık 1919’da burada dua etmemiş midir? 23 Nisan 1920’de, Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmadan önce, Cuma günü, Meclis erkanı ve hak öne burada toplanmamış mı dır? Hep birlikte dua edip, Meclise gitmemiş midir?
İstiklâl Marşımızı, Ankara’da, meşhur Taceddin Sultan Dergahı’nda yazan rahmetli Mehmed Âkif Ersoy, manevi ulu lider. Hacı Bayram-ı Veli’den etkilenmediğini söylemek, pek mantıkla bağdaşmaz. Taceddin Sultan ile Hacı Bayramı Veli ilişkisini, bir gün sosyal tarihçilerimiz çözmüş, gün ışığını çıkarmış değildir.
Hacı Bayram-ı Velî, dergahını, müridlerini topladığı söylenen Hacettepe’de kurmamıştır.
Hacı Bayram-ı Veli’nin kulliyesinin bulunduğu tepe, eski bir Frik tümülüsüdür. Men, yani Ay-Sin tanrısı tapınağının bulunduğu mahaldir. Yani, putperestlik devrinde, o zamanın halkı tarafından Tanrı’nın evi olarak kabul edilen bir yerdir. M.Ö. 25 senelerinde Augustus Mabedi yapılmış ve “monumentum Anyoranum” adı ile anılarak imparator Augustus’un sonra buranın bir bazilika olarak hizmet gördüğü bilinmektedir.
Hacı Bayram-ı Veli’nin vefatını muteakip, türbesi, Augustus Madedi’nin hemen yanı başına yapılmıştır. Evvela kerpiçden yapılan cami saçağı, antik madedi koruyuculuğuna almış, bilahare XVII. Yüzyılda yenilenen camide de bu durum aynen korunmuştur.
Osmanlı Padişahı Sultan II. Murad’ın iltifatına mahzar olmuş, muridi ve kendi yetiştirdiği ünlü bilgin Akşemseddin’i Şahzade Mehmed’e, yani daha sonra ki.