ein Bild ein Bild
Sitemize Hoşgeldiniz, Ziyaretçi! Giriş Yap Kayıt Ol


Konuyu Değerlendir
  • 0 Oy - 0 Ortalama
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
ÖMER DEDE
#1
ÖMER DEDE

(?- 1496)




Mustafa CEYLAN
 
Hacı Bayram-ı Veli’nin en gözde talebelerinden birisi. Bayramiliğin Melâmiye kolunun kurucusu.
Hacı Bayram’ın talebeleri arasında medrese kökenli (Akşemsettin , Yazıcoğulları, Yeşh Selahattin, Molla Zeyrek, Eşrefoğlu Rumi) olanların yanı sıra, herhangi bir mesleğe s ah ip olanlar, ancak medrese tahsili olmayanlar (Nahhas-ı Ankaravi- Bakırcı, Akbıyık Sultan-Tüccar) da bulunmakta idi.
Ömer Dede’nin mesleği bıçakçılıktır.doğum tarihi bilinmen Bıçakçı Ömer dede’nin ölüm tarihi 1496’dır.
Ömer Dede’nin mesleği bıçakçılıktır. Doğum tarihi bilinmeyen Bıçakçı Ömer Dede’nin ölüm tarihi 1496’dır.
Ömer Dede, medrese kökenli olmadığından,hocası Hacı Bayram’dan aldıklarını daha çok manâ sahasında aktarıyordu. Çok cezbeli, muhabbet ehli bir zattı. İnsanlara daha çok kalbi duygularla özlerinde aşkı tutuşturarak yaklaşıyordu.
Derler ki,
Hacı Bayram-ı Veli’nin vefatı sırasında ve vefatından sonra gelişen hadiseler Bayramiye yolunu iki ana kola bölmüştür. Yüce Veli’nin ölümü esnasında meydana gelen olay şöyledir. Hacı Bayram-ı Veli hasta yatağındadır. Son nefesini verme anı yaklaşmıştır. Bütün talebeleri etrafına toplanmıştı. Her kes kimi halife bırakacak, kimi irşada tayin edecek diye düşünmeye başlamıştı. Herkesin önünden dahi geçemediği büyük saygı duyduğu Akşemsettin pirin sağ tarafında oturmuştu. Emir Sirkinki isimli Ömer Dede, cemaatin arka tarafında ayakta  duruyordu. Herkes, tüm nefesini tutmuş, ortalık sessizliğe bürünmüştü.tam o sırada Hacı Bayram gözlerini açarak “Emir, su getir” diye seslendi. Bunu duyan bir talebesi koşarak bir maşrapa su getirdi ve Hacı Bayram’a verdi. Maşrapayı aldı fakat içmedi, önündeki meyve dolu tabağa boşalttı. Maşrapayı önüne koydu.
Biraz sonra tekrar gözlerini açarak “Emir su getir” dedi. Yine etrafında bulunan, ona yakın duran talebelerinden birisi maşrapayı alıp su getirdi.şeyh  yine içmedi meyve tabağına boşalttı.
Ve sonra üçüncü defa olarak “Emir su getir” dedi. Bunun üzerine Akşemsettin, cemaatın arka kısmında bulunan Emir’e “Pirimiz suyu senin getirmeni istiyor” dedi. Emir, koşarak maşrapayı doldurdu ve şeyh uzattı. Hacı Bayram, onun elinden aldığı maşrapadan suyu içerek, Emir’e verdi ve “ artanı sen iç ki, emniyeti kubrâyâ nâil olasın” dedi. O da maşrapadaki suyun gerisini içmiştir. İşte  buna “teslim-i sırra işârettir” denildi.
İşte bu anlatımla, Hacı Bayram’ın vekilinin Ömer Dede olacağı  vurgulanmıştır. Hattâ, Akşemseddin dahi ikinci derecede kalmıştır. İşte Melâmiler hocalarının bu menkibeye dayanarak Hacı Bayram’ın vekili olduğuna  inanmışlardır.
Akşemseddin’i tutanlar Şemsiye-i Bayramiyye, Ömer Emir Sikkini’yi tutanlar Mevlâmiyci Bayramiye kollarını meydana getirmişlerdir. Hatta bu iki metod farklılığı iki ayrı aksiyon olarak tarihin eşitli dönemlerinde birbirin karşı karşıya getirmiş ve saraya-devlete yakın olanlar rahat ederlerken,hatta devlet idaresini yönlendirenler, ve ötekiler uzakta olanlar idam edilmişler. can vermişlerdir.
Bayramî Melâmilerde aşk ve cezme Hallâc, Nesimî gibidir. Bu nedenle, mevcut toplum dokusuyla çoğu kere ters düşmüşlerdir. Bu nedenle de ilegol yaşamak zorunda kalmışlardır.
Ömer Dede’nin liderliğiyle alâkalı olarak talebeleri tarafından “su” olayının dışında “ateş taç- hırka” olayı da anlatılır durur. Anlatılan bu menkıbeler hikmetlerle doludur.
Bünyamin Ayaşî, Hüsamettin Ankaravî, Hazma Balî, İsmail Ma’şuki gibi ünlü Melâmiler türlü eziyetlerle düçar olmuşlardır.
Bayramî Melâmiler, meslekleri sayesinde toplumdan kendilerini gizlemesini bilmişlerdir. Somuncu Baba’nın ekmekçiliğindeki hikmet, bıçakçı Ömer Dede’nin bıçakçılığında, İrdik Muhtefî’nin terzililiğinde de vardır. Bolu’nun Göynük ilçesinde cereyan eden ateş- kavuk-hırka olayı, marifetin görünüşte değil, insanın gönül şehrinde bulunduğunu anlatmaktadır. Riyânın, gösterişin boş olduğu, esas olan iman olduğu vurgulanmaktadır.
Bayramîlik, Şemsiye kolu ile ilmiye sınıfı denilen aydın bilim adamı ve devlet adamlarına hitap ederken, Ömer Dede’nin melâmiye kolu ile, özellikle kırsal kesime, varoluşlara ve orta tabakaya, esnafa, meslek sahibine hitap etmiştir. Melâmiler, çiftçilik ve sanatları sayesinde gizlenmenin yanı sıra AHİ’lik bir muhteşem dönemi ortaya koymuştur. Bu suretle, toplumun üretici olması temin edilmiştir.
Melâmiyeler, sessizliğin sesidir. “infak etmekte olduğu şeyleri, solundaki bilmeyecek derecede, sadakayı gizlice veren kişi”ler, Melâmilerdir. Kendileriyle birlikte, yardımlarını ve öteki faaliyetlerini hep gizlemişlerdir. Ancak, bütün bu gizliliğe rağmen vahdet-i vücûd konusuna gelince şimşek gibi gürlemiş adetâ kurulu sistemin dişli çarklarını kırmışlardır. Vahdet-i vücûd konusunda hiçbir ferman onları susturamamıştır. Ölümü göze almışlar, idam edilmişlerdir.
Zikirlerini gizil yapan, tasavvufî çalışmalarını gizil yapan Melâmiler,vatan ve millet uğrunda gözlerini budaktan esirgememişleridir.
Ömer Dede, Hacı Bayram maşrapasından içtiği hikmet suyunu talebelerine doya doya içirmiştir. Maşrapanın suyu abla bitmemiş, susuzluktan kavrulan, çatlayan yüreklere Bayramîlğin serinliğini, huzurunu mutluluğunu vermiştir.
 
Cevapla
  


Foruma Git:


Konuyu Görüntüleyenler: 1 Ziyaretçi

Android Haberler | Ansansanat | Borsa Yorumla | Gülce Edebiyat | Türkçe Dersi