25/11/2014, 19:46
KEMAL HALVETÎ
(KEMAL ÜMMÎ)
Mustafa CEYLAN
İşte, inandığı ülküler uğrunda kellesini veren, bir Hacı Bayram talebesi. Önceleri Somuncu Baba’nın müridlerinden iken, daha sonra onun vefatını müteakip Yusuf Hakiki gibi Hacı Bayram’a gönül vermiştir. Hacı Bayram dergahından aldığı feyz ile, aşkın deli-dolu atına binmiş, uçsuz bucaksız gönül ovasında korkusuzca at sürmüştür. Hem öylesine at sürmüş ki, sonunda idam edilerek can vermiştir. H. 880 ( M. 1475) yılında idam edilmiştir.
Karamanlı olan İsmail Ümmî, “Ayasofya’da yaptığı vaazlarda bulunduğu Hallâçvarî şatah ifâdelere, Kanuni Sultan Süleyman tarafından yapılan uyarılara rağmen son vermeyince, 1529 tarihinde,Şeyhülislâm Kemalpaşazâde’nin verdiği bir fedva üzerine ondokuz mürideyle birlikte idam edilen İsail Ma’şukî (*)gibi, Şeyh Hazma Balî gibi, Şeyh Sütçü Ağa gibi edilmiştir.Hattâ bütün bu idamların öncüsüdür diyebiliriz.
Bıçakçı Ömer Dede ile başlayan Bayramî Melâmilik hareketi, bu idamlar nedeniyle, illegal hareket olarak yaşamak zorunda kalmıştır. Çünkü, Melâmilerin vahdet-i vücut telâkilerini, her yerde, hiç bir şeyden sakınmadan anlatmaları nedeniyle, bazıları idam edilmiş, bazıları hapse atılmıştır. Meselâ, Ayaşlı Bünyamin de aynı sebeple Kütahya Kalesi’nde hapis yatmıştır.
Hallaçvari şatah ifadelerin başında “ENEL HAKK” ifadesi gelmektedir. Nesimî’nin derisinin yüzülmesi de bundan değil midir? Hallac-ı Mansur’un çizgisidir bu. Önemli bir kader çizgisi…
Bayramîlik, bütün yolların kavşak, noktasındadır. Hattâ, bütün yollar Bayramîlik’te birleşir. Tıpkı üç kıta arasında yer alan Anadolu gibi, anadolu’nun millî hareketi olarak Bayramilikte, Halvetilik, Melâmilik, Kadirilik,nakşibenlik vb. tüm yollar birleşik haldedir. Bütün bu yollardan gelenler, Bayramilik çatısı altında kendisine yer bulabilir.
Bayramilik, bir Türk hareketidir. Türk’ün birliğini, beraberliğini, üreten ve çalışkan olarak dünyayı kucaklamasını esas alan bir harekettir.
(*) CEBECİOĞLU, Ethem: a.g.e. Sayfa: 131
Kemal Halvitî, adından da anlaşılacağı gibi Halvetiliğe bağlıdır. Ama, Bayramîliğin de en önemli temsilcisi ve şeyhlerinden birisidir. Erzincan’lı Mehmet Bahaeddin’in dervişlerindendir.
Hangi görüşte, hangi düşüncede olursa olsun, Müslüman-Türk’ün dirliğini, birliğini gaye edinen her kişinin eninde sonunda uğrayacağı tek dergâh Hacı Bayram dergâhıdır. Hacı Bayram’ın ilâhi mıknatısı millilik vasfıyla yüreklere çeker.
Kemal Halveti’yi de “Tez gel Hacı Bayram’a Sen” seslenişiyle çağırmıştır. Bu çağrıyı Kemal Halveti şu şekilde dil getirmiştir.
“İLAH” ZİKİR
Bir evliyâ eydür bana
Tiz gel Hacı Bayram’a Sen
Seni gerek ise sana
Tiz gel Hacı Bayram’a Sen
Eğer gözün görür ise
Aklın başında var ise
Maksud murad Didâr ise
Tiz gel Hacı Bayram’a Sen
Olmasın şekk ü gümânın
Oddan âzad ola canın
Elin al tevbe kıl anın
Tiz gel Hacı Bayram’a Sen
Dervişleri be-gayrette
Daim zühd il tâatte
Yoktur yakîn velâyette
Tiz gel Hacı Bayram’a Sen
Sırat köprüsün geçmeğe
Şaraben tahur içmeğe
Cennette bile uçmağa
Tiz gel Hacı Bayram’a Sen
Yüzün gören serverimin
Mürşid-i kâmil Pirimin
Şimdi kutbudur Rûm’un
Tiz gel Hacı Bayram’a Sen
Kemal Ümmî eydür size
Kulak vurun üşbu söze
Bir âvaz geldi ki bize
Tiz gel Hacı Bayram’a Sen
Şimdi de Fuat Bayramoğlu’nun eserindeki dipnotu aynen aktaralım:
(Kemal Ümmi’nin Belgeler Bölümünde bir ilahi yayınlanmıştır. (Bakınız sayfa 248) orada şu açıklamalar yapılmıştır. “kemal Ümmi,Hâmid Hamiddüddin Aksarayı’nın müridlerindendir. Daha sonra Yusuf Hakiki gibi, bunun da Hacı Bayram-ı Veli’den tekmil-i sûlûk ettiği gibi müridlerini tamamlayıp halife olduğu bu ilahisiye bilinmektedir.
İsmail Kemal Ümmi (öl.880/1475) Karamanlı’dır. Erzincan’lı Mehmed Bahaeddin’in dervişlerinden, Cemal-i Halveti’nin tekke arkadaşı Türk şairi ve halveti şeyhi olarak ünü Anadolu sınırlarını aşarak Orta Asya’ya kadar yayılmıştır.(Yunus Emre) neşvesinde bir zat olup yaşamı halk arasında efsaneleşmiştir. Lütfi Tezkıresi ‘nde “Bu hikaye dedelerden mesmu’umdur ki mezkür Kemal Ümmi Nesimi ile Sultan Şuca tekesine varıp Baba Sultan’ın fuzuli bir koçunu kurban etmiştir. Baba Sultan da bunların bu fiilinden münfail olub ve cemâle celâl arz olub remz ile tuhfe yüzünden Nesimi’nin önünde bir ustura ve mezbûrun önünde bir kemend-imiyan-bend koyub dâr-ı fenâdan intikallerine işaret etmiştir. Akibet Nesimi’nin postun selhedüb salb ettiler. (s.286) bu hikâye Nesimi’nin derisinin yüzülerek öldürüldüğü ve Kemal Ümmi’nin de asılmak suretiyle öldürüldüğünü anlatıyor. Aynı tezkerede bir başka bilgi de yer almaktadır; bu da Kemal-i Halveti’ye aittir. “Kemal-i Halveti; kudemadandır, Şeyh Hacı Bayram’a erişmiş ve müşahade için çok mücahedeye duruşmuştur. Sofiyâne eş’arı ve tasavvufa müteallik güfârı vardır.(Matha)
Dost olmaz nefse d üşman olmayan Mevlâ ile izz-i dünyâ olamı (hiç) devlet-i ulyâ ile (s.286)
Görülüyor ki bir şeyhin asıl tarikat ünü halveti ise bayrami olmasına,Hacı Bayram’dan da inâbe almasına bir engel yoktur. Bir çok şeyhlerde bu vardır. Örneğin Şeyh Himmet Efendi Osmanlı Müteliflerinde meşayih-i bayramiye kibarından bir zat olup (Bolu) dandır. Tarikat-i halvetivyeye de intisapları vardır. (s.189) denildiği gibi kendisi de hem halveti hem bayrami olduğunu Tarikatnamesinde belirtir. Ünlü bilgin Abdullah Salâh-i Uşşaki (öl. 1197/1782) nin şu beyti birkaç tarikate birden mensup olanlara bir örnektir. (Osmanlı Muelifleri, 1/104)
Celveti, bayrami vü sa’di, kadiri
Nakşibendi, Mevlevi vü gülşeni, uşşakiyiz
Bu örnekleri çoğaltmak kolaydır. Bu nedenle eldeki bilgilerden ve Hacı Bayram hakkındaki ilahisinden rahmetli Raif yelkenci’nin araştırmalarının sonucu olarak bana bildirilmiş olduğu inancı paylaşarak Kemal Ümimi’yi Hacı Bayram halifeleri arasına almış bulunuyorum. Divanın nushaları hakkında A. GÖLPINARLI, Mevlana Müzesi Yazmalar Kalaloğ (III/270-71) da bilgi vardır.
“Peygamberimiz “insanlara aklının alabileceği kadar söyleyiniz” buyurdu. Zira her sözü herkese söylersek bazısını bazı halk anlayamaz yanılmaya düşer. Onu saklamaları bu emre yapışmalarından dolayıdır”.(*)
işte böyle…
Hallaç misâli insanların ve idarecilerin idrâk terazilerini çığırından çıkarıcı, terazinin tartamadığı bir hakikati söylemenin sonucu da, bazen idam olabiliyor. Yunus Emre “söz olan kese savaşı/ Söz ola kestire başı” diye boşuna söylememiş.
Ancak,
İlmin sınırları genişleyip Kur’an anlaşıldıkça Hallaç, Nesimi, Kemal Ümmî gibi kişiler anlaşılacaktır.
(*) AYNÎ, Mehmet Ali, İslâm Tasavvuf Tarihi, Akabe Yayınları İstanbul- 1985. sayfa:168
Koca Yunus: ilim ilim bilmektir
İlim kendini bilmektir
Sen kendini bilmezsen
Ya nice okumaktır? Derken,
Hacı Bayram’ı Veli’de;
“Bayram özünü bildi.
Bileni onda buldu
Bulan ol kendi oldu
Sen seni bil sen seni” diye seslenmiştir.
İlim, ilerledikçe insanoğlu kendini ve kâinatı daha iyi tanıyacaktır. Tanıdıkça da Kur’anı âyetlerini çözerek ve hakikata yaklaşacaktır. İşte o zaman, yani, hakikat iklimin yağmurları yağdığı zaman,tarihteki bir takım olayların üzerini örten sis, bulut, toz toprak yok olup gidecektir. Ve olayların gerçek yüzü bir güneş gibi görünecektir.
Hallaç’lar, Nesimiler, Kemal Ümmîler’in daha iyi anlaşılacağı, o ilim yüklü günler gelmek üzeredir. 2010 yılından itibaren onlar daha iyi anlaşılarak , felsefeleri yeryüzünün felsefesi olacaktır.
İlim ilerledikçe bir eşref-i mahlûkât olan insanoğlu, kendini bilerek, kendini bulacak ve kemalât mertebesine ulaşacaktır. Zira, Kur’an’ın o sınırsız dan sınırsız sonsuzdan sonsuz işaretlerini kısmen de olsa anlayacaktır.
Kur’an’ı insanlara yasaklayıp, on “dokunma”! günah, el sürme! Deyip, süslü muhafazalar içinde duvarlarımıza bir süs aracıymış (!) gibi astıran, insanları Kur’an’dan uzaklaştıran,yasakçı, cehennemi zihniyet parça parça olup, fırlatıp atılacaktır. Hakikat güneşi tarihimizi de aydınlatacaktır.
Kemal Ümmi hazretlerinin şiirinden biri:
Bakın iy cân ü dil gözün açanlar
Beka mülki fenâ iden seçenler
Kanı şol dünyâya mağrur olanlar
Kanı şol dünyâya konup göçenler
Kanı şol illeri bizûm diyenler
Kanı şol yerleri eküp biçenler
Kanı şol kal’alar burçlar yapanlar
Kanı anda durup yiyüp içenler
Kanı şol cam olup tez dağılanlar
Kanı şol şem olup yanıp tütenler
Kanı şol işret idüp raks uranlar
Kanı şol başlara saçu saçanlar
Kanu şol baş oluban kim sananlar
Kamu halkın hakkın yiyüp içenler
Kemâl Ümmi sen ol Hak’danyana kaç
Kaçan kurtulur ölümden kaçanlar
Bu tuzakda tutulmaz dane
Sefâ şevkiyle uçmağa kaçanlar