ein Bild ein Bild
Sitemize Hoşgeldiniz, Ziyaretçi! Giriş Yap Kayıt Ol


Konuyu Değerlendir
  • 0 Oy - 0 Ortalama
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
HALVET
#1
HALVET

1. Tasavvufda Halvet
 
Tasavvufi bir terim olarak halvet, bu hayata yeni başlayan bir kimsenin hemcinslerinden ayrılmasıdır. Bundan gâye, zihnin Allah düşüncesi üzerine teksif edilmesini kolaylaştırmaktır.(69)  Halvet “çile” olarak da ifâde edilir. Bu takdirde, dervişler ar asında “erbain çıkarmak” şeklindeki kırk gün halvete çekilmek kastedilir (70) Esâsen “çihil” Farsçada,”erbain” Arapçada kırk manasına gelmektedir. Metod olarak halvetin, ilk kez II.nci yüzyıl sonlarında uygulandığı kabul edilmektedir. (71)
Halvetin, Hz, Musâ’nın Tûr-i sinâ’daki kırk günlük kalışından ve Hz. Peygamber’in Hira mağarasında vuku bulan itikâtından mülhem olduğu ileri sürülür (72)
Halvetin mânevi tekâmüle olan faydasını, Hacı Bayram Veli’nin halifesi Akşemseddin “her kim amelini, Allah için kırk gün ihlâsa eylese, hikmet çeşmeleri zâhir ola, gönlünden diline gele (73) hadisiyle açıklamaya çalışır. (74)
Yine Hacı Bayram Veli’nin halifelerinden Ahmed Bicân, Hz.Davud’un ufak bir kusurundan  utanıp, tevbe için tenha bir yere çekilerek kırk gün orada ağlamak, sürekli secde yapmak ve af dilemek gibi uygulamalar yapmasını, halvete örnek gösterir (75)
Halvetin tekniği konusunda hemen hemen en detaylı bilgiyi, sühreverdi’ye ait Avârifül-Meârif’de buluyoruz. Ölüm tarihi 1243 olan Sühreverdi halvetin nasıl yapılacağını, halvette neler vukû bulabileceğini,halvete ne şeklide girileceğini genişçe anlatır (76)
 
 
 
2. Hacı Bayram Veli’ye Göre Halvet
Bayramilikte mürid, bir halvet hücreside kırk gün kalır, bu suretle bir erbain (veya çile) çıkarır. Mürid o boş  ve karanlık hücrede, kalbinden dünya zevklerini çıkarır; yere dizüstü oturur. Elini namazdaki gibi bağlar, gözlerini yumar,Allah’a yönelir. Bu uygulama, onu Hak ile beraber olmaya götürür (77) Hacı Bayram Veli’nin şeyhi Ebû Hâmidüddin Aksarayi’nin Halvetliğe mensup olması sebebiyle,bu tarikatta esas teşkil eden halvet uygulaması, Bayramilikte de önemini korumuştur.
Hacı Bayram Camii’nin Kuzey’de alt kısma inişi bittiği yerde, üç halet hücresi, Hâlâ varlığını korumaktadır 878).
Halvetin birtakım özellikleri bulunmaktadır. Şimdi bunları görelim:
a) Sükûn ve Sükût (Susma): İnsan konuşma şehvetine mübtelâ olduğu zaman, çeşitli günahlara girer. Bunlar halkın gizli yönlerini ortaya dökmek, hatalı söz konuşmak, koğuculuk yapmak, iftirâ atmak vs. gibi yasaklanmış fiillerdir. Bunlar kişinin amelini zayi edip,sonuçta imansız ölmeye bile sebep olurlar. (79) Akşemseddin’e göre sükut, Allah’ı öğreten bir uygulamadır (80)
İman Gazali, dilin işlediği günahları sayarken, gıybet,parlak söz konuşmak, sırları yaymak,yalan söylemek, lüzumsuz tartışmalar yapmak, iftirâ konuşmak gibi hususları özellikle zikreder (81) Sosyo-psikolojik ve sosyal ahlâk açısından bakıldığında, toplumda meydana gelen huzursuzlukların çoğunun, dilin fonksiyonunu yanlış icra etmesinden kaynaklandığını görüyoruz.
Dilin tutmak ona sahip olmak, önemli bir meziyettir. Ancak, bu meziyetin kazanılması, özel egzersiz ile olur. Halvet uygulamasının sağladığı önemli alışkanlıklardan biri de insana susmayı öğretmesidir.
Eşrefoğlu Rumi, bir eserinde Hacı Bayram Veli’nin lüzumsuz söz konuşmaktan hoşlanmadığını belirtir. Bir gün Eşrefoğlu Rumi, izin istemeden şeyhi Hacı Bayram Veli’ye dünyevi bir konu arzeder.Ancak, aldığı karşılık şu olur.”Çok söyleme,küstahlık olur. Sen edepsiz olursun. Şeyhler huzurunda, mürridlere çok söylemek ayıp olur”
Tasavvufla ilgili eserlerde sükût konusunun üzerinde, önemle durulduğunu görüyoruz.(83) Verdiğimiz örneğe göre, Hacı Bayram Veli’de, bu konuda aynı titizliği göstermektedir.
------------------------
(67) Eşrefoğlu, Divân,ss. 17-18
(68) Gölpınırlı, Abdülbaki, Yüz Soruda Tasavvuf, s.56
(69) Altıntaş Hayrani, Tasavvuf, s.125
(70) Serin, Rahmi, İslâm Tasavvufunda Halvetilik, s.67
(71) Martin, B.G. A Short History of Khalwati Order of Dervishers2, (scholars, Sains and Sugis’de), ondon 1978,s.275
(72) Akşemseddin, risâletun-Nur, v. 78b;Eraydın, Selçuk, Tasavvuf ve Tarikatlar, s.61; Hira Mağarasındaki itikât için, bkz. Mevdüdi, Haz. Peygamber, çev:Ahmed asrar, Ankara 1984,II,108.
(73) Aclüni,Keşful’l-Haf3a, c.II.s.224
(74) Akşemseddin a.g.e.v.78b
(75) Ahmet Bicân, Envâru’l-Aşıkin s.133
(76) Subreverdi, tasavvufun Sırları (Avâriül-merif tercümesi), çev.H.K. Yılmaz, İ. Gündüz, İstanbul 1989, ss.263-286
(77) Şapolyo,Tarikatlar ve Mezhepler Tarihi, s.118
(78) Yassâf, Sefine, c.II.s.261
(79)  Eşrefoğlu, müzekki’n-Nüfüs ss.386-387
(80) Akşemseddin, risâletu’n-N3ur, w.108b-109b
(81) Gazalli, ihyâ, c.II.s.438
(82) Eşrefoğlu rumi,Müzekkı’n-nüfüs.s.597
(83) Hucviri,keşful7l-mahcub cev: S.Uludağ, İstanbul 1982 ss.503-506 Gazali, İhyâ c.II.s.174. Erzurumlu İbrahim Hakkı, Marifetnâme. Haz: F. Mean, İstanbul 1981,ss.501-503
 
Cevapla
  


Foruma Git:


Konuyu Görüntüleyenler: 1 Ziyaretçi

Android Haberler | Ansansanat | Borsa Yorumla | Gülce Edebiyat | Türkçe Dersi