28/01/2015, 15:03
Öldürülen 101 Şair ve Mustafa Ceylan
Kamile YILMAZ
http://antalyasolu.org/21-kamile-yilmaz/oldurulen-101-sair
Mustafa Ceylan'ın yıllarca araştırarak, bizlere sunduğu, "Öldürülen 101 Şair" kitabı,
okurken insanı hem şaşırtıyor, hem de "Şimdiye dek böyle bir kitap neden yazılmamış?" dedirtiyor. (Ayrıca öldürülen 137 şair saptamış, ama 101'ini kitaba almış) Kitabın girişinde, yıllara göre öldürülen şair sayısı verilmiş. Yıllar ilerledikçe öldürülen şair sayısının artması, içimize acıyı doldururken, düşündürüyor. "İnsanoğlu-kızı teknolojide bu denli ilerlerken, neden insan sevgisi gerileyip sanatçı düşmanlığı tırmanıyor?" diye. Mustafa Ceylan, ayrıca şairlerin nasıl öldürüldüğü ile ilgili de bölümlere ayırmış. Örneğin; boğularak öldürülenler, zehirlenenler, kurşunlananlar, bıçaklananlar, yakılanlar, asılanlar, ayrı başlıkta. Yüzümüze öyle bir ayna tutmuş ki, emeğine hayran olurken, şair düşmanlığı ya da korkusuna insan olma suçluluğu duyuruyor. Nasıl duymayalım ki, bu ülkede bunlar yaşanırken, sıcak yatağımızda bizler uyurken, "Suçsuzuz" diyebilir miyiz?
Okudukça öldürülen şairlerin ortak yanı ortaya çıkıyor. Baş eğmeyen, el etek öpmeyi reddeden, özgürlüğü ve insanın insan hakkını savunan, barış ve sevgiden yana oldukları, kalemlerini ise sadece doğrudan ve gerçekten yana kullandıkları apaçık ortaya seriliyor. Örneğin;Cem Sultan şairdir ve Papa'nın ayağını öpmeyi reddettiği için 1495'te öldürülür.
X1V. Yüzyıl'dan başlayarak, günümüze dek öldürülen şairleri kitabına almış. İlk olarak, 17. Yüzyıl'da boğularak öldürülen Nef'i'den başlamış. Her şairi yazarken, önce kısa yaşam öyküsü, sonra öldürülüşü, şiirlerinden örnekler ve Mustafa Ceylan'ın kendi yorumu olan şiirle "Son Söz" başlığıyla konuyu yorumlaması sıralanmış. Soğuk bir araştırma değil, ta yüreğinden duyarak yazdığı, bu yorum şiirlerinden anlaşılıyor. Elbette şairi, şairin araştırması ve yorumlaması böyle olmalı.
Nef'i'den aldığı taşlama şiirlerden bir dörtlük alalım: "Müftü efendi bize kâfir demiş /Tutalım ben ona diyem müselman / Lâkin varıldıktan ruz-ı mahşere / İkimizde çıkarız orda yalan." Mustafa Ceylan'ın Nef'i'yi anlatırken bakalım ne demiş: "Planları işliyor inceden ince / Saplanır sırtıma kanlı bir pençe / Satılırken aziz vatan haince / Şerefsizler çalardı yorgun tefi / Yaşasaydın bu devirde ey Nef'i." Ben şair değilim, ama Mustafa Ceylan da Nef'i'den aşağı kalmamış.
Yakılarak öldürülen şairlere sıra gelince, Nesimi Çimen ile Metin Altıok hemen baş sayfada gözümüze bakıyor. Korkusuz ve dimdik. Nesimi Çimen'in Paris'teki yalnızlığını anlatan Yılmaz Özdil'den alıntı yapmış. Gurbet elde aç kalan ozan'ın sokak çalgıcılarını görünce, bir köşeye oturup curasıyla "Aç kulaklarını dinle sözümü / Yalan söz gerçeğe tuzak değil / İnsan hakkını hak bilen kişi / Özünde nur doğar yalan ateşi / Kâmili taşlamak cahilin işi / Cahilden kötülük hiç uzak değil" türküsünü söyleyişini anlatır.
Sonra Metin Altıok,"Bir bardak çatlarsa durduğu yerde / Bir aşk ansızın biterse / Ayna kırılırsa yüzünle birlikte / Zamanıdır konuşmanın ölümden" diyen sesi kulaklarımızda çınlayıveriyor.
Kurşunlanarak öldürülen şairlere gelince, daha 41 yaşında olmasına karşın bir çok eser vermiş olan Sabahattin Ali ilk sırada yer alıyor. Şiirleri türkü olmuş,(17 şiiri türkü-şarkı olan başka hangi şair var ki?) romanları film olarak halkla buluşmuştu. Sadece gerçekleri yazdı diye, hapishane hapishane dolaştırıldıktan sonra, yurt dışına çıkmaya çalışırken tuzağa düşürülen Sabahattin Ali. Ölüm günü olan 2 Nisan'da ANSAN'da andığımızda da Mustafa Ceylan konuşmacıydı. Sabahattin Ali hakkında, şair gözüyle derin ve kapsamlı bir araştırma yaptığını görmüştük. Bize güzel bir sunum yaparak o gün baştan başa Sabahattin Ali'yi yaşatmıştı. Kitabına aldığı Sabahattin Ali şiirlerinden bir kaç dize yazalım: "Başım dağ, saçlarım kardır / Deli rüzgarlarım vardır / Ovalar bana çok dardır / Benim meskenim dağlardır."
Mustafa Ceylan'ın "Son Söz" başlığı altında yazdığı bölümlerden "ŞAİR ÖLDÜRMEK KOLAY" başlığıyla yazdığı şiirinden bir kaç dizeyle bitirelim. "Ey şair dinlen biraz arkana yaslan / Çamura düştü misket ey çocuk sende uslan /Fetih mi can gözünde, ilam mı kar tanesi?!/ Şair öldürmek kolay, bulunur bahanesi."
Eline, kalemine sağlık Mustafa Ceylan. Edebiyatımıza önemli bir eksiği kapatan bir eser bıraktın. Başka şair öldürülmesin, ama başka eserlere yelken açasın.
Kamile YILMAZ
http://antalyasolu.org/21-kamile-yilmaz/oldurulen-101-sair
Mustafa Ceylan'ın yıllarca araştırarak, bizlere sunduğu, "Öldürülen 101 Şair" kitabı,
okurken insanı hem şaşırtıyor, hem de "Şimdiye dek böyle bir kitap neden yazılmamış?" dedirtiyor. (Ayrıca öldürülen 137 şair saptamış, ama 101'ini kitaba almış) Kitabın girişinde, yıllara göre öldürülen şair sayısı verilmiş. Yıllar ilerledikçe öldürülen şair sayısının artması, içimize acıyı doldururken, düşündürüyor. "İnsanoğlu-kızı teknolojide bu denli ilerlerken, neden insan sevgisi gerileyip sanatçı düşmanlığı tırmanıyor?" diye. Mustafa Ceylan, ayrıca şairlerin nasıl öldürüldüğü ile ilgili de bölümlere ayırmış. Örneğin; boğularak öldürülenler, zehirlenenler, kurşunlananlar, bıçaklananlar, yakılanlar, asılanlar, ayrı başlıkta. Yüzümüze öyle bir ayna tutmuş ki, emeğine hayran olurken, şair düşmanlığı ya da korkusuna insan olma suçluluğu duyuruyor. Nasıl duymayalım ki, bu ülkede bunlar yaşanırken, sıcak yatağımızda bizler uyurken, "Suçsuzuz" diyebilir miyiz?
Okudukça öldürülen şairlerin ortak yanı ortaya çıkıyor. Baş eğmeyen, el etek öpmeyi reddeden, özgürlüğü ve insanın insan hakkını savunan, barış ve sevgiden yana oldukları, kalemlerini ise sadece doğrudan ve gerçekten yana kullandıkları apaçık ortaya seriliyor. Örneğin;Cem Sultan şairdir ve Papa'nın ayağını öpmeyi reddettiği için 1495'te öldürülür.
X1V. Yüzyıl'dan başlayarak, günümüze dek öldürülen şairleri kitabına almış. İlk olarak, 17. Yüzyıl'da boğularak öldürülen Nef'i'den başlamış. Her şairi yazarken, önce kısa yaşam öyküsü, sonra öldürülüşü, şiirlerinden örnekler ve Mustafa Ceylan'ın kendi yorumu olan şiirle "Son Söz" başlığıyla konuyu yorumlaması sıralanmış. Soğuk bir araştırma değil, ta yüreğinden duyarak yazdığı, bu yorum şiirlerinden anlaşılıyor. Elbette şairi, şairin araştırması ve yorumlaması böyle olmalı.
Nef'i'den aldığı taşlama şiirlerden bir dörtlük alalım: "Müftü efendi bize kâfir demiş /Tutalım ben ona diyem müselman / Lâkin varıldıktan ruz-ı mahşere / İkimizde çıkarız orda yalan." Mustafa Ceylan'ın Nef'i'yi anlatırken bakalım ne demiş: "Planları işliyor inceden ince / Saplanır sırtıma kanlı bir pençe / Satılırken aziz vatan haince / Şerefsizler çalardı yorgun tefi / Yaşasaydın bu devirde ey Nef'i." Ben şair değilim, ama Mustafa Ceylan da Nef'i'den aşağı kalmamış.
Yakılarak öldürülen şairlere sıra gelince, Nesimi Çimen ile Metin Altıok hemen baş sayfada gözümüze bakıyor. Korkusuz ve dimdik. Nesimi Çimen'in Paris'teki yalnızlığını anlatan Yılmaz Özdil'den alıntı yapmış. Gurbet elde aç kalan ozan'ın sokak çalgıcılarını görünce, bir köşeye oturup curasıyla "Aç kulaklarını dinle sözümü / Yalan söz gerçeğe tuzak değil / İnsan hakkını hak bilen kişi / Özünde nur doğar yalan ateşi / Kâmili taşlamak cahilin işi / Cahilden kötülük hiç uzak değil" türküsünü söyleyişini anlatır.
Sonra Metin Altıok,"Bir bardak çatlarsa durduğu yerde / Bir aşk ansızın biterse / Ayna kırılırsa yüzünle birlikte / Zamanıdır konuşmanın ölümden" diyen sesi kulaklarımızda çınlayıveriyor.
Kurşunlanarak öldürülen şairlere gelince, daha 41 yaşında olmasına karşın bir çok eser vermiş olan Sabahattin Ali ilk sırada yer alıyor. Şiirleri türkü olmuş,(17 şiiri türkü-şarkı olan başka hangi şair var ki?) romanları film olarak halkla buluşmuştu. Sadece gerçekleri yazdı diye, hapishane hapishane dolaştırıldıktan sonra, yurt dışına çıkmaya çalışırken tuzağa düşürülen Sabahattin Ali. Ölüm günü olan 2 Nisan'da ANSAN'da andığımızda da Mustafa Ceylan konuşmacıydı. Sabahattin Ali hakkında, şair gözüyle derin ve kapsamlı bir araştırma yaptığını görmüştük. Bize güzel bir sunum yaparak o gün baştan başa Sabahattin Ali'yi yaşatmıştı. Kitabına aldığı Sabahattin Ali şiirlerinden bir kaç dize yazalım: "Başım dağ, saçlarım kardır / Deli rüzgarlarım vardır / Ovalar bana çok dardır / Benim meskenim dağlardır."
Mustafa Ceylan'ın "Son Söz" başlığı altında yazdığı bölümlerden "ŞAİR ÖLDÜRMEK KOLAY" başlığıyla yazdığı şiirinden bir kaç dizeyle bitirelim. "Ey şair dinlen biraz arkana yaslan / Çamura düştü misket ey çocuk sende uslan /Fetih mi can gözünde, ilam mı kar tanesi?!/ Şair öldürmek kolay, bulunur bahanesi."
Eline, kalemine sağlık Mustafa Ceylan. Edebiyatımıza önemli bir eksiği kapatan bir eser bıraktın. Başka şair öldürülmesin, ama başka eserlere yelken açasın.