10/02/2015, 22:56
GÜLCE-ÇAPRAZLAMA ve "Her İz Saklı Bir Sızı" Şiiri Üstüne
Mustafa CEYLAN
*********************
“ HER İZ SAKLI BİR SIZI (Gülce- ÇAPRAZLAMA) ”
Yalan say ayrılığı, ırak olsun özlemin.
Sevdiğin anlar olsun, içindeki cesaret.
Bir vapur çığlığıdır aklımızda tek kalan,
Esaret bu limanlar, bu kumsal yalnızlığı.
Gurbet koydum adını, duymasam da bir şey de.
Bilenir ufka hıncım, yakamozlar yalancı.
Herşeyde bir iz saklı, her iz saklı bir sızı.
Ayrılık der her şarkı, sözler seni dilenir.
Yanar uzaklığında; küldür bende bu can, ten.
Dağıldım rüzgarınla bu serkeş haller bitsin.
Mümkün değil unutmak, düşündükçe kalp kanar;
Gitsin sevdiğim anlar, gün geceye yenilsin.
Yusuf Bozan
*
Mustafa CEYLAN 'ın GÖRÜŞLERİ
****************************
Bu şiirde ÇAPRAZLAMA nerede oluşmuş onu koyu ve parantez içine yazıp gösterelim, olmaz mı?
(Yukarıda çaprazlama oluşturan kafileri ayrıca renkli olarak da sunduk.)
((Yalan)) say ayrılığı, ırak olsun özlemin.
Sevdiğin anlar olsun, içindeki ((cesaret.))
Bir vapur çığlığıdır aklımızda tek ((kalan,))
((Esaret )) bu limanlar, bu kumsal yalnızlığı.
(yalan-kalan//cesaret-esaret)
yani:
a.............................................................
.............................................................b
.............................................................a
b............................................................
şeklindedir.
-İkinci kıtaya bakalım:
Gurbet koydum adını, duymasam da ((bir şey de.))
((Bilenir)) ufka hıncım, yakamozlar yalancı.
((Herşeyde)) bir iz saklı, her iz saklı bir sızı.
Ayrılık der her şarkı, sözler seni ((dilenir.))
(bir şey de-Herşeyde//Bilenir-dilenir)
............................................................c
d...........................................................
c............................................................
...........................................................d
şeklindedir.
*
Üçüncü kıtaya bakalım:
((Yanar)) uzaklığında; küldür bende bu can, ten.
Dağıldım rüzgarınla bu serkeş haller ((bitsin.))
Mümkün değil unutmak, düşündükçe kalp ((kanar
)
((Gitsin)) sevdiğim anlar, gün geceye yenilsin.
(yanar-kanar//bitsin-gitsin)
e.......................................................................
......................................................................f
.....................................................................e
f......................................................................
şeklindedir.
*
Şimdi,
Bu şiirin GÜLCE mi ÇAPRAZLAMA mı olup olmadığına bakmaksızın, kafiye yerlerini düşünmeden OKUYUN, göreceksiniz ki, HOŞ, DEĞİŞİK BİR TADI VARDIR şiirin...
*
Hece...
Evet, kalıbı ve kafiyesi TAM ve UYGUN
Sadece;
ÇAPRAZLAMA'yı
......................................................a
......................................................b
......................................................a
......................................................b
şeklinde yapmayıp, yeni bir şekil ortaya koymaktadır.
KAFİYE' nin İŞARET GÖSTERİCİ, MECBURİYET KOYUCU, yaptırımcı SES ÇAĞRIŞIMI nın gizlenerek, yeni bir NEFES ALANI, yeni bir RİTMİ yakalamayı gaye edinmiş değişik bir ÇAPRAZLAMA türüdür...
*
Bu fiziki(şekli) yapılanma türü, Gülce Edebiyat Akımı' nın önerdiği 19 şiir türünden birisidir.
*
Elbette,çok değişik ÇAPRAZLAMA türleri ile şiirler kaleme alınmış ve alınmaya da devam edecektir.
Örnek;
Rabia BARIŞ kardeşimiz bir şiirinde :
"Çare desem ben derdime, derdim beni bırakmıyor,
Bırakmıyor derdim ben, çare desem ben derdime.
Benim gönlüm gülden yana, anlamıyor gül halimden,
Anlamıyor gül halimden, benim gönlüm gülden yana."
Şeklinde bir ÇAPRAZLAMA tercih etmiştir.
GÜLCE EDEBİYAT AKIMI'na kadar GELENEKSEL KAFİYE ŞEMATİK DIŞ YAPIMIZ AYNEN ŞÖYLE İDİ:
1- Düz Kafiye:
Birinci mısra ile ikinci mısraın; üçüncü mısra ile dördüncü mısraın birbiriyle kafiyeli olmasıdır aaaa, aabb, aaab. Mesnevi tarzı kafiye de denilir.
a- İftardan önce gittim Atik-Vâlde semtine,
3- Sarma (l) Kafiye:
Bir dörtlükte; birinci mısra ile dördüncü mısranın ve ikinci mısra ile de üçüncü mısraın kafiyeli olmasıdır. abba şeklinde gösterilir.
a- Gamlı bir heykel gibi kayalarla ben.
b- Dağınık saçlarımdan pervasız esen,
a- Rüzgârların elinde bir kırık neyim.
Evet, şiirimizin temelinde bu "yapı taşları" bulunmaktadır. Gülce Edebiyat Akımı, bu yapı taşına saygılıdır. Bugüne kadar kendince-özgür arayışlarda bulunmuş, kafiye konusunda kendisini ÖZGÜR kılmaya çalışmış şairlerin BİREYSEL OLARAK YAPTIKLARI çalışmalardan ilham alarak, YENİ BİR YAPI TAŞI sunmuştur. GÜLCE EDEBİYAT AKIMI' nın "çaprazlaması"nı denemeye ne dersiniz?
Teşekkürler, selamlar, saygılar...
Mustafa CEYLAN
*********************
“ HER İZ SAKLI BİR SIZI (Gülce- ÇAPRAZLAMA) ”
Yalan say ayrılığı, ırak olsun özlemin.
Sevdiğin anlar olsun, içindeki cesaret.
Bir vapur çığlığıdır aklımızda tek kalan,
Esaret bu limanlar, bu kumsal yalnızlığı.
Gurbet koydum adını, duymasam da bir şey de.
Bilenir ufka hıncım, yakamozlar yalancı.
Herşeyde bir iz saklı, her iz saklı bir sızı.
Ayrılık der her şarkı, sözler seni dilenir.
Yanar uzaklığında; küldür bende bu can, ten.
Dağıldım rüzgarınla bu serkeş haller bitsin.
Mümkün değil unutmak, düşündükçe kalp kanar;
Gitsin sevdiğim anlar, gün geceye yenilsin.
Yusuf Bozan
*
Mustafa CEYLAN 'ın GÖRÜŞLERİ
****************************
Bu şiirde ÇAPRAZLAMA nerede oluşmuş onu koyu ve parantez içine yazıp gösterelim, olmaz mı?
(Yukarıda çaprazlama oluşturan kafileri ayrıca renkli olarak da sunduk.)
((Yalan)) say ayrılığı, ırak olsun özlemin.
Sevdiğin anlar olsun, içindeki ((cesaret.))
Bir vapur çığlığıdır aklımızda tek ((kalan,))
((Esaret )) bu limanlar, bu kumsal yalnızlığı.
(yalan-kalan//cesaret-esaret)
yani:
a.............................................................
.............................................................b
.............................................................a
b............................................................
şeklindedir.
-İkinci kıtaya bakalım:
Gurbet koydum adını, duymasam da ((bir şey de.))
((Bilenir)) ufka hıncım, yakamozlar yalancı.
((Herşeyde)) bir iz saklı, her iz saklı bir sızı.
Ayrılık der her şarkı, sözler seni ((dilenir.))
(bir şey de-Herşeyde//Bilenir-dilenir)
............................................................c
d...........................................................
c............................................................
...........................................................d
şeklindedir.
*
Üçüncü kıtaya bakalım:
((Yanar)) uzaklığında; küldür bende bu can, ten.
Dağıldım rüzgarınla bu serkeş haller ((bitsin.))
Mümkün değil unutmak, düşündükçe kalp ((kanar
![[Resim: wink.gif]](http://www.gulceedebiyat.net/images/smilies/wink.gif)
((Gitsin)) sevdiğim anlar, gün geceye yenilsin.
(yanar-kanar//bitsin-gitsin)
e.......................................................................
......................................................................f
.....................................................................e
f......................................................................
şeklindedir.
*
Şimdi,
Bu şiirin GÜLCE mi ÇAPRAZLAMA mı olup olmadığına bakmaksızın, kafiye yerlerini düşünmeden OKUYUN, göreceksiniz ki, HOŞ, DEĞİŞİK BİR TADI VARDIR şiirin...
*
Hece...
Evet, kalıbı ve kafiyesi TAM ve UYGUN
Sadece;
ÇAPRAZLAMA'yı
......................................................a
......................................................b
......................................................a
......................................................b
şeklinde yapmayıp, yeni bir şekil ortaya koymaktadır.
KAFİYE' nin İŞARET GÖSTERİCİ, MECBURİYET KOYUCU, yaptırımcı SES ÇAĞRIŞIMI nın gizlenerek, yeni bir NEFES ALANI, yeni bir RİTMİ yakalamayı gaye edinmiş değişik bir ÇAPRAZLAMA türüdür...
*
Bu fiziki(şekli) yapılanma türü, Gülce Edebiyat Akımı' nın önerdiği 19 şiir türünden birisidir.
*
Elbette,çok değişik ÇAPRAZLAMA türleri ile şiirler kaleme alınmış ve alınmaya da devam edecektir.
Örnek;
Rabia BARIŞ kardeşimiz bir şiirinde :
"Çare desem ben derdime, derdim beni bırakmıyor,
Bırakmıyor derdim ben, çare desem ben derdime.
Benim gönlüm gülden yana, anlamıyor gül halimden,
Anlamıyor gül halimden, benim gönlüm gülden yana."
Şeklinde bir ÇAPRAZLAMA tercih etmiştir.
GÜLCE EDEBİYAT AKIMI'na kadar GELENEKSEL KAFİYE ŞEMATİK DIŞ YAPIMIZ AYNEN ŞÖYLE İDİ:
1- Düz Kafiye:
Birinci mısra ile ikinci mısraın; üçüncü mısra ile dördüncü mısraın birbiriyle kafiyeli olmasıdır aaaa, aabb, aaab. Mesnevi tarzı kafiye de denilir.
a- İftardan önce gittim Atik-Vâlde semtine,
a- Kaç defa geçtiğim bu sokaklar, bugün yine,
b- Sessizdiler. Fakat Ramazan maneviyyeti,
b- Bir tatlı intizara çevirmiş sükûneti.
b- Sessizdiler. Fakat Ramazan maneviyyeti,
b- Bir tatlı intizara çevirmiş sükûneti.
a- Gökyüzünde tüten olsam,
a- Yeryüzünde biten olsam,
b- Al benekli keten olsam,
b- Yar boynuna sarsa beni.
a- Yeryüzünde biten olsam,
b- Al benekli keten olsam,
b- Yar boynuna sarsa beni.
2- Çapraz Kafiye:
Bir dörtlükte; birinci mısra ile üçüncü mısraın, ikinci mısra ile de dördüncü mısraın kafiyeli olmasıdır. abab şeklinde gösterilir.a- Hayran olarak bakarsınız da,
b- Hûlyanızı fetheder bu hâli.
a- Beş yüz sene sonra karşınızda,
b- İstanbul Fethi’nin hayâli.
b- Hûlyanızı fetheder bu hâli.
a- Beş yüz sene sonra karşınızda,
b- İstanbul Fethi’nin hayâli.
a- Bir hayalet gibi dünya güzeli,
b- Girdiğinden beri rüyâlarına.
a- Hepsi meshûr, o muamma güzeli,
b- Gittiler görmeye Kaf dağlarına.
b- Girdiğinden beri rüyâlarına.
a- Hepsi meshûr, o muamma güzeli,
b- Gittiler görmeye Kaf dağlarına.
3- Sarma (l) Kafiye:
Bir dörtlükte; birinci mısra ile dördüncü mısranın ve ikinci mısra ile de üçüncü mısraın kafiyeli olmasıdır. abba şeklinde gösterilir.
a- İhtiyar elini bağrına soktu,
b- Dedi ki, “İstanbul Muhasarası.
b- Başlarken aldığım gaza yarası,
a- İçinden çektiğim bu oktu!
b- Bir sonbahar akşamı… sahillerdeyim,b- Dedi ki, “İstanbul Muhasarası.
b- Başlarken aldığım gaza yarası,
a- İçinden çektiğim bu oktu!
a- Gamlı bir heykel gibi kayalarla ben.
b- Dağınık saçlarımdan pervasız esen,
a- Rüzgârların elinde bir kırık neyim.
Evet, şiirimizin temelinde bu "yapı taşları" bulunmaktadır. Gülce Edebiyat Akımı, bu yapı taşına saygılıdır. Bugüne kadar kendince-özgür arayışlarda bulunmuş, kafiye konusunda kendisini ÖZGÜR kılmaya çalışmış şairlerin BİREYSEL OLARAK YAPTIKLARI çalışmalardan ilham alarak, YENİ BİR YAPI TAŞI sunmuştur. GÜLCE EDEBİYAT AKIMI' nın "çaprazlaması"nı denemeye ne dersiniz?
Teşekkürler, selamlar, saygılar...