[mceylan]

KIÇ MESELESİ


Mustafa CEYLAN
****************

Kıç...
Kılıç değil bu kıç...
"Kış kış kış !" diyor Hacer Teyzem de, bu satılmış tavuklar, bu korkak sünepeler bir türlü anlamak bilmiyorlar.

Kamyon Hüsnü' nün oğlu Selo ve kaltak Naciye'nin haspa kızı Gülten de şimdi çıkmışlar, "bizim haberimiz yok, valla da billa da..." deyip, yalanın danışkasını söylemekteler.

*
Kıç'tan kıç'a fark vardır.
Meselâ petrol tankerinin kıç'ı çok önemlidir. Ortadoğu'daki bu İŞİD şerefsizi ve PKK namussuzu da ve ne kadar terörist örgüt varsa, hepsi petrol tankerinin kıç'ının coğrafyaya fırlattığı dümbüklerdir. En büyük korkaklar onlardır. Hep haince pusu kurup masum insanları öldürmektir işleri. Petrol tankeri kıçından aldıkları taktik ile kurdukları "kıçı kırık örgütleri" ni afedersiniz bi b.k sanırlar. 

Kendi kıçlarını kurtaramadıkları gibi, kalkıp coğrafyayı dilimlemek isterler, halk kurtuluşuna kalkarlar. 

"Höst ulen... Breehh!... Hastır !" dese bir Mehmetçik sesi, girecek fare deliği bulmaya çalışırlar. Yeryüzünün en korkunç insan kılıklı ve en korkak hayvanlarıdır onlar. Hayır hayır! Hayvan sözcüğü yetersiz kalır, hayvan'a da yazık. Onlar hayvandan da beterdirler. İnsanlık müsveddesi, kıç ürünüdürler... Terörden beslenirler. Bilmem kaç gros tonluk petrol gemisinin kıçının bıraktığı teresübattırlar.

*
IŞID, Suriye'deki en küçük petrol bölgesine dahi el atamadı. Çünkü Suriye petrollerini Rusya işletiyor.

Irak ise, Batı' nın ve ABD' nin kontrolünde. SİLAH VE PETROL aynı kapitalistlerin ellerinde... Bu sebeple, ne tarafa dönerse dönsün İŞİD, delik hep ABD ve Batı' nın kapitalist güçleri tarafına denk gelecektir. Bu yüzden göstermelik HAVA SALDIRISI ile vaziyeti idare etmekteler ya...

Batı ve ABD' nin kıçı da yetmiyor demeyin sakın. Onların kıç'ları- koç'ları böyle istediklerinden, karada en küçük harekete girmek istemiyorlar.

İŞİD, "Musul’u aldıktan 10 gün sonra, ilin güneyinde en zengin doğalgaz kaynaklarının olduğu Akkas’a doğru ilerledi ve İran- Irak-Suriye arasında yapılmakta olan doğalgaz hattı inşaatının önünü kesti. Hat, Bağdat’a kadar geldi, Suriye’ye giriş yapacaktı ve bu hat çölün ortasında, kimsenin bulamayacağı bir yerdeydi." Mesele İslâm değil... Mesele MEZHEP filan hiç değil. Mesele ENERJİ MESELESİ...

ENERJİ SAVAŞLARI...
Mesele, 2015-2030 yılları arasında 15 yıl boyunca sürecek olan ENERJİ SAVAŞLARI döneminin önemli bir sürecine girmiş bulunuyoruz.

Enerji evet...
Su meselesi gelecek bu petrolün ardından...
İşte canım memleketimin HES meselesinde takındığı tavırda ortada.
Suyun enerji kaynağı olarak kullanılmasının savaşlarının bence ön hazırlıkları bu yaşananlar...

*
"Süleymaniye kentindeki Amerikan Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Fahrettin Sümer de IŞİD'in ele geçirdiği yerlerde adeta bir devlet gibi kurulu yapılaşmaya geçmeye başladığını belirtti. Bu işlevleri yerine getirmek için örgütün gelire ihtiyacı olduğunu anlatan Sümer, "Irak'ta gelirin en kolay kaynağı da petrol ve doğalgaz. IŞİD, zaten ülkedeki önemli ölçüde petrol zengini kaynakları ele geçirdi ve hedeflediği toprak parçasına erişene kadar, daha fazla petrol sahası ele geçirmeye devam edecek" diye konuştu."

*
"Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM) Ortadoğu Araştırmaları Uzmanı Ali Semin, IŞİD'in en önemli stratejilerinden birinin petrol ve doğalgaz yatakları ile boru hatlarını ele geçirmek olduğu ifade etti.

IŞİD'in sadece Irak’ta değil, Suriye’de de aynı yolu izlediğini anlatan Semin, "Irak, gelirinin yüzde 90'ını enerjiden karşılanıyor. IŞİD'in enerjiye yönelmesinin nedeni, Irak gibi ülkelerin ekonomisinin temelinin enerji olması. Ülkeyi ekonomik anlamda ayakta tutmak amacıyla, IŞİD’in ilk aşamada enerji kaynaklarını ele geçirmesi gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu."

*

Yaşanan şu olaylara bakın hele...Şerefsizler hedef saptırmaya ve ülkeyi karıştırmaya başladılar. Bebek katili İmralı'da keyif çatarken, "Kobani" yi bahane eden içimizdeki hainler, sokaklarımızda terör estirmeye başladılar.

Korkak, salak, sünepe, zirzoplar; serseri İŞİDcilerin önünden kaçan geri zekâlılar, tarihleri boyunca da hep böyle olmuşlardır. Onlar, hep ikili güreşmişler, hep hançeri sırtımıza vurmuşlar, yalanın, hilenin, ihanetin temsilcisi olmaya devam etmişlerdir. 

Kıçınız yiyorsa gidinn Kobani'ye şehid olana kadar çarpışın da görelim... 

Öyle, şehirlerimizin sokaklarında otomobilleri yakarak, otobüs duraklarını ve kamu mallarını parçalayarak bi yere varacaklarını sanıyor dümbükler. Yemedi kıçınız değil mi? Şerefsizlere, şerefli olmak yakışmaz sözü ne güzel söylenmiş bir sözdür. Bunca yıldır 30.000 şehidimizi hep pusu kurarak, arkadan vurarak, hile ile öldürdünüz. Asla göğüs göğüse çarpışamazsınız siz. Yalan, hile, desise, kaçak, göçek, aşağılık alınlarınızda yazılı hepinizin.

İşte KIZILAY'ın KAN TOPLAMA ARACI' nı dahi yakan, ATATÜRK'ümüzün anıtlarını ve okulları da yakan bu "piç" lerin "kıç"ına atılacak Mehmetçik "tekmesi"nin sesi okyanus üstünde ne kadar tanker varsa hepsini de alabora edecek, cehennemin dibini boylatacaktır...

*
Bugün yazımızı üstad Mehmet NACAR'ın son yazdığı şiirle sonlandıralım...


DEDEMİN MAVZERİ

Eşkıyalar dağlarda asker vurur, yol keser,
Bu azgınlık sürerse kafa keser, kol keser.
Ankaralı mebuslar ekranlarda rol keser.
Sabrımızın zehrini yüzlerine kusarak,
Dedemin mavzerini omzumuza asarak,
Dağda sürek avına çıkma zamanı geldi,
Hainlerin kanını dökme zamanı geldi.

Kimisi Atatürk’ün heykelini yıkıyor,
Kimisi al bayrağı parçalayıp yakıyor,
Yobazların başkanı aval aval bakıyor.
İman ile ülkünün arkasına pusarak,
Dedemin mavzerini omzumuza asarak,
İhanetin belini bükme zamanı geldi,
Hainlerin göğsüne çökme zamanı geldi.

Darağacı kurarak katillerin piçini,
Sallandırıp yüzüne tükürmeli suçunu.
Pisliklerden arıtıp vatanımın içini,
Ata’mızın dâhilik rüzgârında eserek,
Dedemin mavzerini omzumuza asarak,
Hedeflere namludan bakma zamanı geldi,
Ovaları dağları yakma zamanı geldi.

Yurdu bölen alçağın ümüğünden tutmalı,
Aldığımız fiyata zam yaparak satmalı.
Sarp dağların başına tüfekleri çatmalı.
Ankaralı zübüğün raconunu keserek,
Dedemin mavzerini omzumuza asarak,
Süngüleri namluya takma zamanı geldi,
Hainlerin bağrına sokma zamanı geldi.

Vatanını sevenler haykırmalı menzilden,
Türklük hesap sormalı İmralı’dan Kandil’den.
Şehidin yarasını sildiğimiz mendilden,
Yaptığımız bayrağa mührümüzü basarak,
Dedemin mavzerini omzumuza asarak,
Al bayrağı dağlara dikme zamanı geldi,
Düşmanları kökünden sökme zamanı geldi.

Mehmet NACAR


Yarın buluşmak umudu ile, savaşsız, hoşgörü dolu bir dünya temennisi ile...

Mustafa CEYLAN