10/02/2015, 23:28

(ŞÜM)'E DAİR
Mustafa CEYLAN
****************
"ŞÜM" nedir dediğimde herkes yüzüme bakıp kaldı. Kimse bilemedi. Oysa, son yirmi yılın edebiyat camiasının en önemli konusu ve üstelik en büyük problemidir ŞÜM... Hilmi Yavuz "Şair kontrol hapı" içire dursun, gayri, hap, iğne vb hiç bir türlü tedaviye cevap vermez hale geldi bu hasta vücut diyebiliriz. Hiç bir hap ve hiç bir reçete bu alil-bu sakat- bu virüslü hastalığı tedavi edemez kanaatindeyim. Üstelik, bu hastalık, bu ŞÜM hastalğı öylesine yayıgınlaştı ki, inanın takip etmekte zorlanıyoruz.
Şüm...
Evet Şüm ya Şüm...
Adamın deli saçması "şarkı sözleri"ne "dünyanın en iyi şiiri" diyeliden beri, o zat'ın önderliğinde şükür Gines Rekorlar Kitabına da aday olduk ya. Ohhh ne alâ memleket.
İshalin en zehirlisi ve en hastalıklısını yayan kendisine "yayınevi" adını takıp da, zilleri ile ortalıkta "şıngır mıngır" dolaşıp, şiire dair şowlar yapan soytarıların çıkardığı gürültüleri duydukça, midem bulanmakta ve "sanal-internet dünyası" ndan iğrenmekteyim. Şeytan diyor ki, "sil herşeyi, bırak bu sanalı, çekil köşene"...
Şiir etkinliklerini " koca bulma", " sevgili bulma" derecesine indirgeyen bu "piç zihniyet" dur durak bilmiyor. Her şeyi, ne kadar kutlu bildiğimiz sanata dair çaba ve birikim varsa her şeyi, çürütüp ortalara fırlatmaktadır.
Bir şehir kanalizasyonunu andırmakta "antoloji yayınları" sanki...
Kitap yayınlarına gelince, ortalıkta bir sürü soytarı, dolandırıcı, vurguncu türedi dolanıp durmakta, Fenerbahça Galatasaray maçını bile şiir diye yayınlayıp satabilmekte.
Bir yığın deyyus, dümbük, düdük ve zurnacı tayfası, şiir adına şiiri hançerlemeye devam etmekte. Bir de "facebook" çıktı ki, tutabilene aşk olsun bu zurnacıları...
Şüm...
Evet Şüm yapıyor bütün bunları.
Peki şüm ne diye soruyorum, onca insan "o ne demek" diye bana sorgucu gözlerle bakıyor.
Şiir, güzelden güzel, kutlu bir sevdaydı bizim için ve biz o sevda yolunda koskoca bir ömrü tüketmiştik. Seneler, seneler üst üste bembeyaz dizilmişlerdi şiirimizle çevremizde. Ama bugün, harmana destursuz dalan deli danaların saldırısına uğramışız. Ama bugün, dallarından sapır sapır dökülmüş, leş lâşesi bir güruhun iğrenç kokusu ve kabul edilemez davranışları, gürültüleri ile karşı karşıyayız. İyi, güzel, has şiir öldü. Yazık!...
Şüm...
Evet Şüm...
Bütün bu olumsuzluklar Şüm yüzünden...
Karanlığı dikenleşmiş curcunadır zaman şimdi... Kanlı bir şenliğin kıvılcımı ile "tüketim toplumu" nun "gündelikçi" alkışçıları ve "zenne organizatörler"in çığlığında esir zaman şimdi. Edebiyat dergilerinin "gık" ı bile çıkamıyor. Kimse, bu "kötü gidişe" "durun ey kalabalıklar!" diyemiyor. Şiir, soluğuyla cedelleşe cedelleşe öldü, ruhuna fatiha zamanları yaşıyor şimdi...
Şiir yarışmalarına gelince, sancı daha bir artmakta. İki büklüm alkışçılar seromonisit jüriler ve ihtiyar-zampara şairlerin "genç kızlarla-kendini şair sananlarla" oynaşının ve ulûfe dağıtımının yarışmalarından başka bir şey değil.
Resim, heykel, ebru, fotoğraf ve karikatür... Hasılı, şiir dışındaki diğer tüm sanatlar "lök" gibi, "dimdik" durmakta. Maalesef, internetin getirdiği kolaylıkla "şiir sanatı" nı mahvetmiş durumdayız. Ortalık toz duman...
Şüm...
Sensin bunu yapan Şüm...
Hesabını göreceğim senin, az kaldı yakında...
Yarın buluşmak umuduyla, hoşça kalın...
28/29.09.2014
----------------
ŞÜM: Şair Üretim Merkezi