ein Bild ein Bild
Sitemize Hoşgeldiniz, Ziyaretçi! Giriş Yap Kayıt Ol


Konuyu Değerlendir
  • 0 Oy - 0 Ortalama
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
KAYGUSUZ RİSALESİ (3)
#1
KAYGUSUZ RİSALESİ (3)

Mustafa CEYLAN
***************


KAYGUSUZ RİSALESİ DEVAMLA :

"Bu yana Kaygusuz Baba, ol almaları ekl idüb, hora geçürdükten sonra kalkdılar. Cümle tevâbı’yla, Mısr diyârına togrı müteveccih (revâne) oldılar. Bu bâbda söz çokdur. Eğer Mısır’a gelinceye dek vâki olan hâli zikr olunursa, gâyet mufassal olur. 

Bâri maksûda varalum :

Çün kim Mısr Pâdişâhı diyârına geldiler. Ol vilâyetün keyfiyet-i hâlinden haber sorub bildiler kim Mısr pâdişâhınun bir gözi a’mâdur. Baba Kaygusuz (hemân) bir gözine penbe kodı, yanında olan yoldaşları anı böyle görüb hem-cinân ol kırk kişi dahı her biri öyle kıldılar. Azm idüb, Dimyâd nam kasabadan gemilere binüb Nil deryâsında Bulâk-nâm iskeleye geldiler. Gemilerden taşra çıkdılar. Kaygusuz Baba Sultan bir merkebe süvâr olub yanında yoldaşları kırk nefer abdal, her biri tennûre-pûş, uryân pâ-pürehne, tayak omuzlarında alub, turna katarı bigi dizildiler. Cümlesinün bir gözlerinde penbe yapışlu, Mısr şehrine Kal’a yolın tutub gitdiler. Hep görenler ta’accüp itdiler." 


*

Geldiler erenler Mısır’a
Bir gözü amâymış 
Mısır Padişahının öğrendiler.

Yadırgamasın bizi diyerek
Pembeden bir bez koydu 
Bir gözüne Kaygusuz
Ve yanındaki kırk yoldaşı
Kapalı tek gözleriyle koyuldular yola
Akıyordu Nil, yana yana akıyordu
Bindiler gemilere Dimyad’dan
Bulak iskelesinde indiler
Ve çıktılar sahile…

Cümlesinin 
Üstlerinde etekli tören giysileri
Yan yana, can cana dervişler
Hayret fırtınasında kalmakta
Bir gözleri kapalı erenleri,
Görenler…

Önde Kaygusuz Baba
Ardı sıra kırk nefer
Dizildiler turna katarı gibi
Bir gözleri kapalı

*

Turna katarı nasıl dizilir bilir misiniz?
Ya turnayı gördün mü hiç, turnaları a oğul?
Mutluluk, uğur, bereket, 
Ve huzurun simgesi 
Kutsal mı kutsal
Saflığın, dürüstlüğün, temizliğin, 
Vefanın, sadakatın, sabrın, 
Sevginin, onurun, özgürlüğün de simgesi turnaları…


Bozmaz yuvalarını insanlar, ilişmezler 
Dökmezler kanını, dokunmazlar turnaya
Avlandığı takdirde 
Felâket gelirmiş avcısına, biz böyle belledik;
Bereket yağar a oğul bereket !
Turnaların konduğu her tarlaya…
Vurulur ve çiftlerden biri ölürse, geride kalan 
Devam etmez asla yaşamaya,
Seçer ölümü 
Ve gidip bırakır kendini suya…

*

Avustralya yerli danslarında, 
Mısır mezarlarında, Rus şarkılarında, 
Amerikan yerlilerinin totemlerinde, 
Yunan-Roma mitlerinde 
Hasılı her kültürde,
Turna Kuşu, 
Orta Asya`dan Japonya`ya, Kore`ye kadar 
Binlerce yıldır 
Şansın, uzun yaşamanın 
Tabii ki en evvel simgesidir barışın. 

Anadolu insanının
İnancında, türküsünde, şiirinde 
Halısında, kiliminde, 
Oyasında, eşiğinde, beşiğinde, 
Giyiminde, kuşamında,
Özetle her eşyasında motiftir turna…

Uğur getirsin diye takılır
Gelin başına turna teli.

Turnalar, insan gibidirler ay balam !
Yaşarlar çiftler halinde 
Ve tek eşli bir hayat sürerler. 
Ayırırlar yuvalarını diğerlerinden 
Düşkündürler gururlarına 
Benimserler sade bir hayat tarzını
Ve 
Bazen yüz yıl kadar sürer hayatları 
Eşleri ölürse şayet
Eşleşmezler bir daha…
Hattâ,
Korurlar, gözetirler
Yaşlı ana-babalarını…


*
İki kuşa vurgunuz biliyorsun a oğul
İki kuşa
Turnaya ve güvercine
Öyle değil mi?
Neden kutsaldır bu iki kuş
Düşündün mü hiç ?

Turna Hz. Ali yi 
Turna Ahmet Yesevi’ yi temsil eder can balam !
Ve Hacı Bektaş-ı Veli
Güvercin donunda
Çıka gelir her meclise
Göğsünde sakladığı
Bir ceren yavrusuyla.

*

Döndükçe yükselir göklere âhım
Hakk’a dilekçedir turna semahım

Kelebek ateşi sevdasıyım ben
İçimin dışımla kavgasıyım ben
Yolların en ince cılgasıyım ben
Döndükçe yükselir göklere âhım.

Karani hırkası gibi kokuşlu
Katar katar geldim uğru nakışlı
Yemen ellerinden Ali bakışlı
Hakk’a dilekçedir turna semahım

*

Nefesin nefesle bilişmesidir
Suyun bir atomda oluşmasıdır
Kulun Yaradanla buluşmasıdır
Bu cennet vatanda turna semahı

Zeminden semaya uçuşun resmi
Dört iklim, kırk kapı dostluğun ismi
Çevirmek ışığa maddeyi, cismi
Gönül ocağında turna semahı

“Yemen ellerinden beri gelirken
Turnalar Ali’mi görmediniz mi?
Havanın yüzünde semah dönerken
Turnalar Ali’mi görmediniz mi?”

Diyen dil, benim dilim a oğul!

*

Atom bombası atıldığında Hiroşimaya
İki yaşında bir çocuktu Sadako Sasaki
Bir mil uzağına düşmüştü evlerinin
En ölümcül bomba oy!
Oy ki oy!
Ben yanayım insanlığa
Sen yanasın dostluğa
Ve dayanasın insan olmanın erdemine
Sarıl, sarıl bana,
Bırakma ellerini ellerimden
Ben ağlayım, sen düşün oyy!

On iki yaşına geldiğinde
Kanser demişlerdi doktorlar hastalığına onun
İy’olmaz “atom bombası hastalığı” bu demişlerdi

Küçük Japon kızı Sadako Sasaki
İşitmişti 
“Kâğıttan Bin Turna Kuşu” efsanesini.
Efsaneye göre:
Hasta birisi 
Bin adet kâğıttan turnayı katlarsa eğer, 
Dileğini yerine getirecek Tanrılar 
Sağlığına kavuşturacaklardı. 

Sadako,
Küçük Japon kızı
“Kanatlarınıza huzur yazacağım; 
Tüm dünyada uçabileceksiniz.” Böylece deyip
Koyulur kâğıt turnaları katlama işine…


Ancak;
Ömrü yetmez 
Bin adet turnayı katlamaya 
645’inci turnayı tamamlayamadan 
25 Ekim 1955 günü 
Yumar hayata gözlerini 
Noksan kalan 356 turnayı katlayıp 
Onunla birlikte gömer arkadaşları.

O günden bu yana işte
Nükleer silâhsızlanmanın, yani barışın
Sembolü olur turna kuşu
Dünyada acı çeken çocukların 
Yansıtır hep Sultanım
Yansıtır ortak duygusunu…
Bu sebeple can kuşum,
Ağustos ayının altısında her sene 
Dünya barış gününde, 
Çocuklar tarafından yapılan 
Turna kuşu origamileri 
Gönderilir Hiroşima’ya.

*

Azerice “durma”, 
Türkmence “durna”, 
Kazakça “tırna” 
Kırgızca, Özbekçe ve Uygur Türkçesi’nde 
“Turna” denir bu kuşa.

*
Uzun bacaklı, zarif boyunlu, 
Parlak, duru güzel gözlü 
Göçmen bir su kuşudur Turna

Başının arka tarafında geriye 
Sarkan bir zülüfü vardır.
Göz alıcı, mâvi, kırmızı 
Ve yeşil 
Işıl ışıl tüyler kanatlarında

Kurak ovalarda, steplerde 
Nehir vâdilerinde, göllerde 
Bataklık yerlerde yaşar, 
Sıcak ülkeler kuşudur turna.

Mavimsi, çilli, karışık renkte
iki yumurta yumurtlar. 
Nöbetleşe bekler yuvayı eşler
Kuluçka zamanı
Ve saldırırlar
Yuvaya yaklaşan yabancıya…

İçlerinden birinin önderliğinde, 
'V' şeklinde dizilerek uçarlar göç zamanı 
Merkezinde liderin olduğu 
Bir çember oluşturarak 
Kümelenirler yere konduklarında 


*

4000 sene önce yaşayan ressam 
Taşlara çizmiş Turna resmini. 
Allısına, tellisine 
Türküler bestelemişiz; 
Taklit etmişiz danslarını 
“Turna barı” oynamışız. 

Telinden esinlenmiş, 
Gelin teli yapmışız. 
Delikanlı yârine, asker anasına 
Uçurmuş haberi Turnayla 

Turna çok güzel bir kız olmuş, 
Aşk olmuş, saflık olmuş, vefa olmuş. 
Kültürü, sanatı olmuş Anadolu’nun

*
Bulut bulut geçer şu gökyüzünden
Getirir selâmın Turna kuşları.
Aşkımı çığrışır sanki özünden
Sesidir Ali’min Turna kuşları

“V” şeklinde havalanıp doğrulan
Bir selâma al ateşte kavrulan
Kanatlanıp yedi göğe savrulan
Ruhudur gülümün Turna kuşları

Kızılelma derler büyük ülküde
Telli turna yine uçar belki de
Yâr kokulu bir seherdir türküde
Ezberi dilimin turna kuşları

Yiğitlerim takvimlerden ağanda
Tarihlere Türk güneşi doğanda
Yürek duam dokuz göğe sığanda
Resmidir hâlimin turna kuşları

*
Ve dediğim gibi hey Dost!
Önde Kaygusuz Baba
Ardı sıra kırk nefer
Turna katarı gibi
Dizildiler, 
Dizildiler…
 
Cevapla
  


Foruma Git:


Konuyu Görüntüleyenler: 1 Ziyaretçi

Android Haberler | Ansansanat | Borsa Yorumla | Gülce Edebiyat | Türkçe Dersi