ein Bild ein Bild
Sitemize Hoşgeldiniz, Ziyaretçi! Giriş Yap Kayıt Ol


Konuyu Değerlendir
  • 0 Oy - 0 Ortalama
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
ZÖHREM GELMEDİ
#1
ZÖHREM GELMEDİ

(Anneannemin Ağıtları Üzerine)

Mustafa CEYLAN
*************

Aynı yaştaydık. Annemin en küçük kız kardeşi Zöhre'den bahsediyorum. Elmadağ İlçesinin öteyüz-kargalı ve ova' da, 3 ayrı yerde üzüm bağları, bahçeleri vardı. Ova, Elmadağ'dan Kırıkkale'ye doğru giderken KAYADİBİ KÖYÜ'ne varmadan, derin vadide bulunuyordu. Ova'ya ulaşım da sadece Samsun asvaltı-Kırıkkale yolu üzerinden yapılabiliyordu.

Bağ bozumu mevsimi, o sene bizim aileye çok büyük bir acıyı yaşattı. Annemin en küçük kardeşi Zöfre(Zöhre), Kırıkkale yolu üzerinde bir kamyon çarpması sonucunda vefat etmişti. Genç yaşta aramızdan ayrılmıştı. 

Miyase benim anneannem. 
Miyase, Elmadağ'ın ağıtçı kadınlarından birisi.
Düğünlerde türkü çığıran "Fitirik hala" ne ise, cenazelerde de benim anne annem de onun gibi etkiliydi. 

Elmadağ merkez ve köylerinde "ağıtçı kadınlar" ın sayısı oldukça azdı ve onlar da; çok hüzünlü, bütün ilçeyi ve köylüyü etkileyen ölümlere adeta çağrılı giderlerdi.

Evet Anadolu ağıtçı kadınlarının Elmadağ temsilcilerinden bahsediyorum.

*
Kara haber tez gelmişti yoldan, inivermişti bahçe içindeki Dedemin evine. Evin önünde bulunan su kuyusu susmuş, kayısı ağaçlarının dallarına konan kuşlar bile sessiz ve sakindiler.

Evin içinden gelen "ağıt"ı dinliyordu bütün kâinat sanki...
Konu, komşu; bütün köylü evin iki odasını doldurmuşlardı.
Bütün herkesin cenazesine, köylü kadınları iyi ağlasın diye ağıt yakmaya çağrılan anne annemin perişan halini bunca yıl geçtiği halde gözlerimin önünden hiç bir şey silemedi, zamanın gücü yetmedi.

Bütün herkesin ova'ya giden çocukları dönmüştü de, Zöhre dönmemişti. Zöhre, yarın okula gidemeyecek, okulda sırası boş kalacaktı.

El için ağlayan, ağıtlar yakan anneannem şimdi çaresiz, şimdi içi yağmur yüklü kara bulutlar gibiydi. Önce epey süre sustu. Sonra, evet sonra;
Zöhre'nin elbiselerini getirdiler odanın ortasına. Getirdiler ki, bir feryâd, bir yürek yangını, bir avâz çıktı ki; kuş-kurt, eşya, duvar,ağaç,böcek,kuş; ne varsa ne, hepsi sustu da o ağıdı dinelemeye başladı.

Diyordu ki :

Dili mi tutuldu şu koca köyün?
Karaymış bahtımız bize gülmedi.
Söyleyin komşular, dostlar söyleyin
Herkes geldi Zöhrem niye gelmedi?

...........Toplansın bir yana gayri sülâlem
...........Zöhreydi, menekşem, çiğdemim, lâlem
...........Kapansın mektepler, kırılsın kalem
...........Herkes geldi Zöhrem niye gelmedi?

Yıkılsın, yok olsun şu Samsun yolu
Kırıldı umudun yeşeren dalı
Kapkara bir zindan şu Elmadağ'ı
Herkes geldi Zöhrem niye gelmedi?

............Hangi daldan düşer kuşun yuvası?
............Hangi dertle taşar evin kovası?
............Batasıca bata, bağı-ovası!
............Herkes geldi Zöhrem niye gelmedi?

Kaplasın yolları feryâdım sızım
Kara yere düştü parlak yıldızım
Vah kara kaderli Zöhredir guzum
Herkes geldi Zöhrem niye gelmedi?

............Cümle komşularda ses oldum sese
............Varın haber salın oğlum Veyis'e
............Gelene geçene sorar Miyase
............Herkes geldi Zöhrem niye gelmedi?

Anneannem o yanık sesiyle, her iki yana sallana sallana; başını sağa sola sallayarak ve hüngür hüngür ağlayarak yakıyordu ağıdını. Çok sevdiği en küçük kızı Zöfre için yakıyordu. O söyledikçe, her iki odada bulunan kadınlar, evin arası-koridorda bulunanlar dahil, evin önünde bulunan sedirde toplananlar; hepsi hepsi hüngür hüngür ağlıyorlardı. Bizde, ben de tabii ki gözyaşlarımı tutamıyordum.

*
Aradan on-yirmi gün geçmişti.
Bütün herkesin dilindeydi Miyase'nin ağıdı.
Kadınlar, sanki bazı sözleri ezberlemişlerdi. Birbirlerine söyleyerek, gözyaşlarını tutamıyorlardı.

*
Aslında, anneannem Memduh dedeme yaktığı türküler ve yaptığı şakalarla hepimizin yüzünde tebessüm çiçekleri açtırıyordu.
Ama, Zöhre' si Hakk'a yürüdükten sonra, pek suskun oldu, asla gülemedi, hep hüzün yağdırdı bakışlarından...
 
Cevapla
  


Foruma Git:


Konuyu Görüntüleyenler: 1 Ziyaretçi

Android Haberler | Ansansanat | Borsa Yorumla | Gülce Edebiyat | Türkçe Dersi