11/02/2015, 04:28
MARANGOZ VE DONDURMACILARA (4)
Mustafa CEYLAN
****************
B-OLUMSUZ ÖRNEKLER
Aşağıda vereceğim örnekler karşısında şaşıracaksınız belki de. Adının başına AŞIK kelimesini eklemekle aşık olunmadığı gerçeği, bu şiirlerde bas bas bağırmaktadır.
HECE VEZNİ’nin temellerini teşkil eden KAFİYE, KITA, KALIP gibi fiziki kuralların bile nasıl dikkate alınmadığını, aşık adı ile aşıklık geleneğiyle nasıl bu kadar ters düşüldüğünü göreceğiz. Kökleri tarihin o muhteşem derinliklerine kadar uzamamış, sonradan bitme, laf olsun kabilinden, göstermelik aşıklığın nerelere kadar uzandığını göreceğiz.
Defalarca yazıp söyledik, defalarca da yazıp söylemeye devam edeceğiz.
N’olur HECE ŞİİRİ yazacaksanız KAFİYE ve REDİF arasındaki farkı FARKEDİN diye…
Ama bunlar, ama bu kendini AŞIK ilan edenler, halâ okumuyorlar, halâ kulakları tıkamışlar. Halâ çalakalem yazmaya devam etmekteler.
ÖRNEK:1
Aşık OĞLAN diye bir aşık var, 2 şiiri yayınlanmış; her ikisi de SERBEST ŞİİR. Şiirlerinden birisi “Aşka Sövgü” başlıklı ve aynen şöyle :
Aşka Sövgü
Şimdi sitemkar bir alemin içinde
Bilmiyorum bu kaçıncı sigaram,
Biz kaçıncı senede.
Çok doluyum,her rahatlığımı
Bir rakı şişesine borçluyum
Öfkem doruklarda,
Sövüyorum sana birde zamana
Ah zalim kız,
Ben ne yaptım ki sana
Ben ne yaptım kahpe felek de
Yaktın beni bu sevdada
Bu sevda ki uğruna hayatımı koydum
Sonra içimdeki gururu teperek kovdum
Şimdi beni gören aşık yerine hasta diyor
Ama ben şikayetçi değilim
Çünkü aldım hepsini gözüme
Seni de Ölümü de
Aşık Oğlan
Peki, bu oğlan, yani AŞIK OĞLAN; ŞİMDİ aşık-halk aşığı MI OLUYOR? Geçelim bir kalem… Güldürmeyin adamı!
ÖRNEK:2
Aşığın adına bakın şimdi. Neymiş? AŞIK KRAL…
Toplam 5 şiiri olan AŞIK KRAL’ dan bir örnek :
Gozlerine, bakislarina vuruldugun
Olesiye Sevip Asik Oldugun
Bir Tebessumu Cok Gorsun
Gelde Yikilma Gelde Kahrolma
Bir Gülüsüne Canimi Veririm
Ben Sevdimmi Böyle Severim
Dedigin Sana Dusman Olsun
Gelde Yikilma Gelde Kahrolma
Evet ne dersiniz buna? Okuduğumuz bu 2 kıtalık şiirdeki kafiyelere bakın, yazım kurallarını hiçe alışa bakın. Kalıba, ölçüye bakın hele…
ÖRNEK:3
3 şiiri bulunan KARAMANLI Aşık Samiha OĞUZ’dan bir örnek:
Bak ağlıyor için için,
Hani nerde kadın hakları
Çalışırız geçim için,
Hani nerde kadın hakları
*****
Meclislerden yerilmişiz,
Aklı kısa görülmüşüz,
Hep zorula verilmişiz,
Hani nerde kadın hakları
*****
Kirmanını eğirmez mi,
Hamurunu yoğurmaz mı,
Seni beni doğurmaz mı,
Hani nerde kadın hakları
*****
Tık demeden dövülürüz,
Ana avrat sövülürüz,
Sık sık evden kovuluruz,
Hani nerde kadın hakları
*****
Derde yoğa alışığız,
Çilelerle buluşuğuz,
Birkez gülsek yılışığız,
Hani nerde kadın hakları
*****
Hatuni'yim ne diyeyim,
Bitmezki daha sayayım,
Cevap verin de duyayım,
Hani nerde kadın hakları
*****
(Aşık Hatuni)
Semiha Oğuz
Karaman
BU Aşık HATUNİ’ nin Karaman’ da bulunan ve AŞIKLIK GELENEĞİYLE HECE ŞİİRİNİ çok iyi bilen üstadımız Hikmet ELİTAŞ’ tan neden yardım ve destek istemediğini de anlamamaktayım. Burada da KALIP – ÖLÇÜ hatası açıkça görülmektedir.
ÖRNEK:4
HAYRET!
Bir Deli/ Muammer ÇELİK rumuzuyla bir kardeşimiz :” bir düzüne siirlerinizi okudum. sabah sabah icimi acti her biri, her biri ayri ayri guzel, yureginize saglik, dost.” DEMİŞ
VE aynı şiire SÜRME rumuzlu kişi de : “güzel bir şiir. güzel bir taşlama... tebrikler..” diyor.
HANGİ ŞİİRE? KİMİN ŞİİRİNE dersiniz?
Adamı hayvanı tanıyıp bilmez
Vakıtlar gelende abdestin almaz
Ezanlar okunur namazın kılmaz
Camilere gider minber beğenmez
Diye başlayan AŞIK KEREM’in şiirinin altına…
Belikli AŞIK KEREM’in kim olduğunu, hangi tarihlerde yaşadığını bilmiyor bu kardeşlerimiz. Gerçi ölümsüz AŞIKLARIMIZ arasındadır Kerem, ama,keşke yaşasaydı ve keşke onun ayarında bir aşığımız da bugün yaşıyor olsa. Öyle değil mi?
Bir başkası da ne yazmış, şuna bir bakın :
"Helal olsun...Keremler ölmez.... Gamlan gamlan ki böyle dertli yazasın... Sevgiler...."
Rumuz: yetkisiz şair de
Aman felek yandım senin elinden
Bu garip gönlüme ah ü zâr gelir
Ah ettikçe karlı dağlar iniler
Haber aldım kervan ile yâr gelir
Şiirine “GAMLAN, GAMLAN Kİ BÖYLE DERTLİ YAZASIN” diyor. Hayret etmiyor musunuz?
BİR BAŞKA ŞİİRE DE; "çok güzel. kalemin dostluğuyla kalın. tebrikler. tuğba tekeli"
Rumuz: YOSUN diye not yazılmış. Buyurun, ne dersiniz?
Beğenmediniz mi?
Aşık Kerem’e KUTLARIM SENİ DOST diyene ne dersiniz?
"ÇOK İÇTEN SESLENİŞ DUYGULAR ŞAHA KALMIŞ SEVMEK BU OLSA GEREK...KUTLARIM DOST...........HİCABİ CEYLAN"
Rumuz: eRiŞiLmEzİm / Hicabi CEYLAN.. Hangi şiirin altına yazmış bu notu dersiniz?
İşte şiir:
Ne kaçarsın benden ey yüz ü mahım
Seni sever var mı benden ziyade
Ruz-i şeb durmayıp alırsın ahım
Aşığın ağlatma bundan ziyade
Kaşların yay mıdır kirpiğin ok mu
Bir kez ben de sana sarılsam çok mu
Hey zalim göğsünde imanın yok mu
Sana lazım değil benden ziyade
Gel ver muradımı ben de bileyim
Çok ağlattın bugün ben de güleyim
İstersen canım sana kurban olayım
Hünerim yok sana bundan ziyade
Hercaisin gonca gülün kokulmaz
Cevredersin nice hatır yıkılmaz
Kerem der ki mah yüzüne bakılmaz
İnsanı yakarsm günden ziyade
Aşık Kerem
İşte bu şiirin altında… KUTLARIM DOST… Benim soyadımı taşıyan HİCABİ KARDEŞ’in AŞIK KEREM hakkında bilgi sahibi olmadığına inanasım gelmiyor. Birisi beni uyandırsın n’olur!
Meşhur TELLİ TURNAM şiirinin altında ki “"Tebrikler dost, güzel"
Rumuz: Mertce” yazısına ne dersiniz?
Ahhh bu şiir altı notları… Bunlara YORUM mu diyoruz sahi? Demeye deriz valla… Tutan mı var bizi. Dersek deriz işte…
ÖRNEK:5
Bir BAŞKA KONU :
Görmedim dünyada rahat yüzünü
Yanılıp bu aşka başım koşalı
Bu babta ben gibi cahil olursa
Deryalar menendi biz de coşalı
Hubların cevriyle biz nun'a döndük
İnleriz daima kanuna döndük
Şaşırdık kendimiz Mecnun'a döndük
Bu hicran dağını üste aşalı
Halime bu alem hep güler oldu
Aşkım da yenilmez besbeter oldu
Rakıplar aşkıma aş yerer oldu
O tıfl-ı nevresle biz konuşalı
Karşımızdan geçti bir çeşm-i gazal
Gönlümün mürgunu avladı derhal
Bendesin eyledi billahi abdal
Gerdana sardıkça o beyaz şalı
Aşıklar aşk ile bi-karar olur
Hem aklı başından tarümar olur
Abdi der doğrusu şivekar olur
Seversen cihanda yine Paşalı
Aşık ABDİ
ve bu aşık’ın bir tek şiiri yer almış, o da bu şiiri.
Bu şiirin altında ise tek bir “yorum” var. Tanıdık bir imza. Zülfikar Yapar KALELİ gibi çok güvendiğimiz bir isim. Demiş ki;
"Aşıklar aşk ile bi-karar olur Hem aklı başından tarümar olur Abdi der doğrusu şivekar olur Seversen cihanda yine Paşalı Şiir aşıklama türü olduğu doğru fakat o kadar çok anlamı bilinmeyen ve de gereksiz kelime kullanılmış ki, pek birşey anlamak mümkün olmuyor. Ben eski kelimelere az çok aşına biri bilirdim kendimi. Yaşınızın kaç olduğunu bilmiyorum ama bu şiiri gençlerin anlayamayacağını biliyorum. Biraz daha genel kelimelerle anlatırsanız veya şiirin altına kullandığınız kelimelerın anlamlarını yazarsanız daha iyi olur derim. Selamla Kaleli"
Rumuz: Zülfikar Yapar Kaleli
Diyor.
Bakıyoruz, antoloji com da Aşık ABDİ’ nin hayatı bölümüne karşımıza şu bilgiler çıkıyor :
Aşık Abdi'nin yaşamıyla ilgili fazla bilgimiz yok. İstanbul'lu olabileceği üzerinde duruluyor, bir 'İstanbul aşıkı' olabileceği üzerinde de. Aruz ölçüsüyle de şiirler yazmış. Bu 'İstanbul aşık'lığı da İstanbul için yazdığı bir övgü şiirine dayandırılıyor.
Bir destanından 1752 yılında Mekke'ye sürüldüğü, Mekke'de üç yıl kaldığı, sonra İstanbul'a döndüğü sonucuna varılıyor.
Aşık Abdi'nin, Aşık Ömer'le Gevheri'den etkilendiği de görülüyor.”
Belki, AŞIK ABDİ hakkında bu bilgi, KALELİ üstadın bu ŞİİR ALTI yazısından sonra eklenmiş olabilir. Biz burada konunun o tarafını değil, DİL konusuna DİKKAT ÇEKMEK istiyoruz.
Evet, ESKİ ŞİİRİMİZİN RÜZGARI’nı getirecek AŞIKLAR SAHİFELERİ’nde, DİVAN EDEBİYATI tesirinde şiirler kaleme almış AŞIKLARImız da ELBET bulunacaktır. Şiir sitelerinde, bu şiirlerin sayfaları altında; ehil kişiler, dilciler tarafından KELİME AÇIKLAMALARINA da yer verilmesi gerektiğine buradan bu vesileyle işaret ediyoruz.
ÖRNEK:6
Ya AŞIK GARİP’e ne dersiniz?
Bu mu AŞIK GARİP?
İyi ki hakkında bilgi verilmemiş, üstelik “Telif Haklarına” takılmış şiirleri, sadece 2 şiiri var.
Buyurun bakalım Aşık GARİP adıyla ne yazılmış?
Liseli Aşkımın Hikayesi
Seni düşündüm de yıkıldım yine
Yüreğim bölük pörçük oldu inan
Gözyaşım damlayıverdi yüreğime
Sandım kikıyamet koptu inan
Ah! sevgilim dönecektin ya hani
Kaç bahar geçti aradan,
Kaç kız kaç oğlan doğdu anadan
Düğün yapacaktık evlenecektik hani
Gelinlik damatlık giyecektik hani
Beraber gülüp eğlenecektik hani
Ah! sevgilim dönecektin ya hani
Bizim aşkımız büyük diyordun
Beni ölümüne seviyordun
Çocuklarımıza ad arıyordun
Ah! sevgilim dönecektin ya hani
Düğünü vardı bugün Emine'nin
Hani senin sıra arkadaşın Emine
Ne kadar mutluydu görsen
…………………………………
……………………………………”
Ya işte böyle…
KALIP-HECEDEN Bİ HABER…. Öyle değil mi?
ÖRNEK:7
AŞIK SEHERİ’ nin 8 adet şiiri var, çoğu “mani” tarzında, ama, biz mani tarzında olmayan bir şiirini örnek olarak sunalım :
“Can işte canan hani?
Dert işte, derman hani?
Gönül sarayım bomboş,
Beklenen sultan hani?
Sevgimi haykırsam kim duyar beni,
Mecnun benim, uğruna ölecek Leyla hani?
Ferhad'ım, sevgili için varlığımı delerim,
Dağların ardında bekleyen Şirin hani?
Aslı'nı kaybetmiş bir Kerem'im ben,
Sureti bulmuşum, ya Aslı hani?
Hülyabendim, bağlısıyım Hülyamın
İşte ben buradayım, ya Hülyam hani?”
Bu cümleler, size yabancı değil sanıyorum. Hele azıcık düşünün bulursunuz, kesin…
Ve
Manilerine tabi…?
Mustafa CEYLAN
****************
B-OLUMSUZ ÖRNEKLER
Aşağıda vereceğim örnekler karşısında şaşıracaksınız belki de. Adının başına AŞIK kelimesini eklemekle aşık olunmadığı gerçeği, bu şiirlerde bas bas bağırmaktadır.
HECE VEZNİ’nin temellerini teşkil eden KAFİYE, KITA, KALIP gibi fiziki kuralların bile nasıl dikkate alınmadığını, aşık adı ile aşıklık geleneğiyle nasıl bu kadar ters düşüldüğünü göreceğiz. Kökleri tarihin o muhteşem derinliklerine kadar uzamamış, sonradan bitme, laf olsun kabilinden, göstermelik aşıklığın nerelere kadar uzandığını göreceğiz.
Defalarca yazıp söyledik, defalarca da yazıp söylemeye devam edeceğiz.
N’olur HECE ŞİİRİ yazacaksanız KAFİYE ve REDİF arasındaki farkı FARKEDİN diye…
Ama bunlar, ama bu kendini AŞIK ilan edenler, halâ okumuyorlar, halâ kulakları tıkamışlar. Halâ çalakalem yazmaya devam etmekteler.
ÖRNEK:1
Aşık OĞLAN diye bir aşık var, 2 şiiri yayınlanmış; her ikisi de SERBEST ŞİİR. Şiirlerinden birisi “Aşka Sövgü” başlıklı ve aynen şöyle :
Aşka Sövgü
Şimdi sitemkar bir alemin içinde
Bilmiyorum bu kaçıncı sigaram,
Biz kaçıncı senede.
Çok doluyum,her rahatlığımı
Bir rakı şişesine borçluyum
Öfkem doruklarda,
Sövüyorum sana birde zamana
Ah zalim kız,
Ben ne yaptım ki sana
Ben ne yaptım kahpe felek de
Yaktın beni bu sevdada
Bu sevda ki uğruna hayatımı koydum
Sonra içimdeki gururu teperek kovdum
Şimdi beni gören aşık yerine hasta diyor
Ama ben şikayetçi değilim
Çünkü aldım hepsini gözüme
Seni de Ölümü de
Aşık Oğlan
Peki, bu oğlan, yani AŞIK OĞLAN; ŞİMDİ aşık-halk aşığı MI OLUYOR? Geçelim bir kalem… Güldürmeyin adamı!
ÖRNEK:2
Aşığın adına bakın şimdi. Neymiş? AŞIK KRAL…
Toplam 5 şiiri olan AŞIK KRAL’ dan bir örnek :
Gozlerine, bakislarina vuruldugun
Olesiye Sevip Asik Oldugun
Bir Tebessumu Cok Gorsun
Gelde Yikilma Gelde Kahrolma
Bir Gülüsüne Canimi Veririm
Ben Sevdimmi Böyle Severim
Dedigin Sana Dusman Olsun
Gelde Yikilma Gelde Kahrolma
Evet ne dersiniz buna? Okuduğumuz bu 2 kıtalık şiirdeki kafiyelere bakın, yazım kurallarını hiçe alışa bakın. Kalıba, ölçüye bakın hele…
ÖRNEK:3
3 şiiri bulunan KARAMANLI Aşık Samiha OĞUZ’dan bir örnek:
Bak ağlıyor için için,
Hani nerde kadın hakları
Çalışırız geçim için,
Hani nerde kadın hakları
*****
Meclislerden yerilmişiz,
Aklı kısa görülmüşüz,
Hep zorula verilmişiz,
Hani nerde kadın hakları
*****
Kirmanını eğirmez mi,
Hamurunu yoğurmaz mı,
Seni beni doğurmaz mı,
Hani nerde kadın hakları
*****
Tık demeden dövülürüz,
Ana avrat sövülürüz,
Sık sık evden kovuluruz,
Hani nerde kadın hakları
*****
Derde yoğa alışığız,
Çilelerle buluşuğuz,
Birkez gülsek yılışığız,
Hani nerde kadın hakları
*****
Hatuni'yim ne diyeyim,
Bitmezki daha sayayım,
Cevap verin de duyayım,
Hani nerde kadın hakları
*****
(Aşık Hatuni)
Semiha Oğuz
Karaman
BU Aşık HATUNİ’ nin Karaman’ da bulunan ve AŞIKLIK GELENEĞİYLE HECE ŞİİRİNİ çok iyi bilen üstadımız Hikmet ELİTAŞ’ tan neden yardım ve destek istemediğini de anlamamaktayım. Burada da KALIP – ÖLÇÜ hatası açıkça görülmektedir.
ÖRNEK:4
HAYRET!
Bir Deli/ Muammer ÇELİK rumuzuyla bir kardeşimiz :” bir düzüne siirlerinizi okudum. sabah sabah icimi acti her biri, her biri ayri ayri guzel, yureginize saglik, dost.” DEMİŞ
VE aynı şiire SÜRME rumuzlu kişi de : “güzel bir şiir. güzel bir taşlama... tebrikler..” diyor.
HANGİ ŞİİRE? KİMİN ŞİİRİNE dersiniz?
Adamı hayvanı tanıyıp bilmez
Vakıtlar gelende abdestin almaz
Ezanlar okunur namazın kılmaz
Camilere gider minber beğenmez
Diye başlayan AŞIK KEREM’in şiirinin altına…
Belikli AŞIK KEREM’in kim olduğunu, hangi tarihlerde yaşadığını bilmiyor bu kardeşlerimiz. Gerçi ölümsüz AŞIKLARIMIZ arasındadır Kerem, ama,keşke yaşasaydı ve keşke onun ayarında bir aşığımız da bugün yaşıyor olsa. Öyle değil mi?
Bir başkası da ne yazmış, şuna bir bakın :
"Helal olsun...Keremler ölmez.... Gamlan gamlan ki böyle dertli yazasın... Sevgiler...."
Rumuz: yetkisiz şair de
Aman felek yandım senin elinden
Bu garip gönlüme ah ü zâr gelir
Ah ettikçe karlı dağlar iniler
Haber aldım kervan ile yâr gelir
Şiirine “GAMLAN, GAMLAN Kİ BÖYLE DERTLİ YAZASIN” diyor. Hayret etmiyor musunuz?
BİR BAŞKA ŞİİRE DE; "çok güzel. kalemin dostluğuyla kalın. tebrikler. tuğba tekeli"
Rumuz: YOSUN diye not yazılmış. Buyurun, ne dersiniz?
Beğenmediniz mi?
Aşık Kerem’e KUTLARIM SENİ DOST diyene ne dersiniz?
"ÇOK İÇTEN SESLENİŞ DUYGULAR ŞAHA KALMIŞ SEVMEK BU OLSA GEREK...KUTLARIM DOST...........HİCABİ CEYLAN"
Rumuz: eRiŞiLmEzİm / Hicabi CEYLAN.. Hangi şiirin altına yazmış bu notu dersiniz?
İşte şiir:
Ne kaçarsın benden ey yüz ü mahım
Seni sever var mı benden ziyade
Ruz-i şeb durmayıp alırsın ahım
Aşığın ağlatma bundan ziyade
Kaşların yay mıdır kirpiğin ok mu
Bir kez ben de sana sarılsam çok mu
Hey zalim göğsünde imanın yok mu
Sana lazım değil benden ziyade
Gel ver muradımı ben de bileyim
Çok ağlattın bugün ben de güleyim
İstersen canım sana kurban olayım
Hünerim yok sana bundan ziyade
Hercaisin gonca gülün kokulmaz
Cevredersin nice hatır yıkılmaz
Kerem der ki mah yüzüne bakılmaz
İnsanı yakarsm günden ziyade
Aşık Kerem
İşte bu şiirin altında… KUTLARIM DOST… Benim soyadımı taşıyan HİCABİ KARDEŞ’in AŞIK KEREM hakkında bilgi sahibi olmadığına inanasım gelmiyor. Birisi beni uyandırsın n’olur!
Meşhur TELLİ TURNAM şiirinin altında ki “"Tebrikler dost, güzel"
Rumuz: Mertce” yazısına ne dersiniz?
Ahhh bu şiir altı notları… Bunlara YORUM mu diyoruz sahi? Demeye deriz valla… Tutan mı var bizi. Dersek deriz işte…
ÖRNEK:5
Bir BAŞKA KONU :
Görmedim dünyada rahat yüzünü
Yanılıp bu aşka başım koşalı
Bu babta ben gibi cahil olursa
Deryalar menendi biz de coşalı
Hubların cevriyle biz nun'a döndük
İnleriz daima kanuna döndük
Şaşırdık kendimiz Mecnun'a döndük
Bu hicran dağını üste aşalı
Halime bu alem hep güler oldu
Aşkım da yenilmez besbeter oldu
Rakıplar aşkıma aş yerer oldu
O tıfl-ı nevresle biz konuşalı
Karşımızdan geçti bir çeşm-i gazal
Gönlümün mürgunu avladı derhal
Bendesin eyledi billahi abdal
Gerdana sardıkça o beyaz şalı
Aşıklar aşk ile bi-karar olur
Hem aklı başından tarümar olur
Abdi der doğrusu şivekar olur
Seversen cihanda yine Paşalı
Aşık ABDİ
ve bu aşık’ın bir tek şiiri yer almış, o da bu şiiri.
Bu şiirin altında ise tek bir “yorum” var. Tanıdık bir imza. Zülfikar Yapar KALELİ gibi çok güvendiğimiz bir isim. Demiş ki;
"Aşıklar aşk ile bi-karar olur Hem aklı başından tarümar olur Abdi der doğrusu şivekar olur Seversen cihanda yine Paşalı Şiir aşıklama türü olduğu doğru fakat o kadar çok anlamı bilinmeyen ve de gereksiz kelime kullanılmış ki, pek birşey anlamak mümkün olmuyor. Ben eski kelimelere az çok aşına biri bilirdim kendimi. Yaşınızın kaç olduğunu bilmiyorum ama bu şiiri gençlerin anlayamayacağını biliyorum. Biraz daha genel kelimelerle anlatırsanız veya şiirin altına kullandığınız kelimelerın anlamlarını yazarsanız daha iyi olur derim. Selamla Kaleli"
Rumuz: Zülfikar Yapar Kaleli
Diyor.
Bakıyoruz, antoloji com da Aşık ABDİ’ nin hayatı bölümüne karşımıza şu bilgiler çıkıyor :
Aşık Abdi'nin yaşamıyla ilgili fazla bilgimiz yok. İstanbul'lu olabileceği üzerinde duruluyor, bir 'İstanbul aşıkı' olabileceği üzerinde de. Aruz ölçüsüyle de şiirler yazmış. Bu 'İstanbul aşık'lığı da İstanbul için yazdığı bir övgü şiirine dayandırılıyor.
Bir destanından 1752 yılında Mekke'ye sürüldüğü, Mekke'de üç yıl kaldığı, sonra İstanbul'a döndüğü sonucuna varılıyor.
Aşık Abdi'nin, Aşık Ömer'le Gevheri'den etkilendiği de görülüyor.”
Belki, AŞIK ABDİ hakkında bu bilgi, KALELİ üstadın bu ŞİİR ALTI yazısından sonra eklenmiş olabilir. Biz burada konunun o tarafını değil, DİL konusuna DİKKAT ÇEKMEK istiyoruz.
Evet, ESKİ ŞİİRİMİZİN RÜZGARI’nı getirecek AŞIKLAR SAHİFELERİ’nde, DİVAN EDEBİYATI tesirinde şiirler kaleme almış AŞIKLARImız da ELBET bulunacaktır. Şiir sitelerinde, bu şiirlerin sayfaları altında; ehil kişiler, dilciler tarafından KELİME AÇIKLAMALARINA da yer verilmesi gerektiğine buradan bu vesileyle işaret ediyoruz.
ÖRNEK:6
Ya AŞIK GARİP’e ne dersiniz?
Bu mu AŞIK GARİP?
İyi ki hakkında bilgi verilmemiş, üstelik “Telif Haklarına” takılmış şiirleri, sadece 2 şiiri var.
Buyurun bakalım Aşık GARİP adıyla ne yazılmış?
Liseli Aşkımın Hikayesi
Seni düşündüm de yıkıldım yine
Yüreğim bölük pörçük oldu inan
Gözyaşım damlayıverdi yüreğime
Sandım kikıyamet koptu inan
Ah! sevgilim dönecektin ya hani
Kaç bahar geçti aradan,
Kaç kız kaç oğlan doğdu anadan
Düğün yapacaktık evlenecektik hani
Gelinlik damatlık giyecektik hani
Beraber gülüp eğlenecektik hani
Ah! sevgilim dönecektin ya hani
Bizim aşkımız büyük diyordun
Beni ölümüne seviyordun
Çocuklarımıza ad arıyordun
Ah! sevgilim dönecektin ya hani
Düğünü vardı bugün Emine'nin
Hani senin sıra arkadaşın Emine
Ne kadar mutluydu görsen
…………………………………
……………………………………”
Ya işte böyle…
KALIP-HECEDEN Bİ HABER…. Öyle değil mi?
ÖRNEK:7
AŞIK SEHERİ’ nin 8 adet şiiri var, çoğu “mani” tarzında, ama, biz mani tarzında olmayan bir şiirini örnek olarak sunalım :
“Can işte canan hani?
Dert işte, derman hani?
Gönül sarayım bomboş,
Beklenen sultan hani?
Sevgimi haykırsam kim duyar beni,
Mecnun benim, uğruna ölecek Leyla hani?
Ferhad'ım, sevgili için varlığımı delerim,
Dağların ardında bekleyen Şirin hani?
Aslı'nı kaybetmiş bir Kerem'im ben,
Sureti bulmuşum, ya Aslı hani?
Hülyabendim, bağlısıyım Hülyamın
İşte ben buradayım, ya Hülyam hani?”
Bu cümleler, size yabancı değil sanıyorum. Hele azıcık düşünün bulursunuz, kesin…
Ve
Manilerine tabi…?