11/02/2015, 16:29
GÜNERİ YILDIZ'ın "SANSINLAR" ŞİİRİ ÜZERİNE
Mustafa CEYLAN
SANSINLAR
Sakın ha yolundan zerrece sapma
Görenler sürülmüş ile sansınlar
Kılıç gırtlak kesse tağuta tapma
Allah’a gönüllü köle sansınlar
Kalbine yerleşmiş sevgisiyle Hak
Kavrul ateşinde çile sansınlar
Kargalar dallarda ötünce gak gak
Konmuştur bülbüller güle sansınlar
Doğunca bebekler “ınga” diyorsa
Derdini dökemez dile sansınlar
Anka kanadında dağı aşırsa
Uçarken görenler hile sansınlar
Hayrını çokça yap yumma elini
Sabah gül dalında jale sansınlar
Nezaketle davran bal et dilini
Baharda açılan lale sansınlar
Geceyi ışıtan gökte ay gibi
Pırıltına bakıp hale sansınlar
Diren sarsıntıya çelik yay gibi
Yanından geçenler kale sansınlar
Bir elde kopuzun, bir elde tarın
Halk için vuruyor tele sansınlar
Ağla millet için bugün ve yarın
Gözyaşı karışır sele sansınlar
İçerden yanarak kavur yüreği
Görenler dönmüştür küle sansınlar
Dikiver her yere sağlam direği
Bayrağı nakşetmiş tüle sansınlar
Ören / Balıkesir, 19.07.2011
Güneri YILDIZ
----------------------------------------------------
MustafaCeylan - 01.08.2012 22:58 Yorumu:
Evet,
Bir çeşit "gazel" diyelim bu şiire...
Hece ile dokunmuş, güzel bir şiir.
Usta, kelime kuyumcusu. Sözün güçlü ve tesirli olması için de söylem-kavram-ifade ve sonuçları kesin-atasözü ve deyim hüviyeti taşımakta. Doğrudan, güzelden, iyiden yana oluşan mısralar. Dava ve iman şairleri, öğütçü şairlerin kaygısı mesajdır. Sanat yapmak, şiirde sanatkârane yaklaşımlar öne çıkmaz, mesaj ve öğüt öndedir. Çoğu kere kendisine-gönlüne söyler ki, aslında o karşıya-okuyucuya söyleniştir.
Güneri Kardeşimi ben ışıltılı şiirlerin şairi olarak isimlendirmişim. Öyle de zaten...
*
Bu şiirin
Bağlanan kalbini çözemez füsun
Hayransın o ince bele sansınlar
beytine gelinceye kadar, Hak-Rab-yaradıcı, doğruluk,dürüstlük öğütlemeletri varken, bir anda
Bağlanan kalbini çözemez füsun
Hayransın o ince bele sansınlar
mısraları ile sanki konu değişmekte. Tasavvufi konudan sevda, yâr,sevgiliye dönüşmekte, sevgili manâ boyutunda-ALLAH AŞKI vb olsa gene iyi ama, o da değil, konu bel ve cilvekâra dönüşmekte:
Bağlanan kalbini çözemez füsun
Hayransın o ince bele sansınlar
ve
Peşinden koşarken ol cilvekârın
Kapıldı gidiyor sele sansınlar
*
İşte bu UZUN SOLUKLU ŞİİRLERİN ÇIKMAZ SOKAĞIDIR. Sözü fazla uzatır, KAFİYEnin etkisinden kendinizi kurtaramazsanız düşeceğiniz uçurumdur.
Ha anlarım,
Bölüm (I), Bölüm(II) ara başlıkları vb olsa TASAVVUFİ-DİNSEL SEVDADAN-UHREVİ SEVDADAN-DÜNYEVİ SEVDAYA geçiş derim, ama burada o ara soluklanma yok.
*
Şiir olarak, başarılı...
Görüşlerimi de arzettim. İnşallah yanlış anlaşılmam....
Mustafa CEYLAN
SANSINLAR
Sakın ha yolundan zerrece sapma
Görenler sürülmüş ile sansınlar
Kılıç gırtlak kesse tağuta tapma
Allah’a gönüllü köle sansınlar
Kalbine yerleşmiş sevgisiyle Hak
Kavrul ateşinde çile sansınlar
Kargalar dallarda ötünce gak gak
Konmuştur bülbüller güle sansınlar
Doğunca bebekler “ınga” diyorsa
Derdini dökemez dile sansınlar
Anka kanadında dağı aşırsa
Uçarken görenler hile sansınlar
Hayrını çokça yap yumma elini
Sabah gül dalında jale sansınlar
Nezaketle davran bal et dilini
Baharda açılan lale sansınlar
Geceyi ışıtan gökte ay gibi
Pırıltına bakıp hale sansınlar
Diren sarsıntıya çelik yay gibi
Yanından geçenler kale sansınlar
Bir elde kopuzun, bir elde tarın
Halk için vuruyor tele sansınlar
Ağla millet için bugün ve yarın
Gözyaşı karışır sele sansınlar
İçerden yanarak kavur yüreği
Görenler dönmüştür küle sansınlar
Dikiver her yere sağlam direği
Bayrağı nakşetmiş tüle sansınlar
Ören / Balıkesir, 19.07.2011
Güneri YILDIZ
----------------------------------------------------
MustafaCeylan - 01.08.2012 22:58 Yorumu:
Evet,
Bir çeşit "gazel" diyelim bu şiire...
Hece ile dokunmuş, güzel bir şiir.
Usta, kelime kuyumcusu. Sözün güçlü ve tesirli olması için de söylem-kavram-ifade ve sonuçları kesin-atasözü ve deyim hüviyeti taşımakta. Doğrudan, güzelden, iyiden yana oluşan mısralar. Dava ve iman şairleri, öğütçü şairlerin kaygısı mesajdır. Sanat yapmak, şiirde sanatkârane yaklaşımlar öne çıkmaz, mesaj ve öğüt öndedir. Çoğu kere kendisine-gönlüne söyler ki, aslında o karşıya-okuyucuya söyleniştir.
Güneri Kardeşimi ben ışıltılı şiirlerin şairi olarak isimlendirmişim. Öyle de zaten...
*
Bu şiirin
Bağlanan kalbini çözemez füsun
Hayransın o ince bele sansınlar
beytine gelinceye kadar, Hak-Rab-yaradıcı, doğruluk,dürüstlük öğütlemeletri varken, bir anda
Bağlanan kalbini çözemez füsun
Hayransın o ince bele sansınlar
mısraları ile sanki konu değişmekte. Tasavvufi konudan sevda, yâr,sevgiliye dönüşmekte, sevgili manâ boyutunda-ALLAH AŞKI vb olsa gene iyi ama, o da değil, konu bel ve cilvekâra dönüşmekte:
Bağlanan kalbini çözemez füsun
Hayransın o ince bele sansınlar
ve
Peşinden koşarken ol cilvekârın
Kapıldı gidiyor sele sansınlar
*
İşte bu UZUN SOLUKLU ŞİİRLERİN ÇIKMAZ SOKAĞIDIR. Sözü fazla uzatır, KAFİYEnin etkisinden kendinizi kurtaramazsanız düşeceğiniz uçurumdur.
Ha anlarım,
Bölüm (I), Bölüm(II) ara başlıkları vb olsa TASAVVUFİ-DİNSEL SEVDADAN-UHREVİ SEVDADAN-DÜNYEVİ SEVDAYA geçiş derim, ama burada o ara soluklanma yok.
*
Şiir olarak, başarılı...
Görüşlerimi de arzettim. İnşallah yanlış anlaşılmam....