Özkan GÖNLÜM’ ün ŞİİRSEL YOLCULUĞU (4)
-Tahlil-
Mustafa CEYLAN
****************
Evet dostlar, içinde yaşadığımız günlerde asırlardan beri Anadolu topraklarında gözü olan hain odaklar ve şerefsiz eller, bizi bize düşman etmeye, Cennet yurdumuzu bölmeye çalışmaktadırlar. Ve ellerinden gelen her türlü oyunu oynamaktadırlar. Biz bu vatan, bu bayrak uğrunda ölümü göze almış Mehmetçikleriz. İlimde, bilimde, fende, teknikte, çağdaşlıkta, kısaca her alanda muassır medeniyet seviyesinin önüne geçmek isteyen bir ulusun evlâtlarıyız... TÜRK MİLLETİ bir bütündür asla bölünemez. TÜRK yurdu yeryüzünün en mukaddes coğrafyasıdır. Bu coğrafyada gözleri olanların oyununa asla gelmeyeceğiz ve içimizdeki küçük beyinlerin safsata ve rüzgârı bizi asla yıldıramıyacaktır.
Bugün Antalya caddelerinde gezerken, evlerin, apartmanların balkonlarında dalgalanan şanlı bayrağımızı doya doya seyretttim. Ve gurur duydum, milletimin son hadiseler karşısındaki tepkisine... Cümle evlerin-apartmanların balkonunda al bir çiçek açmıştı, barışa gülen, tarihe destan çiçek... Sanırım, baştanbaşa Anadolu kentleri de böyledir.
Özkan GÖNLÜM ağabeyin de benimle aynı duygular içinde bulunduğunu biliyorum. Bu bayrağın bu coğrafyada yaşayan ve ben bu ulusun evlâdıyım diyen, doğum yeri, siyasi görüşü, anlayışı ne olursa olsun, ismi - cismi- felsefesi ne olursa olsun, 'ayyıldızlı bayrak benim bayrağımdır' diyen herkesin sevdası olduğuna Özkan gönlüm' de inanmaktadır. Bir başka TÜRKİYE yok. Bir başka güzel BAYRAK da olamaz...
Özkan Gönlüm 'GÖNÜL YAZIM' isimli eserinde
'Türk'üm ben
İçimden gelen bir ses
Alıp verdiğim nefes
Ben Türk'üm diyor
Türk ruhtur, beden kafes.
Türk'üm ben
Coğrafya, köken, renk, şekil
Din, dil
Önemli değil
Türk
Türklüğünü bilen
Türklüğü içinde duyan
AYIRIMCI olmayan
Türk gibi yaşayan
Kendini Türk sayan
Ben Türk'üm diyendir
Türk, beden kafesinde
Türk ruhu olandır.
Türk'üm ben
Türk ruhudur asıl olan
Türktür gönlü Türklükle dolan
Türk
Türklüğünü duyandır
Türk diline, kültürüne
Türk tarihine, uygarlığına
Türklük damgasını vurandır...
Türk'üm ben
Etkilemez beni
Ne doğu, ne batı
Ne kuzey, ne güney uygarlığı
Benim uygarlığım
Türk'ün ürettiği
Türk'ün yarattığı
Aslına özgü
Özgün Türk uygarlığı...
Biz Türk'üz
İçimizde sevgi ve dayanışma ruhu
Bir bütündür Türk Dünyası
Türk Türkle kardeştir
Türklük bir doğuş
Türkler dünyayı aydınlatan güneştir.
Yurdumuz Anadolu
Türk'ün ülkesi
Türklüğün sesi
Dünya Türklerinin
Türkiye' dir Kâbe'si...
Türk'üm ben
Tarihimi, vatanımı, milletimi seven
Aslımı, neslimi öven
Türk'üm ben
Her yerde ve her koşulda
Benliğimi korurum
Değiştiremez beni
Dünyanın hiç bir yeri
Ne Amerika, ne Avrupa, ne asya
Bütün dünya üstüme gelse
Döndüremez beni asla...' (Sayfa: 107-108) demektedir...
Asker Mehmet' in Anasına Yazdığı Mektup
Bu şiir 1992' de yazılmıştır.
Ey ak saçlı ana
Asker ocağından yazıyorum sana
Sen beni bu günler için doğurdun
Beynimi ATATÜRK ve BAYRAK ile yoğurdun.
Bu vatan için şehit olursam eğer
Karagözlüm Ayşe’ me deyiver
Sakın ağlamasın, karalar bağlamasın
Şehit vermeyen toprak Vatan olmaz
Bulur belâsını anacığım hainler
Bizim kanımız yerde kalmaz.
Azdı yine Vatansızlar anacığım
Şırnak’ ta, Eruh’ ta, İdil’ de
Dağ başını duman aldı
Vurdular görevi başında
Şehit ettiler kardeşim Ahmet’ i, Mehmet’ i
Çocukları yetim kaldı.
Olur mu anacığım olur mu
Kardeş kardeşi vurur mu
İçimizden düşman çıkarsa
Taş üstünde taş
Omuz üstünde baş kalır mı..
Kimdir bunlar?
Türkiye’ de doğup büyüyüp
Türkiye’ de doyan
Bizimle yaşayıp da
Kendini ayrı sayan..
Kimdir bunlar?
Atatürk’ e, Bayrağıma saygı duymayan
Türk’ü kendinden saymayan
İçlerinde Cehennem ateşi kaynayan
Cennet Yurdum Türkiye ile oynayan
Kimdir bunlar?
Kimdir bunlar?
Bunlar, Çanakkale’ da, Dumlupınar’ da
Aynı siperde omuz omuza tetik tutan
Cephede birlikte savaşıp
Bu Vatan için şehit düşüp, kanını akıtan
Doğulu kardeşlerimiz olamaz.
Kimdir bunlar?
Türk’ ü öldürenler
Yol kesen, köy ve karakol basanlar.
Türk Bayrağını indirip
Kızıl çaput asanlar
‘’Özgürlük’’ diye - diye haince
İnsan öldürüp, irin kusanlar.
Kimdir bunlar?
Okullardan Türk Bayrağını kaldıran
İstiklâl Marşımıza sırt dönüp duran
‘’İktidar Botan’ da, gönüllüler dağlarda’’ diye
Hayal görüp sloganlar uyduran
Türk Devletine karşı savaş açan
Yurdumda dehşet ve ölüm saçan
Kimdir bunlar?
Kimdir bunlar?
İnsanlıktan nasip almayan
Vatanı, milliyeti, cibilliyeti olmayan.
Kendini bir şey sanıp hiç olan
Hainlerin yuvasına düşmüş
Ne idüğü belirsiz, piç olan
Kimdir bunlar?
Kimdir bunlar?
‘’Özgürlük’’ deyip saldıran
Türk’ e, Atatürk’ e karşı duran
Ellerinde silah, köpek gibi kuduran
Askeri, polisi arkadan vuran
Kimdir bunlar?
Kimdir bunlar?
‘’Gerilla vuruyor
Kürdistanı kuruyor’’ diye
İt gibi uluyan.
Biz ‘’ kardeşlik ‘’ dedikçe
Yurdumu kana bulayan
Kimdir bunlar.
Kimdir bunlar?
Türk’ le, Türkiye’ yle gurur duymayan
Silah ve bomba ile oynayan
Askerin, sivilin kanını içip doymayan
Dini, imanı, Allah’ı olmayan
Kimdir bunlar?
Kimdir bunlar?
Bunlar kimlerdir? ..
Kim olursa olsunlar
Ne olursa olsunlar
İster satılmış
İster hain yaratılmış olsunlar
Tasamız yok, korkumuz yok anacığım
Sen beni bu günler için doğurdun
Kanımı hürriyetle yoğurdun
Dağ başını duman alsa da
İçimizdeki hain yaman olsa da
Korkumuz yok yılmayız biz.
Bu vatan için şehit de olsak
Atatürk yolundan dönmeyiz biz.
Kalbimizde iman, başımızda Bayrak
Meş’alemiz Atatürk sönmeyiz biz.
Bir kişi de kalsak bine karşı
Yurdumuzu hainlere vermeyiz biz
Özkan GÖNLÜM
Ve saygıdeğer dostlar,
Sanal alemin ŞİİR ANLAYIŞI’ na bir bakın hele. Galip SİNECİKLİ kardeşimin Özkan abi ile yaptığı röportajda da belirtildiği gibi Ahmet Tufan ŞENTÜRK gibi zirve bir şairin şiirini antolojisine maalesef sadece 11-15 kişi aldıysa, ELBETTE Özkan GÖNLÜM’ ün şimdi sunacağım muhteşem dörtlüklerine de tek bir yorum yapılmadığını üzüntüyle gördüm. Işık Yengemize yazdığı şu şahane dörtlüğü yazabilmek için kocaman-dev bir yüreğe ve muhteşem bir şiirsel yolculuk tecrübesine ihtiyaç vardır. Diyor ki:
Bir Dirhemin Bin Ton Eder Hesapta
Eşime
İstemem Leylâ' yı verseler bile
Benim şu gönlümün emeli sensin.
Yıkılmaz depremle gelseler bile
Gönül sarayımın temeli sensin.
Seni tarif etmek imkansız bir şey
Sen bir Tanrıça'sın aşk konusunda.
Bakışının deryasına daldım da
Boğuldum gözlerinin okyanusunda.
Senin kadrini bilmek ibadettir
Bir ayetsin gönül adlı kitapta.
Öyle eşsiz bir mücevhersin ki sen
Bir dirhemin bin ton eder hesapta
İşte... Bir dirhemin bin ton eder hesapta dediği 3 dörtlük... Bu şiire tek bir yorum yapılmamış... Hani o aşkı yüzünden gözyaşı dökenler... Hani o şiirin ve şairin kıymetini bilenler nerdeler? ...
Bakınız bir şiir daha sunayım sizlere:
Özay Gönlüm' e Ninenin Mektubu
Ey benim umudumun Gandili
Göz yaşımın mendili
Dağdan, bayırdan aşı® madığım
Gözden, gönülden düşü® mediğim
Duaynan böyütdüğüm
Türküynen yörütdüğüm
Gardan, gışdan gayı® dığım
Bazlımaynan doyu® duğum
Güneş’im, Ay’ım
Yavrııım, bidenem, Özay’ ım.
Acı habar tez uleşdi
Elim, ayağım doleşdi
Gözüm garardı, yüzüm sarardı
Düğüm düğüm oldu boğazım
Lokmamı yeyemedim
Bi şey de deyemedim
Dondum galdım
Ne etcemi bilemedim.
Ey Goca efem, arkedeşim
Yavrıım, bidenem, can yoldaşım
Tarhanam, unum, bulgurum
Bu dünyada umudum, gururum
Tencerede aşım
Dinmeyen gözyaşım
Nerdesin bidenem, yavrııım
Ne ettin len
Nereye gittin sen
Benim yiğidimin ölüm nesine
İnsan habar verme mi ninesine…
Olsaydı habarım
Bu halimle goşarak
Dağı- daşı aşarak
Ben araya girerdim
Dikilir garşısına Azrail’in
Aslanımı bırakın, beni alın derdim.
Olur mu yavrııım, olur mu
Hiç böyle edilir mi
Doksan yaşındaki ninen
Goyup da gidilir mi..
Ey büyük Allah’ ım
Senin işine garışmam da
Bu işde bi yanlışlık var ama
Onun daha söylenecek sözü
Dillenecek sazı vardı
Ninesine mektupları
Hem okur, hem çalardı
Onu dinleyenler duygulanır
Hem güler, hem ağlardı.
Ninem derdi bana
Gocanam derdi
Yanık sesiyle türkü söylerdi
Böyle nasıl oldu bilemeyom
Epeydir habar gelmedi
Hasdeyim de demedi
Sesi soluğu bitivemiş
Aniden, sessizce yitivemiş.
Şindi n’olcek gari
Dostla bişeyle deyin bari..
‘’ Tellidir anam tellidir
Denizli’ nin horozları bellidir ‘’
Deye dağı – daşı aşan ses nerde..
‘’ Tepsi de tepsi fındıklar
Ayşe’ de Veli aga’ yı gıdıklar ‘’
Deye fıkır – fıkır coşan ses nerde..
Hanı nerde çoban Mustıfali
Goyunları gütmeyo mu
‘’Çöz de al Mustıfali ‘’ diyen Ayşe gelin
Oynemeye gitmeyo mu
Ses gelmeyo mu efemden
Garibim, yavrım, horozum
Türkü - türkü ötmeyo mu..
Ey büyük Allah’ ım
Neden böyle garar gıldın
Neden onu benden aldın
Neden beni derde saldın
Affına sığınırım
Bir sözüm var sana
Ben bile yaşarken daha
Neden gittin ona
Söktün ciğerimi benden
Tutuştu yüreğim,
Yandı bağrım
Affet beni Tanrım
Adaletten yana
İtirazım var sana.
Ey duaynan böyütdüğüm
Türküynen yörütdüğüm
Güneş’im, ay’ım
Efem, yiğidim, Özay’ ım
Ben gideydim yavrııım senin yerine
Sensiz yaşamak benim neyime
Sana gurban olayım
Gavuşdursun bizi Tanrım
Orda da seni bulayım
Yavrııım, bidenem, Özay’ ım.
Yavrııım, bidenem, Özay’ ım…
Özkan GÖNLÜM
Evet bu şiire de tek bir yorum yazılmamış... Yazık çok yazık... Sanal alem bu demek... Böyle mi olmalı? Böylemi okumalı ve gerçek şiire böyle mi sahip çıkmalı?
Özkan Gönlüm, şehit analarına da seslenir ve üzülmemelerini söyledikten sonra
'Kabul edersen eğer
Binlerce Türk gençi hep beraber
Sana ana deriz
Sonsuz sevgi ve saygıyla
Toprak kokan, Vatan kokan
Mübârek ellerinden öperiz ' der...
İşte Özkan Gönlüm' e ağabey deyişimin ve gönül köşkümde hazırladığım tahta oturtuşumun sebebi budur dostlar...
Memleket havasını koklarım onun ellerinde. Yüzünde ülkemin güllerini görürüm. Dilinde türkülerimi, ağıtlarımı duyarım... Onu sevmeyim de ne yapayım yani... O, bir kocaman yürektir. Vatan, bayrak, ezan diyen susmaz bir haykırıştır o... Türklük sevdalısıdır... Anadolu' nun cümle çilesi ve cümle canlarını görürüm onun canında... Bu birlik ve beraberliği kıskananlar kıskansın isterlerse...
'Allah alın yazımı yazmış
Ben doğunca
Bir de gönül yazım varmış
Anladım şair olunca' dİyen 'Denizli horozu' kadar 'efe' bir gönül bu işte... Özay Gönlüm ustanın saz teli kadar hassas bir yürek sahibi... Ağlayanla ağlar Anadolu'mun insanıyla, gülenle güler... Cenazeye koşar, düğüne uğrar. Has dost o işte...
'Güzelliklerle Yoğrulmuşum
Aşk yolunda yorulmuşum' diyen bir kocaman yürek o...
'Tam onikiden vurmuştu
Gözler hedefi bulmuştu
Gönlüm aşk ile dolmuştu
Seni tanıdıktan sonra' diyen bir şair... Özkan Gönlüm, öz gönül yani..
Sanal alemin okuyanı, yazanı diye bir türkü çığırsam kim duyar acaba? Demek bu burcu burcu Anadolu kokan Ninenin Mektubu’ na da tek yorum yok ha? Ben üzülmeyeyim de kim üzülsün... Kim? ...
Özkan Gönlüm, sadece aile çevresine, oğluna torununa, eşine değil, yakını olan sevdiği kişilere de şiirler kaleme almıştır. Antolojide bulunanlardan birkaç örnek sunacağım. Sadece Arif EREN hoca’ mız için yazılan şiirin altına yorumlar yapılmış. Diğerlerinde hiç yok. Hele hele, benim için kaleme alınmış tek bir dörtlüğe de ne yazık ki sadece ben teşekkür yazmışım.
İşte hakikat bu... Bir de yanıkırlar bazı dostlar, yurt genelinde çıkan dergilerde bize yer verilmiyor diye... Sanal alemde en küçük bir dize yazsan kolayca yayınlıyorsun kardeşim. Ama sen, sadece kendini okuyorsan ve başkasını okumuyorsan, kendini dünyanın bir numaralı şairi sayıyorsan üzüntüm onadır... Hiç yanıkmana gerek yok... Boşuna dertlenme... Bu anlayış ve bu gidişle de şiirin altın halkasına zor eklenirsin fidanım....
İsterse kimse okumasın... Elbette bir Molla Kasım gelir, birkaç sayfasını okuyacak diye, Özkan Gönlüm’ ün dostlarına yazdığı şiirleri özür dileyerek inadına peşpeşe sunacağım burada dostlar...
-Tahlil-
Mustafa CEYLAN
****************
Evet dostlar, içinde yaşadığımız günlerde asırlardan beri Anadolu topraklarında gözü olan hain odaklar ve şerefsiz eller, bizi bize düşman etmeye, Cennet yurdumuzu bölmeye çalışmaktadırlar. Ve ellerinden gelen her türlü oyunu oynamaktadırlar. Biz bu vatan, bu bayrak uğrunda ölümü göze almış Mehmetçikleriz. İlimde, bilimde, fende, teknikte, çağdaşlıkta, kısaca her alanda muassır medeniyet seviyesinin önüne geçmek isteyen bir ulusun evlâtlarıyız... TÜRK MİLLETİ bir bütündür asla bölünemez. TÜRK yurdu yeryüzünün en mukaddes coğrafyasıdır. Bu coğrafyada gözleri olanların oyununa asla gelmeyeceğiz ve içimizdeki küçük beyinlerin safsata ve rüzgârı bizi asla yıldıramıyacaktır.
Bugün Antalya caddelerinde gezerken, evlerin, apartmanların balkonlarında dalgalanan şanlı bayrağımızı doya doya seyretttim. Ve gurur duydum, milletimin son hadiseler karşısındaki tepkisine... Cümle evlerin-apartmanların balkonunda al bir çiçek açmıştı, barışa gülen, tarihe destan çiçek... Sanırım, baştanbaşa Anadolu kentleri de böyledir.
Özkan GÖNLÜM ağabeyin de benimle aynı duygular içinde bulunduğunu biliyorum. Bu bayrağın bu coğrafyada yaşayan ve ben bu ulusun evlâdıyım diyen, doğum yeri, siyasi görüşü, anlayışı ne olursa olsun, ismi - cismi- felsefesi ne olursa olsun, 'ayyıldızlı bayrak benim bayrağımdır' diyen herkesin sevdası olduğuna Özkan gönlüm' de inanmaktadır. Bir başka TÜRKİYE yok. Bir başka güzel BAYRAK da olamaz...
Özkan Gönlüm 'GÖNÜL YAZIM' isimli eserinde
'Türk'üm ben
İçimden gelen bir ses
Alıp verdiğim nefes
Ben Türk'üm diyor
Türk ruhtur, beden kafes.
Türk'üm ben
Coğrafya, köken, renk, şekil
Din, dil
Önemli değil
Türk
Türklüğünü bilen
Türklüğü içinde duyan
AYIRIMCI olmayan
Türk gibi yaşayan
Kendini Türk sayan
Ben Türk'üm diyendir
Türk, beden kafesinde
Türk ruhu olandır.
Türk'üm ben
Türk ruhudur asıl olan
Türktür gönlü Türklükle dolan
Türk
Türklüğünü duyandır
Türk diline, kültürüne
Türk tarihine, uygarlığına
Türklük damgasını vurandır...
Türk'üm ben
Etkilemez beni
Ne doğu, ne batı
Ne kuzey, ne güney uygarlığı
Benim uygarlığım
Türk'ün ürettiği
Türk'ün yarattığı
Aslına özgü
Özgün Türk uygarlığı...
Biz Türk'üz
İçimizde sevgi ve dayanışma ruhu
Bir bütündür Türk Dünyası
Türk Türkle kardeştir
Türklük bir doğuş
Türkler dünyayı aydınlatan güneştir.
Yurdumuz Anadolu
Türk'ün ülkesi
Türklüğün sesi
Dünya Türklerinin
Türkiye' dir Kâbe'si...
Türk'üm ben
Tarihimi, vatanımı, milletimi seven
Aslımı, neslimi öven
Türk'üm ben
Her yerde ve her koşulda
Benliğimi korurum
Değiştiremez beni
Dünyanın hiç bir yeri
Ne Amerika, ne Avrupa, ne asya
Bütün dünya üstüme gelse
Döndüremez beni asla...' (Sayfa: 107-108) demektedir...
Asker Mehmet' in Anasına Yazdığı Mektup
Bu şiir 1992' de yazılmıştır.
Ey ak saçlı ana
Asker ocağından yazıyorum sana
Sen beni bu günler için doğurdun
Beynimi ATATÜRK ve BAYRAK ile yoğurdun.
Bu vatan için şehit olursam eğer
Karagözlüm Ayşe’ me deyiver
Sakın ağlamasın, karalar bağlamasın
Şehit vermeyen toprak Vatan olmaz
Bulur belâsını anacığım hainler
Bizim kanımız yerde kalmaz.
Azdı yine Vatansızlar anacığım
Şırnak’ ta, Eruh’ ta, İdil’ de
Dağ başını duman aldı
Vurdular görevi başında
Şehit ettiler kardeşim Ahmet’ i, Mehmet’ i
Çocukları yetim kaldı.
Olur mu anacığım olur mu
Kardeş kardeşi vurur mu
İçimizden düşman çıkarsa
Taş üstünde taş
Omuz üstünde baş kalır mı..
Kimdir bunlar?
Türkiye’ de doğup büyüyüp
Türkiye’ de doyan
Bizimle yaşayıp da
Kendini ayrı sayan..
Kimdir bunlar?
Atatürk’ e, Bayrağıma saygı duymayan
Türk’ü kendinden saymayan
İçlerinde Cehennem ateşi kaynayan
Cennet Yurdum Türkiye ile oynayan
Kimdir bunlar?
Kimdir bunlar?
Bunlar, Çanakkale’ da, Dumlupınar’ da
Aynı siperde omuz omuza tetik tutan
Cephede birlikte savaşıp
Bu Vatan için şehit düşüp, kanını akıtan
Doğulu kardeşlerimiz olamaz.
Kimdir bunlar?
Türk’ ü öldürenler
Yol kesen, köy ve karakol basanlar.
Türk Bayrağını indirip
Kızıl çaput asanlar
‘’Özgürlük’’ diye - diye haince
İnsan öldürüp, irin kusanlar.
Kimdir bunlar?
Okullardan Türk Bayrağını kaldıran
İstiklâl Marşımıza sırt dönüp duran
‘’İktidar Botan’ da, gönüllüler dağlarda’’ diye
Hayal görüp sloganlar uyduran
Türk Devletine karşı savaş açan
Yurdumda dehşet ve ölüm saçan
Kimdir bunlar?
Kimdir bunlar?
İnsanlıktan nasip almayan
Vatanı, milliyeti, cibilliyeti olmayan.
Kendini bir şey sanıp hiç olan
Hainlerin yuvasına düşmüş
Ne idüğü belirsiz, piç olan
Kimdir bunlar?
Kimdir bunlar?
‘’Özgürlük’’ deyip saldıran
Türk’ e, Atatürk’ e karşı duran
Ellerinde silah, köpek gibi kuduran
Askeri, polisi arkadan vuran
Kimdir bunlar?
Kimdir bunlar?
‘’Gerilla vuruyor
Kürdistanı kuruyor’’ diye
İt gibi uluyan.
Biz ‘’ kardeşlik ‘’ dedikçe
Yurdumu kana bulayan
Kimdir bunlar.
Kimdir bunlar?
Türk’ le, Türkiye’ yle gurur duymayan
Silah ve bomba ile oynayan
Askerin, sivilin kanını içip doymayan
Dini, imanı, Allah’ı olmayan
Kimdir bunlar?
Kimdir bunlar?
Bunlar kimlerdir? ..
Kim olursa olsunlar
Ne olursa olsunlar
İster satılmış
İster hain yaratılmış olsunlar
Tasamız yok, korkumuz yok anacığım
Sen beni bu günler için doğurdun
Kanımı hürriyetle yoğurdun
Dağ başını duman alsa da
İçimizdeki hain yaman olsa da
Korkumuz yok yılmayız biz.
Bu vatan için şehit de olsak
Atatürk yolundan dönmeyiz biz.
Kalbimizde iman, başımızda Bayrak
Meş’alemiz Atatürk sönmeyiz biz.
Bir kişi de kalsak bine karşı
Yurdumuzu hainlere vermeyiz biz
Özkan GÖNLÜM
Ve saygıdeğer dostlar,
Sanal alemin ŞİİR ANLAYIŞI’ na bir bakın hele. Galip SİNECİKLİ kardeşimin Özkan abi ile yaptığı röportajda da belirtildiği gibi Ahmet Tufan ŞENTÜRK gibi zirve bir şairin şiirini antolojisine maalesef sadece 11-15 kişi aldıysa, ELBETTE Özkan GÖNLÜM’ ün şimdi sunacağım muhteşem dörtlüklerine de tek bir yorum yapılmadığını üzüntüyle gördüm. Işık Yengemize yazdığı şu şahane dörtlüğü yazabilmek için kocaman-dev bir yüreğe ve muhteşem bir şiirsel yolculuk tecrübesine ihtiyaç vardır. Diyor ki:
Bir Dirhemin Bin Ton Eder Hesapta
Eşime
İstemem Leylâ' yı verseler bile
Benim şu gönlümün emeli sensin.
Yıkılmaz depremle gelseler bile
Gönül sarayımın temeli sensin.
Seni tarif etmek imkansız bir şey
Sen bir Tanrıça'sın aşk konusunda.
Bakışının deryasına daldım da
Boğuldum gözlerinin okyanusunda.
Senin kadrini bilmek ibadettir
Bir ayetsin gönül adlı kitapta.
Öyle eşsiz bir mücevhersin ki sen
Bir dirhemin bin ton eder hesapta
İşte... Bir dirhemin bin ton eder hesapta dediği 3 dörtlük... Bu şiire tek bir yorum yapılmamış... Hani o aşkı yüzünden gözyaşı dökenler... Hani o şiirin ve şairin kıymetini bilenler nerdeler? ...
Bakınız bir şiir daha sunayım sizlere:
Özay Gönlüm' e Ninenin Mektubu
Ey benim umudumun Gandili
Göz yaşımın mendili
Dağdan, bayırdan aşı® madığım
Gözden, gönülden düşü® mediğim
Duaynan böyütdüğüm
Türküynen yörütdüğüm
Gardan, gışdan gayı® dığım
Bazlımaynan doyu® duğum
Güneş’im, Ay’ım
Yavrııım, bidenem, Özay’ ım.
Acı habar tez uleşdi
Elim, ayağım doleşdi
Gözüm garardı, yüzüm sarardı
Düğüm düğüm oldu boğazım
Lokmamı yeyemedim
Bi şey de deyemedim
Dondum galdım
Ne etcemi bilemedim.
Ey Goca efem, arkedeşim
Yavrıım, bidenem, can yoldaşım
Tarhanam, unum, bulgurum
Bu dünyada umudum, gururum
Tencerede aşım
Dinmeyen gözyaşım
Nerdesin bidenem, yavrııım
Ne ettin len
Nereye gittin sen
Benim yiğidimin ölüm nesine
İnsan habar verme mi ninesine…
Olsaydı habarım
Bu halimle goşarak
Dağı- daşı aşarak
Ben araya girerdim
Dikilir garşısına Azrail’in
Aslanımı bırakın, beni alın derdim.
Olur mu yavrııım, olur mu
Hiç böyle edilir mi
Doksan yaşındaki ninen
Goyup da gidilir mi..
Ey büyük Allah’ ım
Senin işine garışmam da
Bu işde bi yanlışlık var ama
Onun daha söylenecek sözü
Dillenecek sazı vardı
Ninesine mektupları
Hem okur, hem çalardı
Onu dinleyenler duygulanır
Hem güler, hem ağlardı.
Ninem derdi bana
Gocanam derdi
Yanık sesiyle türkü söylerdi
Böyle nasıl oldu bilemeyom
Epeydir habar gelmedi
Hasdeyim de demedi
Sesi soluğu bitivemiş
Aniden, sessizce yitivemiş.
Şindi n’olcek gari
Dostla bişeyle deyin bari..
‘’ Tellidir anam tellidir
Denizli’ nin horozları bellidir ‘’
Deye dağı – daşı aşan ses nerde..
‘’ Tepsi de tepsi fındıklar
Ayşe’ de Veli aga’ yı gıdıklar ‘’
Deye fıkır – fıkır coşan ses nerde..
Hanı nerde çoban Mustıfali
Goyunları gütmeyo mu
‘’Çöz de al Mustıfali ‘’ diyen Ayşe gelin
Oynemeye gitmeyo mu
Ses gelmeyo mu efemden
Garibim, yavrım, horozum
Türkü - türkü ötmeyo mu..
Ey büyük Allah’ ım
Neden böyle garar gıldın
Neden onu benden aldın
Neden beni derde saldın
Affına sığınırım
Bir sözüm var sana
Ben bile yaşarken daha
Neden gittin ona
Söktün ciğerimi benden
Tutuştu yüreğim,
Yandı bağrım
Affet beni Tanrım
Adaletten yana
İtirazım var sana.
Ey duaynan böyütdüğüm
Türküynen yörütdüğüm
Güneş’im, ay’ım
Efem, yiğidim, Özay’ ım
Ben gideydim yavrııım senin yerine
Sensiz yaşamak benim neyime
Sana gurban olayım
Gavuşdursun bizi Tanrım
Orda da seni bulayım
Yavrııım, bidenem, Özay’ ım.
Yavrııım, bidenem, Özay’ ım…
Özkan GÖNLÜM
Evet bu şiire de tek bir yorum yazılmamış... Yazık çok yazık... Sanal alem bu demek... Böyle mi olmalı? Böylemi okumalı ve gerçek şiire böyle mi sahip çıkmalı?
Özkan Gönlüm, şehit analarına da seslenir ve üzülmemelerini söyledikten sonra
'Kabul edersen eğer
Binlerce Türk gençi hep beraber
Sana ana deriz
Sonsuz sevgi ve saygıyla
Toprak kokan, Vatan kokan
Mübârek ellerinden öperiz ' der...
İşte Özkan Gönlüm' e ağabey deyişimin ve gönül köşkümde hazırladığım tahta oturtuşumun sebebi budur dostlar...
Memleket havasını koklarım onun ellerinde. Yüzünde ülkemin güllerini görürüm. Dilinde türkülerimi, ağıtlarımı duyarım... Onu sevmeyim de ne yapayım yani... O, bir kocaman yürektir. Vatan, bayrak, ezan diyen susmaz bir haykırıştır o... Türklük sevdalısıdır... Anadolu' nun cümle çilesi ve cümle canlarını görürüm onun canında... Bu birlik ve beraberliği kıskananlar kıskansın isterlerse...
'Allah alın yazımı yazmış
Ben doğunca
Bir de gönül yazım varmış
Anladım şair olunca' dİyen 'Denizli horozu' kadar 'efe' bir gönül bu işte... Özay Gönlüm ustanın saz teli kadar hassas bir yürek sahibi... Ağlayanla ağlar Anadolu'mun insanıyla, gülenle güler... Cenazeye koşar, düğüne uğrar. Has dost o işte...
'Güzelliklerle Yoğrulmuşum
Aşk yolunda yorulmuşum' diyen bir kocaman yürek o...
'Tam onikiden vurmuştu
Gözler hedefi bulmuştu
Gönlüm aşk ile dolmuştu
Seni tanıdıktan sonra' diyen bir şair... Özkan Gönlüm, öz gönül yani..
Sanal alemin okuyanı, yazanı diye bir türkü çığırsam kim duyar acaba? Demek bu burcu burcu Anadolu kokan Ninenin Mektubu’ na da tek yorum yok ha? Ben üzülmeyeyim de kim üzülsün... Kim? ...
Özkan Gönlüm, sadece aile çevresine, oğluna torununa, eşine değil, yakını olan sevdiği kişilere de şiirler kaleme almıştır. Antolojide bulunanlardan birkaç örnek sunacağım. Sadece Arif EREN hoca’ mız için yazılan şiirin altına yorumlar yapılmış. Diğerlerinde hiç yok. Hele hele, benim için kaleme alınmış tek bir dörtlüğe de ne yazık ki sadece ben teşekkür yazmışım.
İşte hakikat bu... Bir de yanıkırlar bazı dostlar, yurt genelinde çıkan dergilerde bize yer verilmiyor diye... Sanal alemde en küçük bir dize yazsan kolayca yayınlıyorsun kardeşim. Ama sen, sadece kendini okuyorsan ve başkasını okumuyorsan, kendini dünyanın bir numaralı şairi sayıyorsan üzüntüm onadır... Hiç yanıkmana gerek yok... Boşuna dertlenme... Bu anlayış ve bu gidişle de şiirin altın halkasına zor eklenirsin fidanım....
İsterse kimse okumasın... Elbette bir Molla Kasım gelir, birkaç sayfasını okuyacak diye, Özkan Gönlüm’ ün dostlarına yazdığı şiirleri özür dileyerek inadına peşpeşe sunacağım burada dostlar...