ein Bild ein Bild
Sitemize Hoşgeldiniz, Ziyaretçi! Giriş Yap Kayıt Ol


Konuyu Değerlendir
  • 0 Oy - 0 Ortalama
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Özkan GÖNLÜM’ ün ŞİİRSEL YOLCULUĞU (5)
#1
Özkan GÖNLÜM’ ün ŞİİRSEL YOLCULUĞU (5)

-Tahlil- 
Mustafa CEYLAN 

****************
Arif EREN 



Kelimenin ruhunu bilen 

Fikire kanat veren 

Şiir denince akla gelen 

Bir şairdir Arif EREN 



İlmek- ilmek dokur şiiri 

Nakış nakıştır her biri 

Duygu-duygu gönle giren 

Bir şairdir Arif EREN 



Eşi bulunmaz deyişlerle 

En güzel imgeler, simgelerle 

Şiirin doruğuna eren 

Bir şairdir Arif EREN 



Bin bir emek ile 

Koza gibi şiir ören 

Bana dost, bana yaren 

Bir şairdir Arif EREN 



İnançlı ve imanlı 

Yurt ve insan sevgisiyle dolu 

Allah’ın şair kulu 

Kahramanmaraş otuz sekiz doğumlu 

Bir şairdir Arif EREN 



Fahriye ile Tufan' ın Aşkı 



Ahmet Tufan Şentürk’ e saygılarımla.. 



1950 yılının sonbaharında 

Hastaneye yatınca Tufan 

Teşhisi konmuştur 

Şairimizde aniden 

Mide kanaması olmuştur. 



Ağrısı dinip kendine gelince 

Hastalığı unutur 

Şair gönlü aniden 

Bir güzele tutulur. 



Birden kaynar canı 

Görünce başucunda 

Güzeller güzeli Başhemşire 

Fahriye Gökcan’ ı. 



Ne olduysa o anda oldu 

Tam aradığını buldu 

Mecnûn gibi Leylâ’ ya baktı 

Yüreği aşk şokunda Tufan’ ın 

Göğsünden fırlayacaktı. 



Bir hastane odasında 

Kaşla göz arasında 

Yüreğin tutuştuğu bir andı 

Tufan’ ın gözlerinde alev – alev 

Aşkın ateşi yandı 

Gördüğünü Leylâ 

Kendini Mecnûn sandı. 



Aradan aylar geçti 

Bırakmadı sevdiğinin peşini 

Nereye giderse kolladı 

Ona yazdığı şiirlerle 

Demet – demet güller yolladı. 



Tufan’ ın aşkına aldırmadan 

Fahriye, direndi durdu 

Onun kalbine girmek 

Kaleyi fethetmekten zordu. 



Ama Tufan pes etmedi 

Sevdiğimi alacağım diyordu 

Gözünü yumduğunda 

Her gece sevdiği 

Rüyasına giriyordu. 



Deli – divâne olmuştu Tufan 

Mecnûn gibi geziyordu 

En duygulu şiirlerini 

Leylâ’ sına yazıyordu. 



Sabır taşı çatlasa da Tufan’ ın Ankara’ nın soğuğunda her gece 

Onun özlemini duya – duya 

Yazdığı şiirleri okuya – okuya 

Dalıp gidiyordu uykuya. 



Yıllar geçip gitse de 

Sevdiğini istiyordu şair 

Bu ayrılık yetsin diyordu 

Sana hasretim bitsin diyordu. 



Sesini duyuyordu sevdiği 

Sevdiğini biliyordu sevdiği 

O da Tufan’ ı çok seviyordu 

Bir nedeni vardı ki bu ayrılığın 

Üzmemek için onu 

Bir türlü söylemiyordu Tufan’ ına 

Hasta olduğunu. 



Devamlı ısrarlar karşısında 

Mecbur kalınca sonunda 

Haberi olsun diye onun da 

Hastayım ben diyor Fahriye 

Çaresiz bir kronik astımım var. 

Seni mutlu edemem Tufan’ ım Sevdiğim kadar. 



Olsun diyordu şair 

Gönül ferman dinler mi 

Sevdiği hasta da olsa 

Yine de sevecekti 

Ve nihayet 

Dokuz yıl önce başlayan 

Fahriye ile Tufan’ ın aşkı 

Mutlu sonla bitecekti 

29.Mart.1959’ da Aşıklar murada erecekti 

Tufan ile Fahriye 

Dünya evine girecekti. 



Hastalığın çaresizliğine rağmen 

En güzel duygularla yaşanan 

Bu sonsuz aşk 

Sevgi ile saygı ile on sekiz yıl 

Mutlulukla sürecekti. 



Yıllarca devam etti mutlulukları 

Hastalıktan kurtulamıyor 

Soluk soluğa kalıyordu Fahriye 

Çok sıkıntı çekse de 

Derin acısını içinde söndürdü 

Üzülmesin, sevinsin diye Tufan’ ı 

İyiyim ben diyerek 

Acıyı kıvanca döndürdü. 



Oysa ki cefakâr Tufan 

Hastalığından ötürü yıllarca 

Hiç yüksünmeden, erinmeden 

‘’Off’’ çekip de derinden 

Hiç vurmadan döşüne 

Sevgi ile vefa ile 

Bebeği gibi baktı eşine. 



Ne vakit geleceği bilinmez 

Ecele karşı gelinmez 

Bir takdîr – i ilâhiydi bu: 

3.Aralık.1976 günü 

Şairimizin ilham perisi 

Eşi, sevgilisi, birtanesi 

Canı, ciğeri, Fahriye’ si 

Bir hastane odasında 

Tufan’ ına doyamadan daha 

Mübarek Kurban Bayramında 

Kurban gitti Allah’ a… 



İşte böyle dostlar 

Tarifi imkânsız bir aşkın sonunda 

Biricik eşini kaybedince 

Yalnız kalmıştı Tufan baba 

Elden ne gelir 

Allah sabrını verir 

Dindirmek için yürek sancısını 

Şiirlere döktü sonsuz acısını. 





İsa Kayacan 



İsa Kayacan dendiğinde Türkiye’ de 

Edirne’den Van’a kadar tanırlar seni 

Yurdu yerel basın yoluyla dolaşırsın 

Yeni Evliya Çelebi sanırlar seni. 



O güzel duyguların düşüncelerinle 

Gazetelerde dergilerde hep sen varsın 

Binlerce yazın yüzü aşkın kitabınla 

Kırılmayan rekoru elinde tutarsın 





Koca Çınar Tufan Baba 



A.Tufan ŞENTÜRK’ e 



Tufan baba 

Esentepe köyünden çıktın yola 

Ankara’ da yaşadın dönmedin sen. 

Evrensel şiirlerinle sevdik seni 

Doruktan aşağı inmedin sen. 

Mevlâna’ ca sevgi ektin 

Yunus gibi çile çektin. 



En üstün özelliklerle yaratmış seni 

Sen Allah’ın nadir kulusun. 

İlhâm indirmiş yüreğine 

Sen Allah’ ın şair kulusun. 



Ustasısın, hocasısın şairlerin 

Kelimeleri mısra-mısra 

Türkçe’nin en güzel sözüyle 

Melodinin özüyle 

İlmik-ilmik dokursun. 

En güzel şiirlerini gönülden 

Gürül-gürül delikanlı sesinle 

Gümbür-gümbür okursun. 



Kitaplar dolusu yazdıkların 

Şiirin onurudur. 

Tufan baba adı 

Şairliğinin gururudur. 



84 yıllık ömür boyunca 

İlham bülbülleri şakır bağında. 

Şiirlerin, türkülerin söylenir 

Sesin yankılanır Toros Dağı’ nda. 



En güzel şiirlerle, sözlerle 

Sevgiyi katmer-katmer 

Gönlümüze doldurup yığansın. 

Seven, sevilen yüreğinle sen 

İnsanlığa armağansın. 



Kendine özgü yaşam biçimin 

Kendi yasan var senin. 

Mala, paraya değer vermezsin 

Yaşam kavgan zor senin. 



Uzun ömründe 

Kahpe Felek kimi zaman 

Toroslar’ dan kar getirdi 

Kimi zaman kucak-kucak 

Ayva, üzüm, nar getirdi. 

Eşinin yokluğuyla geçen yıllar 

Seni yedi bitirdi. 



Küllenmiş kordur yüreğin 

İçten içe yanarsın sen. 

Her gün her dakika yıllardır 

Özlem ile, dua ile 

Yengemizi anarsın sen. 



Sevgili Tufan baba 

Senin hayatın, senin şiirin 

Ne yazmakla biter 

Ne anlatmakla tükenir 

Senin gibisine bilmem ki 

En güzelinden ne denir. 



Hiç şüphesiz 

İnsanlığa armağan şiirlerinle 

Yarına kalacaksın sen. 

Ve yıllar sonra 

Dilden-dile söylenen 

Bir efsane olacaksın sen. 





Mustafa Ceylan 



Heyecan dolu ve duygulu sesiyle 

Şiir okurken sanki heyelândır o 

Şiirin ve şairin hakkını veren 

Şair ve yazar Mustafa Ceylan’ dır o. 





Udi Bestekâr Ali Çekici 



AZİZ HATIRASINA 



En güzel şarkıları besteledin 

Musikiyle yaşadın sen ömrünü 

Sessizce yitiverdin üstâd bir gün 

İnanmadık duyunca öldüğünü. 



Birlikte olduğumuzda udunla 

Çalıp söyledin de mest ettin bizi 

Duyunca dostum ölüm haberini 

Perişanız şimdi, mahvettin bizi 



Ses vermiyor şimdi emektar udun 

Bütün şarkılar senin için sustu 

ALLAH rahmet eylesin çok üzüldük 

Kaybettiğimiz için büyük dostu. 





Zehra Aslandoğan' a 



Saygılarımla.. 



Bahri beyin mutluluk yuvasında 

Vefakâr ve cefakâr bir eştir o. 

Bir yaşam boyu, sevgi dünyasında 

Işıl-ışıl parlayan güneştir o. 



İlgisi candan, sevgisi candandır 

İnciler dökülür dilinden bir–bir. 

Yeri geldi mi dostlar meclisinde 

Şiirler okur sevgiye, aşka dair. 



Kardeşçe ve insancadır her tavrı 

Yüreğinde sevgi, dostluk doludur. 

Cumhuriyetin öğretmenidir o 

İzlediği ATATÜRK’ ün yoludur. 



Ayrılmaz asla ATATÜRK yolundan 

Özgürlük türküsü düşmez dilinden. 

Sevgili kardeşimiz Zehra öğretmene 

Bu sözler döküldü gönül telimden. 



Özkan Ağabey için ne yazsan azdır, ne söylesem onu tam olarak ifade edemem dostlar... Sunmuş olduğum birkaç şiirinden sizlere o’ nu, aile ortamını, şiirsel yolculuğunu bir nebze tanıtabildi isem ne mutlu bana. O’ nunla dost olmayan tam olarak bilemez kardeşliğini, sımsıcak dostluğunu.... Oğlu askere giderken yazdığı şiir bir zamanların Kemal Ilıcak yönetiminde çıkan Tercüman Gazetesi’ nde Gürbüz AZAK tarafından bir köşe yazısına konu edilmiş, memleket sevdalısı bir şairimizdir o. Torunu Eda için bir çok şiir kaleme almıştır. Aslında 3 torun dedesi olarak benim, Özkan Gönlüm ve Eda bebek konusunu işlerken DEDE VE TORUN’ un Türk Şiirindeki yeri ve önemi hakkında özgün bir çalışma sunmam gerekir. İnşallah onu bir başka güne bırakarak, sözlerimi Özkan Ağabey’ in torununa yazdığı bir şiirle noktalamak istiyorum. Cümlenize selamlar, saygılar dostlar... 



Eda Bebek 



EDA bebek torunum 

Henüz iki yaşında 

Ama beni biliyor. 

Alınca telefonu 

'Dede..' deyip duruyor. 



Duyunca sesini 

Dünyalar benim oluyor. 

By-pas' lı gönlüm 

Huzur buluyor. 



Ey büyük Allahım 

Bir dileğim var senden 

EDA ‘ yı gelin görmeden 

Alma canımı benden. 



EDA bebek her şeyim 

Hayatım benim. 

Alınca resmini elime 

Dualar doluyor dilime 

Gözyaşı oluyor özlemim. 

Mümkün olsa o anda 

Gözyaşımı yel ederim 

Eser ona giderim. 



Sarı saçlar 

Nokta dudak 

Gül pembe yanak 

Bu kadar olur ancak. 

Allah'ın gücüne gitmesin 

Bütün çocuklar güzeldir ama 

Bir başkadır bizim EDA. 





Allah öyle yaratmış ki 

Gözlerinin rengini. 

Bulmak mümkün değil 

Tabiatta bir dengini. 



O ne gözler öyle 

Hem gökyüzüne 

Hem denize denk 

Gözlerine işlenmiş 

Bin-bir mavi renk. 



Mavilerin cümbüşü 

İnanın sözlerime 

Gelmiş oturmuş sanki 

Eda' nın gözlerine. 



Gözlerin en güzeliyle 

Maviş - maviş bakar bana 

Koşar atılır kollarıma 

Severim, öperim onu 

Şükür ederim Yaradana. 



Binlerce şükür Rabbim 

Dünya güzelini verdin bana 

EDA' yı yaratan ALLAH' ım 

Ömür boyu duam bile az gelir sana. 



ALLAH olmayanlara da versin 

Dedeler bir başka sever torunu 

Elinden gelirse bir de 

Böyle şiirle över torunu. 



Ben bu şiiri yazdım ama 

O şimdi bilmeyecek 

Teşekkür edip öpücük vermeyecek 

Yıllar gelip geçecek 

EDA bebek büyüyecek 

Okuyunca bu şiiri 

Gösterip öğretmenine, övünerek 

'Dedem bana yazmış' diyecek. 



Bilmem ki... 

O zaman ben olur muyum 

Şimdi yaşım altmış beş 

Yetmiş beşi bulur muyum 

ALLAH ömür verirse eğer 

Yaşamaya değer 

O günleri de görürüm. 

Bir de ' Dede Şiiri ‘’ yazarsa Eda 

Mutluluktan coşarım 

Geri kalan ömrümü 

Eda için yaşarım. 



Özkan GÖNLÜM... 


Bir başka dostun ŞİİRSEL YOLCULUK Tahlilinde sağlıcakla buluşmak umudu ile... 
 
Cevapla
  


Foruma Git:


Konuyu Görüntüleyenler: 1 Ziyaretçi

Android Haberler | Ansansanat | Borsa Yorumla | Gülce Edebiyat | Türkçe Dersi