ÜMİD HARUN VE ŞİİR DÜNYASI (2)
Mustafa CEYLAN
……………………………………
Karanlıktan ses gelir donuk donuk
……………………………
“kar ve kardelen”
*
Gece yavaş yavaş büyür
Sessizlik şarkısı geçer düşlerden
…………………………
“bir buket hüzün”
*
Karanlık odaların törpülendiği uzantı mıdır?
“sen varsın ya”
*
………………………….
Göğün mavisine yelken açmak varmış
Değilse geceler siyah değil artık
“eski zamanlardan ”
*
Döner dünya
Döner de akşam olur
Açılır kapıları gecenin
Sihirli bir el olur
Beni buraya geceler getirdi
“çaresiz gece”
*
Kaç gece sürecek
Bu kalp sarsıntıları böyle
Çaresizliğin tırmandığı duvarlara
Karanlığın örtüştüğü ışıklar dalgalanır
…………………………….
Bileydin elden ayağa düşeceğini
Köz olur yanar mıydın geceleri
Elinde bir şey yoktu
Gece işte bu yüzden karanlıktı
“Rıfkı’nın rüyasında”
*
Biriktirdiğin akşamları dök eteğinden
……………………………..
Müntehir saatlerin gölgesi vuru kapıya
Al geceyi al kimsesizlikten
…………………………
“belirsiz depremler”
*
Camda oynaşan gölgeler yapraklar
“şimdi ne kaldı”
*
O yağmurla şu şarkı
Ayıran karanlıktan aşkı
“mevsimlerin adımı”
*
Ne güzel değil gülüşlerin
Yıldızların arasından mı çaldın
Ma şa şeytan
“gülüşlere hiciv”
*
Kaldırımlara bıraktığımız yalnızlık
Dil verip susan gece yıldızlar
…………………………...
“suhera”
*
…………….
Doğan ay
Dolan bulut
…………….
“kim bilir”
*
……………………………
Benim ne zaman babam oldu
Akşamlar sabahlar izledi birbirini
Kimse farkına varmadı
………………………
“öksüz Kerem’in duyguları”
*
Bu gece
Ağlayalım
O her şeyi duyuyor çünkü
Haritadaki her şehre
Bir ip çekelim
Yıldızlara da kalbimizden
Seni seviyoruz
……………………
“senden ”
*
………………………
Gecede cesursun
………………….
“toroslar”
*
…………………………….
Tam oturur zamanın boyutu
İlerletiyorlar aydınlık geceleri
Doğumlar ikindi oldu
Akşam oldu gece oldu
Sabırlar emdi bebeler
Geceler büyüdü
Büyüdü bebeler
…………………
“yolculuk veda düğünü”
*
…………………………
Gece karanlık yol karlı
Eşkin git tay
……………
“esinti”
*
Zirvelerden kopmadan dağ
Ayı uyandırmadan gece
Karanlıktan ışık
Seni ararım
……………………………….
İçimde tükenmeyen özleminle
Karışmasın başka sevgiler
Karışmasın karanlığa bu iffet
………………………..
“ararım seni”
*
……………………………..
Fenerlerimizi gündüz kullandık
Gece oralı olmadı
Ve en kızıl şafağında sabahın
Ürperten heyecan güneşi doğuyordu
Anlaşılan hep sonrayı düşündük
………………………..
“sonra sonbahar”
*
…………………………………
Artık çözemediğim rüyalar görmüyorum
…………………………...............
“kapına gleirken”
*
……………………………….
Uykularında örten yorganını
ss Gördüğün rüyalarında ben olacağım
………………………………….
“Osman’la birlikte”
*
……………………….
Bir. Sen gittin sen gittin
Akşam karalarla kapımızı çaldı
……………………….
…………………………….
Aynalar ışığa borçlu varlığını
Birde içimdeki yüzüme bak
Gerilir gece süzülür suda
Ayrışır karanlıktan aydınlık yıldız yıldız
………………………………..
……………………………….
Geceyi gündüz bağlayan çilen midir?
……………………………………………..
…………………………………………
Düşür geceleyin ay ışığını yolumuza
………………………………………………………
“seni ararken hayali umudu”
*
………………………….
Kahret seni ay ışığında şaçlarınla
…………………………….
………………………………
Ne çıkar bütün güneşlerin söndüğünü söyleme
………………………………………………..
“promete”
*
Çekinme rüzgar gönlünce es
Bu kış gecesinde duvarlarıma
……………………….
“kar”
*
…………………………….
Gece çekgin bir yataktır şeytana
………………………..
“günah”
*
Tövbe Ya Rabbi
Seğirtiyor çıkmazların acizliği
Yaktığımız zamanın bereketsizliğine
Tövbeler tövbesi
………………….
“tövbe”
*
Neye yeter gücün göz yaşından başka
Tükettiğin gecelere bir avuç siyah düştü
…………………………………………
……………………….
Ruhunla gel aradığım umuttur
Rüyalarıma yılgın uykular düştü
………………………………..
Gün battı yüreğime onulmaz akşam düştü
Açıldı gecenin kapıları sineme aşk düştü
Kimseler ne bilir gece bekçisidir yıldızlar
Canan hatırına gökten yıldızlar düştü
Eşya ışığı bekler dalga dalga gün
Bitmeyen bekleyiş de gelecek eline düştü
…………………………………..
“canım.eline düştü”
*
Rüyalarda görülen mutluluk
Göz açınca neredesiniz
Düşlerde aranan mutluluk
Gerçekte karabasan gibi geldiniz
………………………………..
“Mevsimler gece oldu göründü”
*
Dünyanın astarı söküldü
Çığlıklarla
Gözünü açtı varlık
Düşük yapmıştı
Kıyametle karşılaştı
Saat sıfır üç
Karanlık zifiri karanlık
İçten içe kaynayış
Sessiz umutlu bir bekleyiş
……………………..
“arayış”
*
………………………………
Gurbet akşamları yellerin özlemidir
Geceleri aklıma seninle yalnızlık gelir
………………………………….
………………………………………….
Bu gece başkayım yine gırtlağımda hüzün
Seni hayeller de sisli şarkılara gömdüm
“hasretin diğer adı”
*
Bakışlarında akşamleyin
Bir yüzüm ilkbahar
Bir yüzüm sonbahar
Bakışlarında akşamleyin trenler kalkar
………………………………
“geçen giden yıllar”
İŞTE bütün bu dizeler ona Ahmet Haşim’ce resim yapar dememizin sebebedir.haklıyız değil mi? Ümit Harun tek cümleyle gecelerin şairidir.
Ona göre gece: gölgeler ve renklerin kaybolduğu nefesler tutulan eşya ve sesin uykuya çekildiği sessizliğin şarkısı olan sihirli bir el, zifiri bir karanlıktır. Gece yalnızlığı kimsesizliği ayrılığı,hasreti,öksüz ve yetimliği, sabrı, kışı arayışı mısra mısra döker dilinden. Akşam ancak o’ndan,sevgiliden,dostan ayrılınca çalar kapısını.çilesini uzatır. Geceden sabah şair. O ezeli ve ebedi dosta gidecek yollar üstüne ay ışığı ister. rüyaların renksiz, uykuların uyanışa; gece bekçisi olan, yıldızlarla koşusudur geceler.geceler çaresizliği ve hüznü getirip bağdaş kurar can evinde... gecelerin kapısı açılır ve sinesine aşk düşer ümit Harun’un.
Gece sessizliğin sesi, göz kapaklarının kapanışı gönül barajının duygu isimli kapaklarının açılışı...doğa, çevre karanlık perdeyi üstüne çekip suskunluğa büründüğünde şair sessizce açar gözlerini ardından sabah gün ışımasına dek yıldızlarla başlar konuşmaya.hele gurbet akşamları.gırtlağa kadar hüzün doludur..sessiz ma ümitli bir bekleyiştir geceler...........
Yirmidört saatlik zaman diliminin önemli bir bölümünde dönüp duran güneş, dünya, ay ve yıldızlarla dolu güneş sisteminde yüce iradenin kozmik ötesinden üstün takdiri ile geceyi yaşamaktayız.
Gece dış dünyanın karanlığa gömüldüğü, iç dünyanın curcunalar içinde hareketlendiği bir zaman dilimi iç dünyasının efsunkar dehlizlerinden ve girdaplarından yol bulur şair.yıldızlardan ve ay ışığından faydalanır.yollar içinde yol arar.birbirine dolanmış, sarılmış yollar içinden.esas yola düşer, ve göğün katmanlarını aşarak arş-ı alaya uzanır. Sonra gönülden gönüle gözden göze uzanan köprülerden geçer. Yare ulaştığında bir hoş bulduk tebessümü ile bakar gülüşü ile bakar O’na
Gece, hastanın ağrısı artar, şairin derdi çoğalır.eşyanın katı keskin köşeleri ile olayların etkisi silinir gider. Silinirde hasta içine gönül yarasına döner.sızı bundan artar işte duygu fırtınası bundan kaynaklanır.
Şiir ümit Harun’da tarihi misyonunu başarı ile yerine getirmiş maddenin silüetinden zamanın çeşitli boyutlarına ulaşır. Orada mutlak güzeli aratır. Haşim’in o beldesindeki havuz kenarından gelmiş bir gölgeli su damlacığıdır sevgili.çözüldükçe sır içinde sır olur. Göz, söz ve gül damlacığında birer semboldür. Vasıtalar esas amaca ulaşmak için vardırlar. Yağmur gölge ve yapraklar, doğan ay ve yapraklar gecenin süsüdürler.
Şair gündüzlerin katı gerçeğinden katı ve dünyevi kuralların dönüşünden gecenin sihirli havasından büyüyen kalp çarpıntısına sığınır.içinin bir başka deyimle ruhunun şarkısını gül tomurcuğundan dinler. Kaçış böyledir işte... yalan dünyadan uhrevi dünyaya gönül dünyasına kaçıştır bu... kaçarken yanında yine kaçtığı dünyanın objeleri vardır.ama seçilen kendini rahatsız etmeyen objeler.
Şiir kalıbı, kuralı tanımaz. Kırar kapıları ve kendi kozasını örer. masumluğun temizliğin ve güzelliğin simgesi karanlığın koynundan gül edasıyla sıyrılıp ortaya çıktıkça şairin mısralarını birbirine çarpar. Şairin arayışı ışığın çevresinde dönen pervaneye dönüşür. Gül masumiyetiyle gün ışırken boynu bükük kapıların önüne düşer.
Mustafa CEYLAN
……………………………………
Karanlıktan ses gelir donuk donuk
……………………………
“kar ve kardelen”
*
Gece yavaş yavaş büyür
Sessizlik şarkısı geçer düşlerden
…………………………
“bir buket hüzün”
*
Karanlık odaların törpülendiği uzantı mıdır?
“sen varsın ya”
*
………………………….
Göğün mavisine yelken açmak varmış
Değilse geceler siyah değil artık
“eski zamanlardan ”
*
Döner dünya
Döner de akşam olur
Açılır kapıları gecenin
Sihirli bir el olur
Beni buraya geceler getirdi
“çaresiz gece”
*
Kaç gece sürecek
Bu kalp sarsıntıları böyle
Çaresizliğin tırmandığı duvarlara
Karanlığın örtüştüğü ışıklar dalgalanır
…………………………….
Bileydin elden ayağa düşeceğini
Köz olur yanar mıydın geceleri
Elinde bir şey yoktu
Gece işte bu yüzden karanlıktı
“Rıfkı’nın rüyasında”
*
Biriktirdiğin akşamları dök eteğinden
……………………………..
Müntehir saatlerin gölgesi vuru kapıya
Al geceyi al kimsesizlikten
…………………………
“belirsiz depremler”
*
Camda oynaşan gölgeler yapraklar
“şimdi ne kaldı”
*
O yağmurla şu şarkı
Ayıran karanlıktan aşkı
“mevsimlerin adımı”
*
Ne güzel değil gülüşlerin
Yıldızların arasından mı çaldın
Ma şa şeytan
“gülüşlere hiciv”
*
Kaldırımlara bıraktığımız yalnızlık
Dil verip susan gece yıldızlar
…………………………...
“suhera”
*
…………….
Doğan ay
Dolan bulut
…………….
“kim bilir”
*
……………………………
Benim ne zaman babam oldu
Akşamlar sabahlar izledi birbirini
Kimse farkına varmadı
………………………
“öksüz Kerem’in duyguları”
*
Bu gece
Ağlayalım
O her şeyi duyuyor çünkü
Haritadaki her şehre
Bir ip çekelim
Yıldızlara da kalbimizden
Seni seviyoruz
……………………
“senden ”
*
………………………
Gecede cesursun
………………….
“toroslar”
*
…………………………….
Tam oturur zamanın boyutu
İlerletiyorlar aydınlık geceleri
Doğumlar ikindi oldu
Akşam oldu gece oldu
Sabırlar emdi bebeler
Geceler büyüdü
Büyüdü bebeler
…………………
“yolculuk veda düğünü”
*
…………………………
Gece karanlık yol karlı
Eşkin git tay
……………
“esinti”
*
Zirvelerden kopmadan dağ
Ayı uyandırmadan gece
Karanlıktan ışık
Seni ararım
……………………………….
İçimde tükenmeyen özleminle
Karışmasın başka sevgiler
Karışmasın karanlığa bu iffet
………………………..
“ararım seni”
*
……………………………..
Fenerlerimizi gündüz kullandık
Gece oralı olmadı
Ve en kızıl şafağında sabahın
Ürperten heyecan güneşi doğuyordu
Anlaşılan hep sonrayı düşündük
………………………..
“sonra sonbahar”
*
…………………………………
Artık çözemediğim rüyalar görmüyorum
…………………………...............
“kapına gleirken”
*
……………………………….
Uykularında örten yorganını
ss Gördüğün rüyalarında ben olacağım
………………………………….
“Osman’la birlikte”
*
……………………….
Bir. Sen gittin sen gittin
Akşam karalarla kapımızı çaldı
……………………….
…………………………….
Aynalar ışığa borçlu varlığını
Birde içimdeki yüzüme bak
Gerilir gece süzülür suda
Ayrışır karanlıktan aydınlık yıldız yıldız
………………………………..
……………………………….
Geceyi gündüz bağlayan çilen midir?
……………………………………………..
…………………………………………
Düşür geceleyin ay ışığını yolumuza
………………………………………………………
“seni ararken hayali umudu”
*
………………………….
Kahret seni ay ışığında şaçlarınla
…………………………….
………………………………
Ne çıkar bütün güneşlerin söndüğünü söyleme
………………………………………………..
“promete”
*
Çekinme rüzgar gönlünce es
Bu kış gecesinde duvarlarıma
……………………….
“kar”
*
…………………………….
Gece çekgin bir yataktır şeytana
………………………..
“günah”
*
Tövbe Ya Rabbi
Seğirtiyor çıkmazların acizliği
Yaktığımız zamanın bereketsizliğine
Tövbeler tövbesi
………………….
“tövbe”
*
Neye yeter gücün göz yaşından başka
Tükettiğin gecelere bir avuç siyah düştü
…………………………………………
……………………….
Ruhunla gel aradığım umuttur
Rüyalarıma yılgın uykular düştü
………………………………..
Gün battı yüreğime onulmaz akşam düştü
Açıldı gecenin kapıları sineme aşk düştü
Kimseler ne bilir gece bekçisidir yıldızlar
Canan hatırına gökten yıldızlar düştü
Eşya ışığı bekler dalga dalga gün
Bitmeyen bekleyiş de gelecek eline düştü
…………………………………..
“canım.eline düştü”
*
Rüyalarda görülen mutluluk
Göz açınca neredesiniz
Düşlerde aranan mutluluk
Gerçekte karabasan gibi geldiniz
………………………………..
“Mevsimler gece oldu göründü”
*
Dünyanın astarı söküldü
Çığlıklarla
Gözünü açtı varlık
Düşük yapmıştı
Kıyametle karşılaştı
Saat sıfır üç
Karanlık zifiri karanlık
İçten içe kaynayış
Sessiz umutlu bir bekleyiş
……………………..
“arayış”
*
………………………………
Gurbet akşamları yellerin özlemidir
Geceleri aklıma seninle yalnızlık gelir
………………………………….
………………………………………….
Bu gece başkayım yine gırtlağımda hüzün
Seni hayeller de sisli şarkılara gömdüm
“hasretin diğer adı”
*
Bakışlarında akşamleyin
Bir yüzüm ilkbahar
Bir yüzüm sonbahar
Bakışlarında akşamleyin trenler kalkar
………………………………
“geçen giden yıllar”
İŞTE bütün bu dizeler ona Ahmet Haşim’ce resim yapar dememizin sebebedir.haklıyız değil mi? Ümit Harun tek cümleyle gecelerin şairidir.
Ona göre gece: gölgeler ve renklerin kaybolduğu nefesler tutulan eşya ve sesin uykuya çekildiği sessizliğin şarkısı olan sihirli bir el, zifiri bir karanlıktır. Gece yalnızlığı kimsesizliği ayrılığı,hasreti,öksüz ve yetimliği, sabrı, kışı arayışı mısra mısra döker dilinden. Akşam ancak o’ndan,sevgiliden,dostan ayrılınca çalar kapısını.çilesini uzatır. Geceden sabah şair. O ezeli ve ebedi dosta gidecek yollar üstüne ay ışığı ister. rüyaların renksiz, uykuların uyanışa; gece bekçisi olan, yıldızlarla koşusudur geceler.geceler çaresizliği ve hüznü getirip bağdaş kurar can evinde... gecelerin kapısı açılır ve sinesine aşk düşer ümit Harun’un.
Gece sessizliğin sesi, göz kapaklarının kapanışı gönül barajının duygu isimli kapaklarının açılışı...doğa, çevre karanlık perdeyi üstüne çekip suskunluğa büründüğünde şair sessizce açar gözlerini ardından sabah gün ışımasına dek yıldızlarla başlar konuşmaya.hele gurbet akşamları.gırtlağa kadar hüzün doludur..sessiz ma ümitli bir bekleyiştir geceler...........
Yirmidört saatlik zaman diliminin önemli bir bölümünde dönüp duran güneş, dünya, ay ve yıldızlarla dolu güneş sisteminde yüce iradenin kozmik ötesinden üstün takdiri ile geceyi yaşamaktayız.
Gece dış dünyanın karanlığa gömüldüğü, iç dünyanın curcunalar içinde hareketlendiği bir zaman dilimi iç dünyasının efsunkar dehlizlerinden ve girdaplarından yol bulur şair.yıldızlardan ve ay ışığından faydalanır.yollar içinde yol arar.birbirine dolanmış, sarılmış yollar içinden.esas yola düşer, ve göğün katmanlarını aşarak arş-ı alaya uzanır. Sonra gönülden gönüle gözden göze uzanan köprülerden geçer. Yare ulaştığında bir hoş bulduk tebessümü ile bakar gülüşü ile bakar O’na
Gece, hastanın ağrısı artar, şairin derdi çoğalır.eşyanın katı keskin köşeleri ile olayların etkisi silinir gider. Silinirde hasta içine gönül yarasına döner.sızı bundan artar işte duygu fırtınası bundan kaynaklanır.
Şiir ümit Harun’da tarihi misyonunu başarı ile yerine getirmiş maddenin silüetinden zamanın çeşitli boyutlarına ulaşır. Orada mutlak güzeli aratır. Haşim’in o beldesindeki havuz kenarından gelmiş bir gölgeli su damlacığıdır sevgili.çözüldükçe sır içinde sır olur. Göz, söz ve gül damlacığında birer semboldür. Vasıtalar esas amaca ulaşmak için vardırlar. Yağmur gölge ve yapraklar, doğan ay ve yapraklar gecenin süsüdürler.
Şair gündüzlerin katı gerçeğinden katı ve dünyevi kuralların dönüşünden gecenin sihirli havasından büyüyen kalp çarpıntısına sığınır.içinin bir başka deyimle ruhunun şarkısını gül tomurcuğundan dinler. Kaçış böyledir işte... yalan dünyadan uhrevi dünyaya gönül dünyasına kaçıştır bu... kaçarken yanında yine kaçtığı dünyanın objeleri vardır.ama seçilen kendini rahatsız etmeyen objeler.
Şiir kalıbı, kuralı tanımaz. Kırar kapıları ve kendi kozasını örer. masumluğun temizliğin ve güzelliğin simgesi karanlığın koynundan gül edasıyla sıyrılıp ortaya çıktıkça şairin mısralarını birbirine çarpar. Şairin arayışı ışığın çevresinde dönen pervaneye dönüşür. Gül masumiyetiyle gün ışırken boynu bükük kapıların önüne düşer.